Aziz Nesin, Maçinli Kız için Ev kitabındaki öykülerde sevdayla sevgi konusunu türlü boyutlarıyla irdeler. Kitabın başına yazdığı "Ç... Aracılığıyla Okurlarıma Mektup" başlıklı önsözde, her öykünün bir sevgiliye anlatıldığı, her birinin de bir sevgiliyi anlattığını söyler.
Öyküler şiirsel havası, masalsı anlatımlarıyla birer sevda destanıdırlar.
Gökler Kralıyla Denizler Güzellik Kraliçesinin Unutulmaz Sevi Öyküleri adlı öykü, yaşlı Şah Kartal'la genç bir balık olan Ikhyts'in sevdasını anlatır. Bu öyküde de, öteki sevda öykülerindeki gibi, yaşlı Kartal'ın yalnızlığını vurgular yazar: "Göklerde bunca yıl yaşadım. Bunca sevdim ve sevildim. Bunca ihanetlere uğradım ve hiç ihanet etmedim. Çocuklarım ve sayılarını bilmediğim torunlarım oldu. Biz kartallar yüce yalnızlığımıza ve sınırsız özgürlüğümüze öyle düşkünüzdür ki, aile çerçevesi içine sığışamayız. Bu yüzden sevdiklerimi, sevgililerimi ve eşlerimi kendi yalnızlıklarını güzelliğine bırakmıştım ve onlar da beni yalnızlığıma bırakmışlardı".
Bu sonucu bile bile yaşlı Kartal güzel balığın peşini bırakmaz: "Kendilerine göre, dünyanın, tarihin ve coğrafyanın en büyük sevisini yaşadılar. Ama hiçbir zaman birbirlerine ulaşamadılar, buluşamadılar, birbirlerinin olamadılar". Çünkü biri göklerde, öteki denizlerde yaşayan yaratıklardı. Ama bütün klasik sevda öykülerinde olduğu gibi ölüm onları buluşturacaktır. Kartal, sevdası uğruna ölümü göze alır:"Sevgilisi yine denizden sıçramış dans ediyordu. Şah Kartal ona 'Sevgilim, sonunda buluşacağız, birleşeceğiz, yanına geleceğim artık! Bak senin için son dansımı yapıyorum!' diye haykırdıktan sonra ölüm dansına durdu, döne döne döne döne... Gökkubbe altında böyle görkemli bir dans daha görülmemişti. Ölüm onu söz verdiği yerde ve zamanda, havada dans ederken buldu. Bulutlar kapandı, hava kapandı, yağmur başladı. Dağ göklerinin kralı döne döne düştü denize; Ikhyths'in yanına... İşte sonunda buluşmuşlardı. Şah Kartal'ın ölüsü yavaş yavaş denizin dibine çökerken denizlerin güzellik kraliçesi de çevresinde döne kıvrıla en büyük sevi dansını yapıyor, sevgilisini sonsuzluğa yolcu ediyordu.
Birkaç camgöz birden dağ göklerinin kralına saldırıya geçmek üzereydiler. Az sonra Şah Kartal'ın kahverengi gri teleklerinden bir tüy, bir iz kalmayacaktı."
Bu birleşememe teması, Maçinli Kız İçin Ev öyküsünde de yinelenir. Bir Sarmaşığın Özyaşamöyküsü 'nde, sonsuz bir kuraklık ve çoraklıkta yalnız başına kalmış bir sarmaşık anlatılır. Tutunmak istediği her dal, her ağaçtan, bitkilerden, çalılardan çeşitli nedenlerden dolayı destek göremez, aradığı sevgiyi bulamaz. Sarılıp sarmaşarak ve dayanışarak birlikte yücelmenin tadını paylaşacağı bir sevgili yoktur. Böyle bir sevdayı tadamaz. O zaman kendi yalnızlığı, tek başınalığı içinde yücelmeyi dener. Bunun da sonu ölümdür. Ama sarmaşığın ölümü tükenmesi demek değildir. Bu koca sarmaşığın tohumlarından yeni sarmaşıklar yeşerecektir.