Kitap o kadar kaliteli ki, bayıldım...
O kadar alıştık ki bazı şeyleri kamufle etmeye, görülebilecek olanı örtmeye, örtülmesi gerekeni göstermeye...
Sınırları daraltiyoruz bir bir, hep aynı görünüşlere, insanlara, mekanlara alışınca insanoğlu yahut insankızı farklı bir şey görmeye dursun, farklı bir şey duymaya görsün hemen indiriverir en adi
Gerçekten çok garip hissettim okurken,çok da sıkışmış. Karakterler o kadar iyi anlatılmış ki onların psikozu sizi de sarıyor. Elif Şafak psikiyatrinin içinden çıkarıyor sanki romanlarını ve her karakter bi şekilde hastalıklı (toplumdaki herkes gibi) ,üstelik harika bi anlatımla sizi de içine alıyor. E.Şafak çok iyi yazar.Ama keşke bu kitabı hiç okumasaydım.Kötü etkiledi beni, kötü, ürkütücü...
1'den 3'e kadar saymanın en zor olduğu kitap. 3 demeden giden o adam hayatımdaki en nefret ettiğim kitap karakteri olabilir. Çünkü öyle bir anımda bir şeylerden kaçar gibi okumuştum ki bu kitabı, bir kitap karakteri ancak bu kadar etki edebilir bir okura. Otobüste dumur olmuş bir vaziyette okumuştum saklambaç bölümünü. İndiğimde durağı kaçırmadan inmeyi başardığım için şükrediyordum.
Birbirinin tamamen zıttı olan iki karakteri ve onların yaşam öykülerini okurken onlarla birlikte sözlük yazasınız geliyor. Elif Şafak bazen kitap yazmıyor da o karakterler olup yaşıyor sanki bunları. Üslubu, seçtiği hikayeleri, anlattığı mitleri ile kitaba tutsak ediyor sizi adeta. Uyumsuzluklar hoşunuza gidiyorsa ne duruyorsunuz hemen bu kitabı okuyun.
Okuduğum en farklı Elif Şafak kitabıydı anlatımı sıkmadı konular ilgi çekiciydi. Fakat Keramet Mumi Keşke Memiş Efendi ve Be-ce arasındaki bağlantıyı kuramadım. Keramet Mumi Keşke Memiş Efendi olan kısım yarım kalmış gibi hissettim sonunda. Be-ce de işlenen kısım oldukça çarpıcıydı. Nazar sözlüğü çok iyiydi.
"Mahremiyetin gitti mi elden, sen de gitmelisin tez elden!"
Diğer insanlardan uzakta tutulması gereken, gözden uzak tutulması gereken mahremler... Fakat mahrem hep orada.
"Belki de en derin yaralarımızı gözlerden alıyoruz." Romanda farklı, sıradışı şekilde yerleştirilen nazar sözlüğü. İnsana gözlerini sorgulatıyor
Elif Şafak'ın tüm kitapları var bende ve hepsini okumayı düşünüyorum. Bu kitabı okumadan önce yorumlarına bakmak istedim. Önceki yıllarda kitapta geçen bir bölümün büyük tepki çektiğini ve pedofili için özendirici satırlar olduğunu söyleyenler olmuş. Evet günümüzde bu olayları çok fazla duyuyoruz bu doğru. Fakat bu kitap 2000 yılında yazılmış. Yani bu olay taa o zamanlar tepki olarak yazılmış benim gözümde. Ayrıca satırların hiçbirinde özendirici bir yer olduğunu düşünmüyorum. Olayı anlatabilmek adına biraz detaylandırmış olduğunu düşünmüyorum yazarın. Ayrıca Elif Şafak gibi tanınan bir yazarında sırf beğeni almak adına veya gündem olmak adına l satırları eklediğinide düşünmüyorum çünkü yazarın böyle bir şeye zaten ihtiyacı yok. Çokça tanınan ve bilinen bir yazar kendisi. Kitapları da zaten birçok dile çevriliyor. Ben kitapta özendirici bir yan göremedim.
Kitap yorumuma gelince, karakterlerin, olayların çok zekice anlatıldığını düşünüyorum. Bağlantılar arası zayıf gözükse dahi bence ince bir bağlantının oluşu bile kitabın güzel olmasına yetmiş. Kitabı ciddi anlamda severek okudum, merakla okudum ve 2 gün gibi bir sürede okudum. Okunmasını tavsiye ediyorum, zekice kurgulanmış bir kitap olduğunu düşünüyorum. Elif Şafak'ın kitaplarını da genel olarak zaten başarılı buluyorum, bu kitap da başarılı kitaplardan bir tanesi olmuş kesinlikle.
Elif Şafak, son dönem satılma kaygısıyla yazılmış kitapları hariç, sevdiğim bir yazardır. Bütün kitaplarını okumaya çalışıyorum. Mahrem’i bir arkadaşımdan ödünç alıp okudum. Kitabın sonunda yazarla yapılmış röportajdan öğrendiğime göre Mahrem, yazarın eşinin ve birçok okuyucusunun favori Elif Şafak kitabıymış ama ben kitabı o kadar beğenmedim. Benim için en güzel Elif Şafak kitapları hâlâ Aşk, Baba ve Piç ve Bit Palas.
Çok zorladım bitirebilmek için ama bana hitap etmedi. Okuyucuların yorumlarından destek bulabilir miyim diye inceledim yorumları, onlarda ya çok berbat demişler ya da çok fantastik.. Kısacası beğenemedim..
Birbirinden farklı karakterler, farklı zaman ve mekanlarda gerçekleşen olaylar zinciri..İstanbul, Pera, Fransa, Sibirya..Kitabın sonlarında aralarında bir ilişki kurulmuş..Fakat ben çok tat aldığımı söyleyemem..Yer yer mitolojik ögelerle bezenmiş "büyülü gerçekçilik" dediğimiz akımla yazılmış bir eser..Üslubu ise ağır denebilir..Bazı yerlerdeki uzayıp giden betimlemeler okurken beni yordu açıkçası.. Pek çok okurun kitap için yaptığı "Pedofiliyi özendirmek" suçlamalarına ise katılmıyorum..Okuduğuma pişman değilim ama okumasam da olurmuş dediğim bir eser oldu kısaca:)
Mahrem kitabında farklı iki hikaye anlatılıyor. Kerametleriyle ünlü bir adamın güzellik ve çirkinlik kavramları üzerinden çıktığı yolculuk ve birbirinden çok farklı iki kişinin yaşadığı aşk anlatılıyor.
Bu yazar beni her zaman çok şaşırtmıştır. Onun kitaplarını okumaya karar verdiğimde hep tereddüt içinde kalırım. Bir romanını okur bayılırsınız, bir romanını okur acaba ne anlattı dersiniz. Bu kitapta onlardan biriydi. O kadar farklı kişilik yapısında ki insanlardan bahsetmiş ki konuyu birleştirmeye gelince darmadağın oluyorsunuz. Okuması anlaması zor bir roman. Beni maalesef içine çekmeyi beceremedi.
“Fantastik, insanoğlunun bilinmeyene duyduğu merakı, hayal ve sezgileriyle besleyerek giderdiği bir dairedir. Bu dairede gerçek ile fantastik kimi zaman zıt kutuplarda, kimi zaman birbirlerinden destek alarak tam ortada buluşur.Bu çalışmanın nesnesi olan “Mahrem”, gerçek ile fantastiğin, gerçek olanın acısını hafifletmek için birlikte kullanıldığı bir anlatıdır. Romanın kahramanları akla ziyan kimi özellikleri ile Kız’ın acısını hafifletmek için vardırlar adeta; ya da benzer acıların insanlık tarihi boyunca var olduğunu ispat için.”
Billboard yazarlarından hiç hoşlanmam.
Elif Şafak da bunlardan biridir.
Elif Shafak da bunlardan biridir, hatta.
Yazdığı çoğu romanı okudum. Ve ne kadar iyi bir konuşmacı ise o kadar kötü bir yazar olduğuna eminim.
Ayrıca bize kendisi ile ilgili yalan söylediği de malum. Zengin insanların tasavvuf düşkünlüğüne hayranım. Son model arabaları ile eylemlere gelen çakma devrimcilerle aynı sınıftalar onlar benim için.
Ama bu kitabı çok sevdim. Bir kadın, aslında birkaç kadın hikayesi ile örülmüş muhteşem bir romandı benim için.
Kadınların ne kadar ilerleme kaydedilirse kaydedilsin hala olmaları gerektiği yerde olmadıklarını gördüm, görüyorum ve sanırım görmeye devam edeceğim.
Okuduğum en iyi Elif Şafak romanlarından birisiydi. Bu kadar eleştiriyi hak ettiğini düşünmüyorum ve şuna eminim ki eleştirenlerin çoğunluğu okumayanlardan oluşuyor. Eğer kitabı okusalardı elbette hepsi değil ama çoğunluğunun fikrinin değişeceğine de eminim . Çünkü kitabın tamamı o eleştirdikleri sahneyle alakalı ve bağlantılı... Eğer oradaki kızın yaşı +18 olsaydı susacaklar mıydı ? Ki kitapta tecavüzü övmüyor bunun tersine bir tecavüzün sonunda insan veya insanların hayatları nasıl değişiyor bunu anlatmaya çalışıyor ve çabalıyor...
2000 yılında Yazarlar Birliği'nce Yılın Romanı seçilmiş bir eser. Şafak'ın henüz popüler olmadığı, ilk dönemlerine ait bir romanı. Ustalık dönemine dair ilk işaretleri burada bulabiliyoruz. Mahremiyet üzerine kurgulanmış, hikayelerin birleşimiyle ortaya çıkan ilginç bir anlatımı var kitabın. Sarsıcı sahnelerin de yer aldığı, şaşırtıcı bir kitap. Şafak okurlarına tavsiye ederim.
