Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.36.35
Madam Bovary
Gustave FlaubertEn Eski Madam Bovary Yorumları ve İncelemeleri
En Eski Madam Bovary sözleri ve alıntılarını, en eski Madam Bovary kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.Puan
7.510 üzerinden
19. asrın ikinci yarısıdır. Charles Bovary, Rouen'de eğitim görür sonra doktor olur. İlk karısı kendinden yaşça büyük ve çirkindir. Hastalanarak ölür.
Charles Emma'nın babasına bakmaya gittiğinde onu görür ve sonra evlenirler. Ama Emma Bovary hırslı, tutkulu, yüksek hayalleri olan bir kadındır.Mutlu değildir. Üst üste hatalar yapar.
Eşinden habersiz borçlanmıştır da. Sevgililerinden borç ister ama karşılık bulamaz ve sonrası acı biter. Charles ise karısının ihanetlerini ona yazılan mektuplar aracılığıyla öğrenir.
Madam Bovary’nin hırsları etrafında gelişen birçok olay, tatmin olmama duygusu mu desem, her zaman daha fazlasın istemek mi, inanın ki tam olarak açıklayamam.Ama kocasından başka her adama aşk dolu duygular hissedebilicek, onlarla yasak ilişkiler yaşayabilecek çok değişik bir karakter Madam Bovary. Aslında kitapta en çok Emma Bovary üstünde durulmuş olsa da eşinin de Emma Bovay’nin bu tatminsiz yaşamı üstünde etkisi büyük diye düşünüyorum
zamanında fırtınalar estiren, ciddi eleştiriler alan bir klasik daha bugün bitti...
hızlı başladım, yavaşladım ve tekrar ivme kazandım, sonu ise gerçekten hüzünle bitti...
farklı bireyler, ilk bakışta aşk, tahsilli erkek / köylü kızı...bizim senaryolara çok benzettim açıkçası. Yaprak Dökümü'ne benzer bir hikaye karşıladı bizi. ailesine bağlı, işinde iyi doktor; gözü dışarıda, var olanla yetinmeyen ahlaksız bir kadın...
sonuç herkes için hüsran, herkes için perişanlık...
özellikle sonunda yaşanan olaylar beni gerçekten de etkiledi, adeta gözlerim doldu. belli ki böyle sonu olan kitaplardan uzak durmak lazım...
tavsiye edilen kitaplar listesine eklenmiştir 8/10...
Yazıldığı döneme göre oldukça cesur bir kitap. Bir kadının hayalleri elindekiler yetmeyince nasıl değişir, tutkuları onu neden ihanete sürükler ve tabi en sonunda bütün bunlara ne kadar değer. Bir kadın hırslarıyla kendi kaderini nasıl çizer etrafındakileri nasıl etkiler bu kitapta hepsi anlatılmış fakat çok uzun betimlemeler dili ağırlaştırmış ve çeviride öz türkçeye bağlı kalacağız diyerek kullanılan kelimeler cümleyi anlamayı zorlaştırıyor bazı yerlerde ve çoğu yerde çok eğreti duruyorlar.
O kadar latif bir dille yazılmış ki insan etkisinden kolay kolay çıkamıyor.Kitabı okuyan her kadın eminim kendini Madam Bovary gibi hissetmiştir.Onun duyduğu bütün duyguları iliklerimde hissedip düşüncelerini dimağımda tuttum...
Öncelikle yazar Gustave Flaubert, Natüralizm akımının öncüsü olarak geçiyor. Kitap o dönemde toplumun ahlaki ve dini duygularına hakaret ettiği gerekçesiyle tepki toplamış ve yasaklanmıştır daha sonra temize çıkmış tabi.
Konu olarak; kitap Doktor Charles Bovary’nin, köyde babasını tedavi ettiği sırada beğendiği ve daha sonra evlendiği Emma ile başlıyor. Madam Bovary evleniyor ama hayalindeki aşkı ve tutkuyu bu evlilikte bulamadığını anlıyor. Hayalindeki aşkı bulmak üzere kapıldığı gönüller, bu uğurda başına gelenler ve iç dünyasını yakından okuyoruz.
Emma’yı yargılamakla ona acımak arasında gidip geldim sürekli. Çünkü bu kadın ilgiye muhtaç ama aynı zamanda hiçbir şeyle yetinmeyen, her şeyin en fazlasını isteyen biri. Kitapta en üzüldüğüm iki karakter Charles ve küçük kızı Berth oldu. karısının hovardalıklarını göremeyecek kadar kör olan bir eş, annesinin sevgisizliğine maruz kalmış sonra hayatındaki herkesi kaybedip yalnızlığa mahkum olan bu küçük kız Berth...
Kitap su gibi aktı, hiç sıkılmadan okudum diyemem ama iyi ki okumuşum diyebilirim. Eminim klasik kitap sevenler de çok sevecektir.
#kitapyorumu
|| Gustave Flaubert ~Madam Bovary ||
Herkese merhaba
Beni çok sinir eden bir kitabın yorumu ile geldim
Madam bovary cidden güzel yorumları ile okuduğum için çok merak ediyordum ama kimse olayın iç yüzünü yazmamış ki deseneze sinir de ediyor bu kadın sizi
➳Madama cidden aşırı sinir oldum. Sürekli mutluluğu dışarıda aramasına, şıp sevdi olmasına, kocasını asla beğenmeyișine, hiç bir zaman elinde ki ile yetinmeyișine, kızına sadece gösteriş için bakışına okurken hep ama hep sinir oldum.
➳Ardından kitapta o kadar çok betimleme vardı ki tansiyonum düştü okurken. Fransa'nın bir köyünü Yaşar Kemal Çukurova'yı nasıl uzun uzun severek anlatıyorsa Gustave'cigim de bir o kadar anlatmıştı siz düşünün artık
Bazıları dışında gereksiz bulduğum bir gerçek.
➳Okurken birde ben Anna Karenina ya çok benzettim açıkçası herhalde konuları ve gidisatlari benziyor diye ama Anna Karenina daha akıcı ve güzeldi bu kitaba göre.
➳ Üstüne çok söyleyecek şeyim var da diyorum neyse rahmetliye ayıp olmasın Yİne de şöyle böyle okunması gerektiğini düşündüğüm den bayılmadan beğendiğimi söyleyebilirim. Okurken sabır istiyor biraz. Ee bende sabırlı değilim ama elimden geldiğince gerçekçi bir yorum yapmaya çalışıyorum her daim. Son 100 sayfası olayların rayına oturması daha okunakliydi birde.
Sevgiler ️
#ozgeninkitapligii
Kitabın tam da düğüm bölümlerini okuduğum sıralarda, pek kıymetli edebiyat öğretmenimden romanın sonunu öğrenmiş olmama rağmen; son satırlara kadar ilgimi kaybetmeden okuyabildim.
Fakat bana "Aşk ve Gurur" kadar da zevk veren bir okuma süreci değildi. Bunun sebebi karakterlere hiç ısınamamış olmamdan kaynaklanıyor da olabilir. Kitapta sevebileceğim; burada Madam ya da Mösyö Bovary haklıdır diyebileceğim hiçbir kısım okumadım.
Her karakter kendi içinde sorunları olan ve çevresindeki herkesi bu sorunların içerisine çeken insanlardı.
Minik Berthe hariç... Zavallı Berthe, büyüklerinin günahları altında ezildi.
Hem babasının ilgisizliği hem annesinin kendini tanıyamadan, ne istediğini bilmeden oradan oraya savrulması, Berthe'nin hazin sonunu, en başından beri hazırlayan detaylar oldu.
Güzel bir kitaptı.
Zaman kaybı.
Gereksiz betimlemeler insanı bıktırıyor. Çoğu okunmadan geçiliyor zaten.
Yazarın küçük Berthe'i neden hikayeye eklediğini de anlamadım. Ne olursa olsun bir anne çocuğuyla biraz da olsa ilgilenir. Kitapta sadece 2-3 kez sinir krizleri sırasında çocuğunu yanına çağırıp okşuyor.
Emma'nın karakterini inceleyecek olursak; Charles'tan kişisel olarak nefret ettiğini düşünmüyorum. Kocası Rodolphe yahut Léon olsaydı onları da aldatırdı. Tekdüzeliğe katlanamıyor, iradesiz, kibirli ve bencil. Tam bir kötü kadın imajı. Melek yüzlü şeytan.
Fazla uzatmaya gerek yok. Uzatmaya değecek bir kitap da değil zaten. Okumasaydım keşke diyorum ve 3 puan veriyorum.
Spoiler İçerir !
Eser hayalleriyle yaşayan ve bu konuda aşırılığa kaçan bir kadının hikayesini ele alıyor. Yaşadığı hayattan bir hayli mutsuz, para ve lüks yaşam meraklısı kadın idealist ve hırslı olmayan bir adamla evlenerek hayatının ilk hatasını yapar. Karşılıksız aşka dayalı olan bu evlilikte istediği şeyleri bulamayınca hatalarına hata katmaya devam eder. Bence eser bize hayatta en değerli ve güçlü olan şeyin mutluluk olduğunu anlatmakta. Para ve şöhret hırsı her zaman mutluluğun önüne geçer. Açıkçası hikayenin baş kahramanı bana elimizdeki şeylerle yetinmemiz gerektiğini gösterdi. Kendisini oldukça seven bir eşi volmasına rağmen daha fazlasını istedi ve bu hırsı onu dipsiz bir çukura doğru sürükledi. Psikolojik olarakta zaten çok güçlü olmayan kadın bu çukurun dibine gitmeyi daha fazla kaldıramadı ve yaşamına son verdi. Arkasında onu çok seven bir eş ve çocuk bıraktı burdan da kadının ne kadar bencil olduğunu anlıyoruz bence. Kendisi yaşamına son verdiğinde sevdiği adamların hiçbiri yanında değildi sadece kocası yanındaydı bu da kadının yaptığı hatalarını son bir kez dünya gözüyle görmesini sağladı. Kitabın sonu benim beklediğim gibi bitmedi aslında çünkü insanlar yaptığı şeylerin bedelini hatalarının büyüklüğü kadar çekmeli fakat kitabın sonunda hak etmediği kadar ağır bedeller ödeyen insanlar vardı. Gene de bu kitap para hırsının insanın gözüne perde indirdiğini karşılıksız aşkların insanı hatalara sürüklediğini anlatan en güzel örneklerden biri.
408 syf.
8/10 puan verdi
Bazen bazı insanlara üzülürüm. Yaşadıkları için veya yaşamadıkları için. Üzülmeyi hak edip etmediklerine aldırmam. Bu kitabı okumadan önce kitabın filmine yapılan bir eleştiri yazısı okuduğumda Madam Bovary'e acımıştım. Çünkü bir nevi Bihter Ziyagil sonu olmuş onun da sonu. Ülkece Bihter Ziyagil'i ne kadar sevdiğimiz düşünülürse, bir nevi Madam
Emma'yı okurken anlamadım yada anlayamadım. Léon'u elde etti sonunda yine mutlu değildi. Bu kadına hiçbir şey yetmiyor. İstedikçe istiyor. Daha fazlasını. Elde ettikten sonra bir haller oluyor. Léon'dan sonra mesela şu satırlar :
"Ne çıkar! Mutlu değildi, hiçbir zaman olmamıştı. Bu yaşama yetersizliği, dayandığı şeylerin böyle çabucak çürüyüverişleri nedendi?.."
Rodolphe ile birlikte iken bile böyleydi. Gözü daha fazlasında hep yukarılardaydı ve bu yüzden mutlu olamadı zaten.En büyük özelliği diğer fiziksel özellikleri ve karakteri hariç Açgözlülük. Bana göre başka bir açıklaması olamaz. Bir hevesle Charles'le evlendi. Sonradan evlilik hiç beklediği gibi çıkmadı. Evlenmeseydi o zaman. Oo Charles doktor kaçar mı? Oo Léon ne güzel tutkulu sohbet ediyor kaçar mı? Ooo Rudolphe Albay kendine güvenen bir insan kaçar mı?
--SPOILER--
Emma öldükten sonra Charles'in duygularına baya yer vermiş yazar. Charles mektupları buldu ve öğrendi. Kitabı okurken bu kadar da olmaz hiç mi farketmez insan dedirttirdi ama bilinmez işte. Aslında Emma'nın ölümünden sonra Rodolphe ve Léon'un duygularını da öğrenseydik fena olmazdı.
Ayrıca Mösyö Homais kadar da geveze bir insan görmedim.