Bazı kitaplar vardır, sayfaları akıp giderken elinizde bitmesin istersiniz. Zaman zaman frenlersiniz kendinizi, gidip bir çay ya da kahve alır ve bu süre boyunca hikaye ile ilgili düşünürsünüz, bazen de yazarı, nasıl yazdığını, kafasının içini, yaşam deneyimlerini...
Bu kitap onlardan biriydi benim için. Yoksa 'bu yazar' mı demeliyim?
Henüz okuduğum ilk kitabı -neyse ki çok kitabı mevcut, diye düşünerek teselli buluyor insan kitabı bitirdiğinde.
Daha kapağı açıp okumaya başladığınızda, ilk paragraflarda yazarın ifade gücünün çekimi sanki kelepçeliyor okuru kitabın sayfalarına, tutsak ediyor.
Durumdan şikayetçi olmadan, gönüllü bir tutsaklık bu...
İyi ki yazmışsın Hasan Ali Toptaş, iyi ki çok yazmışsın!