Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.36.38
Kendine Ait Bir Oda
Virginia WoolfKendine Ait Bir Oda Yorumları ve İncelemeleri
Kendine Ait Bir Oda yorumları ve incelemelerini, Kendine Ait Bir Oda kitabı hakkındaki okur görüşlerini , Kendine Ait Bir Oda puanlarını 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.Puan
810 üzerinden
Yazardan kadınlar ve kurmaca üzerine konuşma yapması istenir, yazara göre bir kadın eğer kurmaca yazacaksa, parası ve kendine ait bir odası olmalıdır.
On dokuzuncu yüzyıl başlarında bir kadının edebiyatla ilgili eğitimi sadece gözlemleyebildiği kişisel ilişkiler, evinde ortak kullanılan oturma odasında yaşananlar, ve etkileşimde olduğu kişilerin
Edebiyat dünyasının feminist bir makalesi olarak adlandırılan Kendine Ait Bir Oda, kadın hareketinin elinden düşürmediği önemli kitaplardan biri olmayı başarıyor. Erkeklerin kadınlara uyguladığı baskının ve her zaman süre gelen “Eşitlik” tartışmasının cevabını tarihten alıntılar yaparak yanıtlıyor.
“Kadın ve edebiyat” arasındaki bağlantıyı kurmaca bir yazıyla ve karakterleriyle anlatan Woolf, kadınların neden daha az şiir yazdığını veya neden erkekler kadar yaratıcı olamadığını anlattığı eserinde, tarihsel süreç içerisinde kadının toplumdaki yerini de ele alıyor. Kadınların dünyasına dair ilginç tespitleri, farklı bakış açılarını içeren eserinde Woolf, odasındaki duvarı verdiği cevaplarla örmeye çalışıyor ve şöyle sesleniyor kadınlara: “Para kazanın, kendinize ait ayrı bir oda ve boş zaman yaratın. Ve yazın, erkekler ne der diye düşünmeden yazın!”
Kızımın hediyesi olan bir kitap daha.
Uzun zamandır sürekli karşıma gelen fakat bir türlü edinip okumaya başlayamadığım bir kitabı kızımın alması ile okumak kısmet oldu.
Yazarın hayat hikayesini bir kaç defa okumuştum ve ilgimi çekti.
Şunu söyleyim hala türk toplumunda yanlış bir anlaşılma var feminizim erkek düşmanlığı değildir, feminizim kadın üstünlüğü de değildir. İşte bu eser bunu çok güzel anlatıyor.
Yaşadığı çağda çok zorlanmışda mı bu eseri yazmış ve bunları gerçekten yaşayıp bu kadar ruhunda hissetmiş mi bilmem ama inanılmaz bir özgüven var.
Kitabı okurken şunu hissettim burada sadece kadınların durumu anlatılmak istememiş her birey cinsiyetsiz düşününce topluma ve kendine pay çıkartır. Bir çok yerini o çağa göre de düşünsem abartılı geldi. Ve hala değişmeyen bir çok şeyin var olduğunu gördüm.
Yazarın yazım tekniğini sevmedim. Çok uzun cümleler kurmuş. Roman olduğunu sandığın eserin bir çeşit deneme olduğunu okuyunca anladım .
148 syf.
8/10 puan verdi
Feminizm, kadınların edebiyattaki yeri, toplumsal cinsiyet ve kadınların yazıya gönül vermelerinin önündeki engeller...
Woolf'un yukarıdaki konuları işlediği eseri "Kendine ait bir oda" 20. yüzyılın en modernist kitaplarından biridir. Bilenler bilir; Woolf'un hayatı çalkantılı geçmiştir. Mesela ailesinin fertlerini küçük yaşta kaybetmesi, sinirsel bulanımlar ve akıl hastanesine yatırılması, kimi araştırmacılar tarafından öne sürülen maruz kaldığı cinsel istismar ve sonunda ceplerini taşla doldurarak kendini bir nehirde boğması...
Bu kitap ve Virginia Woolf hakkında çeşitli incelemeleri ve teknik yorumları bir sürü kaynaktan bulabilirsiniz. Bu topa girmeyeceğim. Daha önce hiç Woolf eseri okumamakla birlikte, yazarın hayatını ve dünya görüşünü "kısmen" bildiğim için bu eseri okuma gereği duydum. İyi ki de okumuşum. Okuduktan sonra da aklımda şu soru belirdi: Acaba Woolf, İslam ile tanıştı mı? İslam'ın kadına bakış açısını derinlemesine analiz etti mi? Çevresinde ona bu konuda yardım edebilecek insanlar var mıydı? Ve şayet İslam-insan-kadın ilişkisini değerlendirseydi, nasıl bir bakış açısına sahip olurdu? Tabiki bu soruların bir önemi yok ama, insan merak etmiyor da değil. Okudukça okuru çeken bir kitap. İyi okumalar dilerim..
Feminizm akımının öncüsü Woolf’tan kadınlara elmas değerinde öneriler bulunan bir manifesto. Yazar okura kitap boyunca zihnindeki düşünce akışını aktarıyor (evet, kitap bundan ibaret). Okumakta çok geç kalmışım... İnanın, yıllık 500 sterlin geliriniz ve kendinize ait bir odanız varsa her şeyi başarabilirsiniz. Kitabın arka sayfasına yazdığım ve altına kocaman bir yıldız attığım not:
Bu kitapta -okuduğum diğer kitaplarda yaptığım gibi- hiçbir yerin altı çizilmemiş, hiçbir paragraf yıldızlanmamıştır. Bunun sebebi tüm kitabın altını çizmemin hayli zor olacağını düşünmemdir.
⭐️
19.yy İngiliz kurgu edebiyatında kadının yeri
Yazar Kendine Ait Bir Oda'da kurgu edebiyatı ve kadınlar üzerine inceleme ve tesbitlerde bulunup, tarihsel akış ve dönemindeki şartlar çerçevesinde, kadının toplumdaki yeri ve imkanlarını masaya yatırıyor. Kadınların yıllık asgari 500 sterlin gelir ve kendine ait bir oturma odası olmasını edebiyat ile ilgili üretim için ön şart koşuyor... 19.yy İngiliz edebiyatında kadın yazarlar, dönem yazarlarının kadınlarla ilgili yaptığı tespitler ve kadına bakış açısıyla ilgili bir ödev yada tez hazırlıyor olsam rehber kitabım bu kitap olurdu. Virginia Woolf, kampüste, kadın topluluklarında, şehirdeki izlenimlerini paylaşıp; British Museum kütüphanesinde bize rehberlik yapıyor, kitapları yazarları tek tek işaret ediyor.
Yazar, “Yoksul şairin ne günümüzde ne de son iki yüz yıldır hiç şansı olmamıştır. İngilteredeki fakir bir çocuğun azat edilip o muazzam eserlerin doğmasını sağlayan düşünsel özgürlüğe kavuşma ihtimali, Atinalı bir kölenin oğlununki kadardır, kadınlar onlar kadar bile düşünsel özgürlüğe sahip olamamışlardır”diyerek edebiyata gönül vermenin sınıfsal olduğuna dikkat çeken manifesto niteliğinde
bir eser ortaya koymuştur.
Kadınların yazması, yazmaları için, zihinlerini tam anlamıyla dışavurmaları için kendilerine ait bir oda ve zihinlerinin içinde özgürce dolaşabilmeleri, bu serüvenin kesintiye uğramaması için de kendilerine ait bir miktar parası olması gerektiğini Virgina Woolf'un kronolojik bir şekilde, geçmişten günümüze kadınlar hakkında yazılmış kitaplar,
Kitap dili ve hali hazırda yazıldığı dönem açısından kesinlikle zorlayıcı. Yoğun sosyolojik ve edebiyat eleştirileri içermekte. Elbette kadın erkek eşitliği konusunda nereden nereye gelindiğini ve her şeyin ne kadar geç geldiğini anlamak açısından değerli. Asla metroda ya da yolculukta okunacak bir kitap değil çünkü cümleler hayli uzun ve benzetmeler de bi hayli yoğun, sakin bir kafayla, bütün değer yargılarınızdan bir anlığına sıyrılıp sadece Virginia’yı anlamaya ve dinlemeye çalışın. Onu karanlık sulara cepleri taşlarla suya iten şeyleri görmeye çalışın. Benim bu kitapta gördüğüm şey de buydu. Onun hem kendini hem de dönemin cinsiyet adaletsizliklerini suçladığı ve bir şekilde hayatından memnun olmadığını hissettirdiği yinede son cümlelerinde umut dolu ve cesaret dolu olmayı, geleceğin ve gününün kadınlarına tavsiye etmekten geri durmadığını gördüğünüz bir eseridir Kendine Ait Bir Oda.
Kadınları korumaktan vazgeçmeniz lazım, onları farklı işler ve farklı uğraşlarla başbaşa bırakın; izin verin ki asker olsunlar, denizci olsunlar, otomobil sürsünler liman işçisi olsunlar. Kadınlık korunmaya muhtaç bir varoluş olmaktan çıkınca her şey olabilir.
Kadınlar ve kurgu edebiyatı düşüncesiyle başlayıp toplumda dezavantajlı olan kadınların bu uğurda yapması gerekenler noktasına varıyor. Kadın yazarların var olması için geçimini sağlayabileceği parası ve kendine ait bir odasının olmasını gerektiğini savunuyor. Erkek cinsiyetli dünyada bu iki ihtiyaç kadın yazarlar için bir lüks oluyor. Ancak Virginia Woolf kadınların ümitsizlik kılıfını yırtmasını ve kadın imajının yeniden yapılandırılması gerektiğini söylüyor. Verdiği mesajı sizlerle de paylaşmak isterim;
"Sizden sorumluluklarınızı unutmamanızı, yükselmenizi,
daha çok düşünmenizi istirham ediyorum."
1928'lerden gelen kulaklara küpe olacak kitabı okuyun,okutturun...
Kadınların; baskın toplum ve erkeklerin sebep olduğu sosyal yaşamdaki acziyetlerinin sebepleri, sonuçları ve çözümleri üzerine yazılmış adeta manifesto niteliğinde bir denemedir bu eser. Tavsiyem kitabı okurken görecek olduğunuz isimleri hemen okuyup geçmekten ziyade açıp biraz araştırmanız. Keza bunu yaparsanız hem eseri çok daha iyi anlayacak, hem de güncel hayatınızda da etrafınızda bulunan kimselerle aralarında birer ilişki kurup konu hakkındaki algınızı geliştireceksiniz.
Ufak bir kişisel tenkite girişmem gerekirse şayet; ben olsam bu eseri önem sırasıyla birlikte ilk önce toplumda kadını hakir gören cahil insanlara, sözde bilge ve çakma din adamlarına, farkında olmadan yahut bile isteye psikolojik şiddet uygulayan eşlere -ki cinsiyet ayrımı yapmaksızın- ve kendilerince konu hakkında bilgi sahibi dahi olmadan hatta neyi savunduğunu dahi bilmeden körü körüne inanıp ne yaptığından bihaber olan kendini feminist sanan arkadaşlara ekseriyetle okuturdum.
Son söylediklerimi aklınıza yazın, kitabı okuduktan sonra hak vereceksiniz. Konu hakkında edindiğim terbiye ve kişisel görüşler doğrultusunda hassas bir denge tutturduğumu düşünsem dahi Woolf bir erkeğe bir kadın gözünden bakmayı ve az da olsa onun gibi yaşamanın ne manaya geldiğini anlatıyor..
·
Puan vermedi
O dönemde böyle bir metnin yazılmış olması büyük cesaret! Günümüzde bile halen cinisyet eşitliğini sağlayamamışken, en azından şimdi kadının geçmişteki yerini düşündüğümüzde, daha eşit şartlarda yaşayabiliyor olmamızı Virginia Wolf ve onun gibi cesur, öncü ve farkındalık sahibi insanlara borçluyuz.
Feminizm ile ilgili okuduğum ilk metin değil,
"Kadınların kendine ait bir odası ve bir de parası olmalı " felsefesi temel alınan ve bu cümlenin altında yatan derin anlamla birlikte yazılan sohbet havasında süregelen, bir çok yazardan, romandan ve de bilim insanının kadına bakışaçısını olağanüstü bir şekilde açıklayan, (özellikle Freud'un kadınlara bakışaçısından yazar çok güzel bahsetmiş) buram buram gerçek feminizm kokan bir kitap...
•
Okurken o kadar keyif aldım ki , sanki karşımda Wirginia Woolf var ve onunla muhabbet ediyormuşum gibi hissettim. Kadın konulu bir kitap ve bu kadar keyif alacağımı tahmin etmemiştim. Bir çok önemli isimlerin geçmesi sizi araştırmaya yönlendirebilir ve yeni yazarlar, insanlar hatta romanlar tanıyabilirsiniz.
Kendine Ait Bir Oda
•13.10.22•
~Kendine Ait Bir Oda-Virginia Woolf~
Her kadının okuması gereken bir kitap…
Hatta yalnızca kadınların değil, kadına değer veren, kadını anlamak isteyenlerin de okumasını tavsiye edeceğim bir kitap Kendine Ait Bir Oda.
Benim Virginia Woolf’la ilk tanıştığım ve iyi ki de bu kitapla tanıştım dediğim güzel bir yolculuk. Yazarın, zekasının parıltılarını olay örgüsüne kattığı ince detaylarla göz önüne sererken, her geçen sayfada biraz daha içine çekildiğiniz ve ‘evet gerçekten de öyle.’ dediğiniz yerleri barındıran, kısa ancak eksiksiz hatta fazlası olan bir roman.
Bir kadının, dünya tarihine afini bırakmış karşı cinsleri gibi olmasının önündeki engelleri hiç çekinmeden anlatıyor Virginia. Ve diyor ki;
Kadının bir şeyler üretebilmesi için, en azından hayatını idame ettirecek bir kazancı ve kendine ait bir odası olması gerekir. Feminizm manifestosu gibi algılayabileceğimiz romanın içinde, dünyayı adını kazımış kadın yazarlara da atıflar bulunmakta ancak en güzel atıf, hayalen kurulan, İngiliz yazar William Shakespeare gibi başarılı bir yazar olabilecekken nasıl önü kesilip, hakları elinden alınıyor okurken etkilenmemek elde değil.
Woolf bu hazin sonu şöyle betimliyor;
‘Bir kadının bedenine sıkışmış ve dolanmış bir şair kalbinin hararet ve şiddetini kim ölçebilirdi?’
160 sayfayı geçmeyen roman için sayfalarca inceleme, alıntı ve söz yazılabilecekken benim tavsiyem bu eseri alıp, okumanız.
Son sözlerimi de yine kitabın içinden bir alıntıyla bitirmek istiyorum;
“Para kazanın, kendinize ait ayrı bir oda ve boş zaman yararın. Ve yazın, erkekler ne der diye düşünmeden yazın.”
Virginia Woolf