Olympe De GOUGES
çocukluğumdan beri kadın olmanın tüm sancılarını yaşarken, kadınlara dayatılan baskıya çekinmeden 'Hayır' dedi. Olympe evlilik dışı bir çocuk olarak dünyaya gelmiş, bu dejavantajı kadın haklarını savunurken hem de kadınların yaşamdaki yerini savunurken avantaja çevirir. Yıllarca mücadele eder. Kadın haklarını içeren eserlere imza atar. 3 tane piyes yazmıştır ve bu piyesler onu Giyotine götürür. 1791 de Kadın Hakları Bildirisi'ne karşın, kadınlar yurttaş olarak kabul edilmeyeceklerdi. Olympe işte bu aşalayıcı baskıya Hayır dedi.
İdam edilmeden önce bile kendini çok sivri bir dille savunur. Hatta mahkeme de kendisine bir avukat bile vermezler. İdamdan önce aklında ruhunda, kalbinde sadece oğlu vardır. Oğluna aşırı duygu yüklü bir mektup yazar.
"Elveda oğlum, yarın başım kesilecek, böylelikle tüm düşünce tarihi boyunca var olan ve ruhu bedenden, aklı tenden ayıran o eski emektar geleneği sürdürmüş olacaklar. Düşüncemi gücü, adaletsizlik yüzyıllarına kök salmasından kaynaklanıyor, artık kimse onu bu topraktan sökemez.
Olympe hiçbir zaman susmadı. Ama hakkını, kadın haklarını, bizlerin görmezden gelinmesine razı olmadı. Bu durum hayatına mahal olsada fikirleri, yaptıkları bakii kaldı.