İlginç bir durum yaşıyoruz günümüzde, dijital ortamabağlanmadığımızda huzursuz oluyoruz... Bağlantısızlık endişesi..
İnsanlar zamanın içinde, zamanla tekbaşlarına ne yapacaklarını bilemeyebiliyor.
Yoğunlaşamıyor, sıkılıyor, hemen akıllı telefonları açıyor, mesaj yazıyor veya oyun oynuyorlar. Bir şeyin parçası olmak istiyorlar. Birinin kapsama alanında olmak istiyoruz. Oysa sıkıntıdan kaçarak değil ancak ona katlanabilmekle içe döner ve ruhsal manada gelişiriz.
Allahım yedi bahçeli cennetinde bir köşk isterim..
H. Atlansoy
Adam Fransız ama haklı: yaşadığımız çağın belirgin vasıflarından biri gerçeklik duygusunun kaybıdır. Hipergerçeklik ortamında her şey gerçek olduğu için hiçbir şey gerçek değildir. Hayatın sahici değerleri çoktan buharlaşıp gitmiştir ve bizatihi hayatın kendisi bir tüketim metai olmuştur.
Deha ile delilik arasındaki çizginin kıldan ince olduğu öteden beri söylenir. Bu söz, yine de birbirini andıran ancak birbirine karışmayan iki durumu haber eder...!
Olmak Cesareti
Kemal Sayar beyefendi yine kendine has üslubu ile kaleme almış ve içinde hayattan bir çok şey barındırıyor, ağırlıklı olarak da kendiliğimizle ve biz olmamızla ilgili bölümler yer alıyor. Kitabı okurken hayatınıza ve kendinize göz atarsanız eğer, yazarın kitapta bahsettiği gibi bundan kaçmak yerine kendinizle yüzleşmeye başlarsanız aslında günlük hayatın karmaşası içinde ne kadar çok şeyi gözden kaçırdığınızı anlıyorsunuz.
Olmak Cesareti, ilk olarak 2013 yılında yayınlanmış ve elimdeki baski 2016 Haziran'da da genişletilerek Kapı Yayınları tarafından basılmış.