Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Determinizmin Reddi, Mucize İnkarcısı Materyalistlerin ve Modernistlerin Şüphelerine Cevaplar

Mucize

Ömer Faruk Korkmaz

Mucize Sözleri ve Alıntıları

Mucize sözleri ve alıntılarını, Mucize kitap alıntılarını, Mucize en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Yeni Felsefe'nin kurucusu olan (Dekart) her şeyde şüpheyi kendi düşüncesinin esası kabul ettiği halde, zikrolunan sebebe binaen Cenâbi Allah'ın mutlak kudretinde kesinlikle şüphe etmeyerek Matematiğin hakikatlerinin bile ilâhî irâdeye tabi olduğunu söylemiştir.
Dirayet Yayınları
Din ile bilim arasındaki münasebet üzerinde konuşurken kesinlikle ıskalamamamız gereken bir hakikat de şudur: Bilimin ilgilendiği alan madde ile sınırlı olduğundan dolayı deney ve gözlem dışında kalan şeyleri kabul etmez. Bilim herhangi bir hadisenin hangi maksatla meydana gelmiş olduğundan ziyâde nasıl meydana geldiği üzerinde durur. Bunu araştırır ve keşfetme gayreti güder. Bu zâviyeden bakıldığında bilimin doğrusu tecrübe edebildiği kadardır. Dinin sadece madde sahasına hasredilmesi ise mümkün değildir. Buna göre evrene, keşfettikçe ziyâde olan bir îman zâviyesinden bakıp da hakîkat nâmına ne varsa kabullenen bir nazarla bakan bir bilimin, din ile çelişmeyeceği; bilakis onu teyit edeceği bir hakîkattir. Fakat Materyalizm ve Natüralizm gibi bilcümle beşeri ideolojilerin fikir kölesi haline gelmiş zihni bulanıkların bilim nâmına ortaya koydukları şey, meseleleri küllî bir nazarla ortaya koymaktan çok parçacı bir bakışla ele almak şeklinde olduğu için din ile çatışması elbette ki doğaldır.
Reklam
Tevhid dininde sebeplerden değişmeleri mümkün olmayan aslî sebepler olarak değil, müstear ve mahlûk sebepler olarak bahsedilebilir. Allah'ın varlığını hiçbir şekilde kabul etmeyen tabiatçı ve fail-i muhtar olmayan bir ilaha inanan kimseler dışında hiç kimse kâinattaki eşyanın hiçbiri için zatından sâdır olan ve ondan ayrılması mümkün olmayan bir özellikten bahsedemez.
Mucize ve bilim bahsine girmeden önce bilim ile din arasındaki münâsebetin hulâsa edilmesi gerekir. Bu mevzû, üzerinde çokça tartışılmış ve farklı kesimlerin muhtelif mülâhazalarına medar olmuş bir mevzûdur. Her şeyden önce din ve bilimin birbirlerinin yerine kullanılamayacak iki husûsî saha olduğu gözden kaçı- rılmamalıdır. Bunları birbirlerinin yerine ikâme edip mezcetmeye çalışmak büyük bir hata olur. Zîra din ve bilim, inceledikleri alanlar ve sordukları sorular açısın- dan birbirlerinden farklıdırlar.
Sayfa 34 - Dirayet Kitap - 1.Baskı - 2020
Yahudi kökenli Aydınlanma dönemi filozoflarından Spinoza'ya göre de durum farksızdır. Nitekim ona göre de Mucize inancı sıradan insanların anlama kabiliyetlerini aşan noktalarda doğadaki olayların sebeplerine vakıf olamama cehâletlerinden dolayı sarıldıkları cevapsız bir çâredir. Bilgisizliğinden dolayı bu çâreye siğınan insan zamanla bunu yaratıcının varlığına da delil kılmaya başlar. Spinoza'ya göre Mucizenin tarifi; sebebini bilmediğimiz, insan idrakinin üstünde fakat tabii kânunlar çerçevesinde yaratıcının fiili olan olaylardır. Tabiat kurallarının değişime uğraması veya askıya alınması sûretiyle gerçekleştiği söylenen bir olay düşünülemez. Zîra yaratıcının vaz ettiği kuralları bir süreliğine de olsa değiştirmesi veya askıya alması düşünülemez. Bu şekildeki bir algı sabit ve değişmez bir kâinat düzeniyle çelişir.* Yine ona göre tabiat değişmez kânunlarla yönetildiğinden Mucize gibi bir mefhumun varlığı ancak zihinde düşünülebilir. Zihnin de bu anlayışı taşımasının sebebi tabiattaki sebebini açıklayamamasından dolayıdır."* *Spinoza Benedict De, Teolojik Politik İnceleme, Trc: M.K. Arı- can, TDVY, Ankara, s.108-122; Yasin Ulutaş, İslâm Düşüncesi- nin Teşekkül Döneminde Mucize Anlayışları, Kahramanmaraş, Aralık, 2018, s.71. *Spinoza B. Teolojik Politik İnceleme, (Trc: C. B. Akal, R. Ergün), Ankara, Dost, s. 119-121; D. Fesli, a.g.e., s. 44-45.
Sayfa 33 - Dirayet Kitap - 1.Baskı - 2020
Mucizeyi inkâr edenlerin kesinlikle değiştirilemeyeceğini iddia ederek "tabiat kânunları" diye isimlendirdikleri umûmî mânâdaki ilk düzen, eşyanın tabiatından kaynaklanan ve değiştirilmesi mümkün olmayan kânunlar değil Allah tarafından vaz edilmiş kânunlardır. Bunların kânun olmasının mânâsı ise sürekliliklerinin zarûret veya vücup mertebesine ulaşmış olması değil bilakis âdeten devam edegelen kaziyeler olmalarıdır. Dolayısıyla bunun zıttı aklî muhal olamaz. Çünkü bu kaziyeler tecrübe üzerine mebnîdir. Tecrübenin netîceleri ne kadar tutarlı olsa ve pozitif bilim takipçileri de ne kadar tecrübeye istinat etmekle övünüyor olsalar da zarûrî bir kaziyyenin mesnedi olamaz. Zîra tecrübe sadece âdete delâlet edebilir, mantıkî zarûrete değil.
Sayfa 78 - Dirâyet YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Bir şeyin mümkünlük sınırını ancak akl-ı mahz belirleyebilir. Bu akıl, kendi terâzisiyle mümkün ve muhalin arasını ayırt edebilir. Bu terâzinin dışında imkân ve istihâle/imkânsızlığın sınırlarıyla ilgili hiçbir merciin söz söyleme hakkı yoktur. Şu halde meydana gelen olaylara tecrübî bir nazarla bakarak "şu aklen mümkündür, şu da muhaldir" denmesi mümkün değildir. Bu açık bir mantık hatasıdır.
Sayfa 70 - Dirâyet YayınlarıKitabı okudu
Günümüzde yaygın ve sapkın bilim anlayışının Mucize inkârcılığıyla, son dönem muharrif müfessirlerin olmadık te'villerle dolaylı inkârcılıklarının mesnedi olan bu görüşler o döneme ait başka filozoflar tarafından da savunulmuştur. Hakikate kazan karası bir gözle bakmaktan neşet eden bu şüpheler ulemâ tarafından bertaraf edilmiştir. Ne var ki her seferinde ümmetin yanında olmak yerine İslâm'a burun kıvıranların çöplüklerini toplamakla meşgul olmayı yeğleyenlerin Mucize konusunda da aynı zevati taklit ettiklerini müşå- hede etmekteyiz.
Sayfa 34 - Dirayet Kitap - 1.Baskı - 2020
".. ünlü İngiliz Thomas Hobbes, Hz. Peygamber'in (Sallallahu Aleyhi ve sellem) dâhî bir devlet adamı olduğunu ve devletini te'sis edip takviye etmede "zeki" bir şahsiyet olduğunu söylemektedir. "
Sayfa 9 - Dirayet Kitap - 1.Baskı - 2020
Her şeye kâdir olabilen bir Allah'ın varlığı sabit olduktan sonra Mucize, nübüvvet ve tekrardan dirilme gibi hâdiselerin mümkün olması en kolay işlerdendir. Bu sebeple Schleiermacher ve Ristchl "Mucizelere îman Allah'a îmandan asla ayrılamaz demiştir." Bu sözün mânâsı Allah'ın varlığına inanan kimsenin Mucizelere de îman etmesinin kaçınılmaz olduğudur.
Dirayet Yayınları
40 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.