"Bu dünyada ondan daha çok sevdiğim biri yok. Aklımda hep o var. Her endişem, her arzum, her sevincim hep onunla ilgili. Sadece ondan bahsediyorum, sadece onu düşünüyorum, sadece onu düşlüyorum, ancak onunla nefes alabiliyorum. Kalbim sadece onun için çarpıyor."
Bulunduğu konumu hiçbir şekilde beğenmeyen bir burjuva olan Mösyö Jourdain müzik, dans, felsefe ve silah sanatları dersleri alır. Fakat bu derslerde kendini geliştirmek bir yana, söylemleri ve yaklaşımlarıyla oldukça gülünç bir duruma düşer. Yüksek mevkide bulunan bireylerle iletişim kurabilmek ve refah alanını artırmak peşindedir.
Kitabın en önemli noktalarından biri, hiçbir vasfı olmayan Mösyö Jordain’in sürekli olarak çevresindekiler tarafından pohpohlanması ve aslında bulunduğu noktadan daha iyi ve kültürlü gözükmesine yol açmasıdır. Kültürlü olmak için ders alan Mösyö, kendi budalalığı yüzünden sürekli olarak insanlar tarafından kullanılmaktadır.
Moliere, hiciv ustalığını bu kitapta da ustalıkla konuşturmuş ve iğneleyici cümleleriyle, eleştiri için odak noktası olması gereken yerleri net bir biçimde göstermiştir. Kitabın tiyatrosuna da mutlaka gideceğim, bu oyunu bir kere de sahnede görmek gerekiyor.