En Beğenilen Müslüman-Hristiyan Diyaloğu Sözleri ve Alıntıları
En Beğenilen Müslüman-Hristiyan Diyaloğu sözleri ve alıntılarını, en beğenilen Müslüman-Hristiyan Diyaloğu kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Seksenli ve doksanlı yıllarda bazı müslümanlar batılı oryantalistleri, İslam'ı zayıflatmak veya yıkmak için sömürgecilerle danışıklı dövüş halinde olmakla suçladılar. Bu yaklaşımın bir ifadesi, Abdullah Laroui'nin bir makalesinde bulunabilir: "Oryantalist"i, İslam'ı araştırmasına konu edinen bir yabancı -bu durum-da bir batılı olarak tanımladıktan sonra, şöyle devam eder:
"Oryantalistin çalışmasında, İslami kültürün ideolojik (ideoloji kelimesinin en kaba anlamında) bir eleştirisini buluruz. Büyük entellektüel gayretlerin sonucu olan eserler, kısm-ı azamisi itibarıyla değersizdir... Oryantalist kastı, bürokrasinin bir parçasını oluşturur ve bu sebeple, yeni yaklaşımların özgür yaratımına ya da daha önce var olanların uygulanmasına engel olan sınırlardan zarar görür".
İbn İshak'ın "ki onu Babanızdan size göndereceğim" yerine "ki onu Tanrı, Rabb'den size gönderecektir" koyması dışında, Yuhanna 15/26, 16/6'in tam tercümesini doğru bir şekilde verdiği pasajlar dikkate değer. Kitab-ı Mukaddes'ten sahih tercümeler, müslüman yazarlarda alışılmış değildir. (s.36) İbn İshak için iktibas noktası, iktibasta "paraklit" için kullanılan, baraklitise denk olan mahammannâ teriminin Muhammed anlamını ifade eden Süryanice bir kelime olduğuna dair iddiasıdır.
Gazzali muhtemelen, Felasif e'nin yıkıcı bir eleştirisini ortaya koymakla birlikte, felsefeyi reddetmekten de oldukça uzaktı. Gerçekte, onun en azından kısmen gerçekleştirdiği, felsefenin Kelam'a uygulanmasıydı.
Önemli hakikatlerin ifadesi olarak bir hikayeyi kabul eden mümin, onu yüzeysel seviyede nesnel olgu olmadığını bildiğinden, tarihsel olgulara uygun olmayan hikayeler, ikonik formda hakikatin takdimi olarak betimlenebilir.
Tanrı'ya inanan için, bilimin güvenilir sonuçlarının yalnızca bilime uygun bir alan içinde kabul edilebilir olduğunu vurgulamak önemlidir. Aristoteles, bir kitabına Meta ta phusika adını verdiğinde kabul ettiği gibi, bilimin ötesinde de bir sifer vardır. "Metafizik" modası geçmiş bir terimdir, ancak bilimin ötesindeki alan hâlâ vardır ve Tanrı'ya inananın yaratıcı olarak Tanrı'dan söz ettiğinde ilgilendiği şeydir. Tanrı'nın evreni ya da kozmik süreci yarattığını ve onu kontrol ettiğini söylemek, oldukça belirsiz bir metafizik alan hakkında bir iddia olarak değil, daha ziyade, kozmik sürecin karakteri, onun yöneldiği son ve bu sona nasıl yöneltildiği hakkında bir iddia olarak görülebilir. Bunlar, sonuçlar kriteriyle bir anlamda doğrulanabilmekle birlikte, bilimin deneysel metodlarıyla ele alınamayacak meselelerdir.