Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Var Olmanın Kötülüğü

Keşke Hiç Olmasaydık

David Benatar

Keşke Hiç Olmasaydık Gönderileri

Keşke Hiç Olmasaydık kitaplarını, Keşke Hiç Olmasaydık sözleri ve alıntılarını, Keşke Hiç Olmasaydık yazarlarını, Keşke Hiç Olmasaydık yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Var Olmak Neden Her Zaman Zararlıdır?
Dünyaya getirilmek fayda sağlamaz ve her zaman zararlıdır. Varoluşun her zaman zararlı olduğundan söz ederken, muhakkak zararlı oluşunu kastetmiyorum. Daha son­ra anlaşılacağı üzere, iddiam, hayatın sadece iyi tecrübeler içer­diği ve hiçbir kötü tecrübe içermediği varsayımsal vakalar için geçerli değil. Öyle bir varoluş için zarar ya da fayda yoktur ve o şekilde varoluş ya da olmayış arasında ayırım yapamayız. Fa­kat hiçbir hayat böyle değil. Bütün hayatlar kötü tecrübe içerir. Böyle bir hayata sahip olacak kişinin dünyaya gelmesi de her zaman zararlıdır. Birçok insan, kişiyi derinden sarsan bu iddia­yı genel kanıya uymadığı için reddetmek isteyecek. Bu nedenle, sadece bu iddiayı savunmakla kalmayıp neden insanların buna direnç göstereceğini de açıklayacağım.
Sayfa 46 - DoğuBatı YayınlarıKitabı okudu
Eğer ahlaki açıdan anlamlı şe­kilde var olmanın genişletilmiş bir süreç olduğunu kabul eder­sek, varoluş menfaatleri derinleştikçe, hayat kurtarmak için ya­pılan daha kapsamlı fedakarlıkları da varlığın menfaatini ko­ruduğu gerekçesiyle kabul etme ihtimalimiz artar. Hayatı baş­latmak ve başladıktan hemen sonra kurtarmak arasındaki tezat da ortadan kalkar. Dolayısıyla, hayat başladıktan sonra hayatı kurtarmakla, hayatı başlatmak arasında çıkarımlar yapmak bir­birilerinden daha uzak göründüklerinden çok daha mantıksız hale gelecektir.
Sayfa 43 - DoğuBatı YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Başlamaya Değer Hayatlar ve Devam Etmeye Değer Hayatlar
"Yaşamaya değer hayat" ifadesi, "devam etmeye değer hayat" - buna, şimdiki zaman algısı diyelim- ve "başlamaya değer hayat" -buna da gelecek zaman algısı diyelim- arasında bir belirsizlik yaratıyor. "Devam etmeye değer hayat" ve "yaşamaya değmez hayat"yargıları var olan bir kişi için geçerli olabilir."Başlamaya değer hayat" ve "başlamaya değmeyen hayat" ise potansiyel an­lamda var olabilecek kişiler için geçerli olabilecek yargılardır. Sorun şu; birçok insan, şimdiki zaman algısını gelecek zaman vakalarına uyguladı ki bu ikisi oldukça farklıdır. Hayatı yaşamaya değmez hale getirecek engellerle, ciddi boyutlarda olsa da hayatı yaşamaya değmez hale getirmeyen engeller arasında­ ki farktan söz ederken şimdiki zaman vakaları üzerine yargı­larda bulunuyorlar. Yaşamaya değmeyecek hayatlar, devam et­meye değmeyen hayatlardır. Benzer şekilde, yaşamaya değen hayatlar, devam etmeye değen hayatlardır. Fakat sorun, daha sonra bu kavramların, gelecek zaman vakalarına uygulanması. Böylece, şimdiki zaman standartlarını kullanarak gelecek za­man vakalarıyla ilgili yargılarda bulunmaya yöneliyoruz.
Sayfa 40 - DoğuBatı YayınlarıKitabı okudu
Yaşamaya Değer Hayatlar ve Yaşamaya Değmez Hayatlar
Bazıları, sakatlığın hayatı yaşamaya değmez kıldığı durumlar­ da bile, sakatlığı varoluşundan ayrı tutulamayacak kişilerin do­ğurularak zarar gördüklerinin iddia edilemeyeceğini savundu­lar. Bunu desteklemek için aşağıdaki gibi savlar ileri sürülüyor: 1. Kişinin zarar görmesi için,durumun kişiyi daha kötü bir hale getirmesi gerekir. 2. "Daha kötü" ilişkisi, iki durum arasındaki ilişkidir. 3. Bu nedenle, kişinin bir durumda daha kötü olması için (varoluş gibi), karşılaştırılan diğer seçenekte kişinin daha az kötü (ya da daha iyi) durumda olması gerekir. 4. Var olmama, kimsenin içinde bulunabileceği bir durum olmadığı için varoluşla kıyaslanamaz. 5.Bu yüzden var olmak ,hiçbir zaman var olmamaktan daha kötü olamaz. 6. Dolayısıyla var olmak zararlı olamaz. Bu sava karşı çıkmanın bir yolu, ilk önermenin bir şeyin bir ki­şiye zarar vermesi için (her zaman) onu daha kötü hale getirme­si gerektiği iddiasını reddetmektir. Bir şeyin bir kişiye zarar ver­mesi için kıyaslanan seçeneğin kötü olmaması koşuluyla, kişi için kötü olınası yeterli olabilir. Zarara bu şekilde yaklaşırsak, var olmak zararlı olabilir. Hayat, dünyaya getirilen kişi için kö­tüyse, ki hayat yaşanmaya değmez ise öyle olmalı; o zaman ki­şinin dünyaya getirilmesi zararlıdır (kıyaslanan seçeneğin kötü olmaması koşuluyla).
Sayfa 38 - DoğuBatı YayınlarıKitabı okudu
Üreyenlerin Kendi Değerlerini Artırdığı Düşüncesi
Üreme taraftarlığının beşeri (sadece siyasi değil) bağlamda, bir başka işleyiş şekli de üreyenlerin çocuk yaparak kendi de­ğerlerini artırması. Onlara bağımlı olan kişilerin varlığı ebe­veynleri daha değerli kılıyor. Örneğin, eğer kısıtlı bir kaynak varsa -belki bağışlanan bir böbrek- ve iki potansiyel hastadan biri küçük çocuk ebeveyni, diğeri değilse, ebeveyn, diğer tüm koşullar aynı olsa da, büyük ihtimalle tercih edilecektir. Bir ebeveynin ölmesine izin vermek, sadece o insanın yaşama bek­lentisini değil, çocukların ebeveynlerinin yaşama beklentisini de hiçe saymaktır. Tabii ki bir ebeveynin ölümünün daha fazla insana zarar vereceği doğru fakat gene de ebeveyni kurtarmayı tercih etmek aleyhine söylenebilecek şeyler var. Kişinin değeri­ni çocuk yaparak artırması, kişinin değerini rehin alarak artır­masına benziyor. Bunu adil bulmayabilir ve ödüllendirmeyebi­liriz. Bu, çocukların hayatını daha kötü hale getirebilir ama bu sonucu önlemenin yükü çocuk sahibi olmayanların omuzlarına yüklenmek zorunda mı?
Sayfa 29 - DoğuBatı YayınlarıKitabı okudu
Totaliter Rejimlerin Üreme Teşviğinin Altında Yatan Düşünce
Totaliter rejimlerin, askeri nedenlerle -yeni ve çok sayıda askere sahip olma arzusuyla- insanları çocuk yapmaya zorladı­ ğı ya da en azından teşvik ettiği bilinir. Kaba bir deyişle bu, öl­ mesi kuvvetle muhtemel asker yetiştirilmesi için üreme yanlısı görüştür.
Sayfa 28 - DoğuBatı YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Üreme Karşıtlığı ve Üreme Yanlısı Önyargı İnsanlar, üremekten, varoluşun getireceği zararları önlemek amacıyla feragat ediyorsa, gerekçeleri özgecildir, bencil değil. Dahası, çocuk sahibi olmak için kullanılan ve fayda görece­ği düşünülen kişi çocuk olduğunda, her bilinçli özgecil moti­vasyon tamamen yanlış yönlendirilmenin bir sonucudur; fayda göreceği düşünülenler başka kişiler ve devlet olduğunda ise uy­gunsuz bir tercihtir.
Sayfa 26 - DoğuBatı YayınlarıKitabı okudu
Herhangi bir kişinin dünyaya gelmesinin ne kadar olasılık dışı olduğu, var olmanın her zaman bir zarar olduğu fikriyle bir­leştiğinde kişinin dünyaya gelmesinin ne kadar büyük bir şans­sızlık olduğunu anlamamız kolaylaşıyor. Kişi, az da olsa zarar gördüğünde bu yeterince kötü bir durum. Fakat olasılık bu ka­dar düşük olduğunda daha da kötü.Bu gözlemde bizi yanlış yönlendirebilecek bir nokta var. Bunun nedeni, ihtimalleri değerlendirebilecek olası trilyonlar­ca insandan, ihtimalleri değerlendirecek durumda olan herkesin şanssız olması ve hiç kimsenin şanslı konumda olmaması. De­ğerlendirme yapanların yüzdeyüzü şanssız ve yüzde sıfırı şans­lı. Diğer bir deyişle, dünyaya getirildiği takdirde birinin zarar görme riski çok yüksekken, kişinin dünyaya gelme ihtimali dü­şük olsa bile var olan insanın zarar görme ihtimali yüzde yüz.
Sayfa 24 - DoğuBatı YayınlarıKitabı okudu
Çocuğu dünyaya getirerek ona verilen zarar sadece çocu­ğun kendisiyle de sınırlı kalmıyor. Çocuk da zamanla üremeye güdülenerek kendi çocuklarını dünyaya getiriyor ve onlar da aynı arzuya sahip oluyorlar. Yani üreyen her çift, kendisini nesiller boyu bir acı buzdağının tepesini işgal ediyor olarak dü­şünebilir.
Sayfa 22 - DoğuBatı YayınlarıKitabı okudu
Her birimiz dünyaya getirilmiş olmakla zarar gördük. Bu göz ardı edilebilir bir zarar da değil; çünkü en iyi yaşamların bile ka­litesi oldukça düşük, çoğu insanın kabul edeceğinden çok daha düşük. Tabii ki kendi varoluşumuza engel olmak için artık çok geç fakat gelecek nesillerin varoluşuna engel olmak için hala zamanımız var. Yeni insanları dünyaya getirmek ahlaki açı­ dan sorunlu. Bu kitapta, bu önermeleri savunuyorum ve neden bunlara yaygın olarak verilen tepkilerin -öfke olmasa da şüp­ hecilik- hatalı olduğunu gösteriyorum.
Sayfa 13 - DoğuBatı YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Benim görüşümde var olmanın net bir faydası yok ve bu yüzden de var olmak hiçbir zaman verdiği zararı karşılamıyor.
Hayata, varolmayışın kutsal sükunetini bozan faydasız bir zaman dilimi olarak da bakabilirsiniz.
Engeliliğin Toplumsal Argümanı
Dolayısıyla bozuklukları olanların engelli olmasının nedeni, yetersiz oluşları değil, toplumsal düzenlemelerin o yetersizliğe sahip olan insanları dışlayacak şekilde tasarlanmış olmasıdır. Görme engellilerin görememesi, işitme engellilerin duyamaması onları engelli hale getirip, hayatlarını daha kötü geçirmelerine sebep olmuyor. Sadece, toplum onların kendilerine özgü yetersizliklerine uygun düzenlemeleri yapmıyor. Başka bir deyişle, görme engelli ve işitme engellilerin hayatlarının daha kötü geçmesine neden olan şey, içinde yaşadıkları ayrımcı sosyal koşullar.
Sayfa 136Kitabı okudu
Ebeveynler biyolojik arzularını giderip, çocuk bakarak ve büyüterek kişisel tatmin sağlıyorlar. Çocuklar büyüdüğünde, ebeveynlere arkadaşlık da yapıyor. Onlara torun da sağlayabiliyorlar. Buna ek olarak, çoğu zaman yaşlılık zamanında kişinin güçsüz olduğu dönemde sigorta poliçesi işlevi görüyorlar. Çocuklar genetik madde, değerler ve fikirlerin geçirilmesiyle -ve ebeveynler öldükten sonra onların da çocuklarında ve torunlarında yaşamasıyla- ebeveynlere bir çeşit ölümsüzlük de sağlıyor.... Yalan ya da yanlış mı, bence kesinlikle değil
Sayfa 119Kitabı okudu
Harika bir hayat o kadar nadir ki, her bir hayata karşın milyonlarca sefil hayat var.
Sayfa 111Kitabı okudu
1.159 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.