Bazen bir yeri okuyup durdum, kendi kendime düşündüm, konuştum, tartıştım; karaktere kızdım, üzüldüm, sevindim.
Kinyas şehri tasvir ederken, bakkala girip süt alırken, fırından poğaça alırken, üniversiteli gençleri izlerken uzun süredir nefesimi tutuyormuşum da Kinyas ile beraber derin bir nefes vermişim gibi hissettim samimi bir şekilde.
533 sayfalık koskoca kitabın ilk iki bölümünü, sırf son bölüm olan üçüncü bölüm için okumuşum gibi hissettim; yaklaşık 400 sayfalık o kısım sadece üçüncü bölümü daha iyi anlamamız, daha iyi hissetmemiz için yazılmış gibi geldi kitabı bitirdiğim zaman. Ve gerçekten de bittiğinde arkamda koskocaman bir öykü bırakmış gibi hissettim.
"Hayatta yok etmenin zamanı asla gelmez, çünkü bir saat sonra yaşayacaklarını bilemeyecek kadar insansındır."