Lunapark Kapandı

Mario Levi
Hayalleri, masalları ve yenilgileri olmayan insan, bu hayatı yaşadığını söyleyebilir mi?.. Ya o tutku hikâyeleri?.. Bizi bir yerlere götüreceğine hep inanmak istediğimiz, ancak kapımızı çaldıklarında her zaman dilediğimizce yaşayamadığımız, haklarını veremediğimiz o aşklar, sevgililer?.. İlişkilerimizde 'yasaklı' olan nedir, duvarı ören ve bize hissettiren kimdir aslında?.. İnci, zorlu, terk etmeler, terk edilmeler ve tuzaklarla dolu yolunda, tek başına ayakta kalma savaşı veren, otuzlarında genç bir kadındır. Yaşadıkları, bir laneti sonuna kadar, her ilişkisine taşımanın hikâyesidir. Aramızda yaşayan, konuşulamayan, üstü örtülmek istenen bir yalnızlıktır onun da yaşadığı. Dışarıya gösterilen kadın, içeride yaşatılan kadından çok farklıdır. Onu tanımak için, aslında sıkı sıkıya kapalı bir kabuğu aralamayı bilmek gerekir. Kabuğun derinlikleri çok yumuşaktır, çok sıcak ve hassastır. Ama kabuğu gerçekten aralamayı göze almak, yaralanmaya ve parmaklarını kanatmaya her zaman hazır olmak da gerekir. İnci bunu bilir de, kendisiyle ilişkiye giren erkekler ne kadar bilir?.. Geriye, kendilerine bir düzen kurduğuna inananların, hayatın neresinde olduklarını sormak kalıyor. Doğruyla yanlışın, haklıyla haksızın, suçluyla suçsuzun birbirine karıştığı bir dünyada, her an yıkılabilecek bir köprünün üzerinde yürüdüğünüzü, kendinize en son ne zaman sordunuz?.. Lunapark Kapandı' Sadece Bir Aşkı Anlatmıyor Mario Levi, 'Lunapark Kapandı' adlı son romanında, yasak bir aşkın dünyasına giriyor... Kırklarında, durmuş oturmuş bir hayatı, bir işi ve bir ailesi olan bir adam, genç bir kadına aşık olur... Hikâyenin çıkış noktasıdır bu. Ancak roman zamanla, otuzlu yaşlarında, bekâr, tek başına bir ayakta kalma mücadelesi veren bir kadının hikâyesine dönüşür. Hikâyenin baş kahramanı İnci, aslında çok büyük bir trajedinin kahramanıdır da aynı zamanda. Birçok kadının yaşadığı, ancak günümüzde kolay kolay konuşulamayan, dahası ısrarla örtülmeye çalışılan bir trajedidir bu. Zamanla da tüm yerleşik değerlerin sarsıldığı ve tartışıldığı bir yere gelinir. Roman bu değerleri de tartışmak ve sorgulamak istemektedir. Bize öğretilen ve benimsetilmeye çalışılan bu değerler de kadar ve nereye kadar, üstelik kim için doğrudur?.. Aileler bizi her zaman dışarının tehlikelerinden korur mu? O kadar özlediğimiz aşkı, kapımızı çaldığında, gerçekten yaşayabiliyor muyuz? Kendimizi, özgürlüğümüzü yaşamakla, konforumuzu seçmek arasındaki sınır nerededir? Ya mesleklerimiz? Her zaman kendimiz için doğru bur yerde olduğumuzu söyleyebilir miyiz? Hayatımızı özlediğimiz ve istediğimiz gibi yaşayabiliyor muyuz gerçekten? Yaşayamıyorsak, neyi, ne adına sürekli erteliyoruz, ertelerken de neleri farkına vararak veya varmayarak ıskalıyoruz?.. Roman bu soruları soruyor, zaman zaman yanıtlıyor, zaman zaman da yanıtları okuyucuya bırakıyor. Çünkü bu yaşananlar bizim hayatlarımız, bu sorular bizim sorularımız... Okur bir de romanın sonunda büyük bir sürprizle karşılaşıyor. Bu sürpriz de bu soruları hem daha anlamlı, hem de bir daha sorulur kılıyor. (Tanıtım Yazısı'ndan)
Yazar:
Mario Levi
Mario Levi
Tahmini Okuma Süresi: 18 sa. 18 dk.Sayfa Sayısı: 646Basım Tarihi: Mart 2005Yayınevi: Doğan Kitap
ISBN: 9786051115511Ülke: TürkiyeDil: TürkçeFormat: Karton kapak

Yorumlar ve İncelemeler

Tümünü Gör
646 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Bir kitap 646 sayfa boyunca hiç sıkmadan tutkuyu anlatabilir mi?Böylesine edebî bir dille...Güzel kitaptı, son 50 sayfayı gözyaşlarıyla okudum.Anlatıcı roman yazmaya çalışan reklam ajansında çalışan 40'lı yaşlarda bir erkek ama asıl hikaye İnci'nin hikayesi.Evli ve bir kız babası adamla İnci arasındaki yasak aşk etrafında başlayan olaylar çok başka yerlere de akıp gidiyor.Yazarın psikolojik tahlilleri,dikkat çekmek istediği gerçekler,yaptığı tespitler çok güzeldi.Kabuk bağlamayan yaraların, zincirlerini koparmaya çalışmanın, hapsolduğumuz toplumsal normların,ailelerin, terk edişlerin,terk edemeyişlerin, aniden önümüze fırlayan hatıraların, geçmiş travmaların,yine kadın olmanın bedelinin ama en çok tutkunun romanı.Ada,elektrikli tren,lunapark gibi varlıkların sembole dönüşerek bizi alıp götürdüğü düşünce denizinde yüzmeyi sevdim ben.Ve yine bir kez daha kadın olmanın zorluğu en hüzünlü haliyle gözyaşlarıma dönüştü,bu eril düzene lanet okudum.Biraz da çok sevdiğim İstanbul'un sokaklarında gezmeyi sevdim,belli ki yazar İstanbul'u seviyor.Bu karanlık süreçte hasret kaldığım Beyoğlu, Kadıköy gibi güzel semtlerin sokaklarında keyifleve özlemle dolaştım.İnci'nin hikâyesini sevdim ben yüreğime işledi.
Lunapark Kapandı
Lunapark KapandıMario Levi · Doğan Kitap · 2005119 okunma
Reklam
646 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
32 günde okudu
Yine eskiden okuduğum fakat gerek karakterlerin gerek olayların hafızamda yer ettiğini söyleyebileceğim bir kitap. Olaylar erkek kahramının dilinden anlatılıyor olsa da roman kahramanı bir kadın (İNCİ) ve onun yaşamından kesitler... Evlilik dışı yaşanan bir aşk hikayesi, o aşk içinde adamın kızının yer alması, tutarsız davranışlar sergileyen kadın kahramanın geçmişinde yaşanmış olan travma ve hüzünlü bir son... Yeniden okuyabileceğim bir kitap. Tavsiye ederim
Lunapark Kapandı
Lunapark KapandıMario Levi · Doğan Kitap · 2005119 okunma
646 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Öncelikle şunları söylemek istiyorum. ''Okuduğum en iyi romanlardan biriydi. Harikaydı. Yazılan tüm duyguları, aşk, zevk, şehvet, pişmanlık, kırgınlık, öfke, hepsini tek tek hissettim. İçime işledi resmen. Son zamanlar da okuduğum en iyi romandı. Mario Levi'nin dili edebidir. Edebi ve çok akıcı değildir. Edebiyatı gerçek anlamda sevmeyenler için daha doğrusu edebi dili gerçekten sevmeyenler için okunulması zor bir kitap olduğunu kabul etmek gerekir. Lakin... Eğer okuyabilirseniz, duygu hissetmelere doyamayacaksınız. Levi, iyi ki varsın.. İyi ki bu topraklar da doğmuşsun.. Var ol..
Lunapark Kapandı
Lunapark KapandıMario Levi · Doğan Kitap · 2005119 okunma
Reklam
Reklam
100 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.