Akış
Ara
Keşfet
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
Kitap Türleri
Dergiler
Çevirmenler
İncelemeler
Alıntılar
İletiler
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.38.13
Ömrümden Beş Sene
Alfred DreyfusYüksek Puanlı Ömrümden Beş Sene Yorumları ve İncelemeleri
Yüksek Puanlı Ömrümden Beş Sene sözleri ve alıntılarını, yüksek puanlı Ömrümden Beş Sene kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.Puan
9.210 üzerinden
Alfred Dreyfus, 9 Ekim 1859 tarihinde Mulhouse, Fransa’da Yahudi bir aile olan Raphael ve Jeannette Dreyfus çiftinin dokuz çocuğundan en küçüğü olarak doğmuştur. Yahudi asıllı Fransız subayıdır.
Fransız Ordusu’nun sırlarını Almanya’ya satmakla suçlanmıştır.
15 Ekim 1894 tarihinde yargılandığında, Fransa’nın askeri sırlarını Almanlara satmakla
19. yy. Fransa’sında vatana ihanet suçundan haksız yere hüküm giyen Alfred Dreyfus’un hikayesini genelde Marcel Proust ya da Emile Zola’dan okuduk. Toplumun Dreyfus tarafları veya Dreyfus karşıtları diye ikiye ayrılmasını, Dreyfus’un suçsuzluğunun kanıtlanması için verilen mücadeleyi biliyoruz ama bu süreçte Dreyfus neler yaşadı?
Dreyfus suçlamalar öncesi hayatını kısaca anlatmakla başlıyor ve “Hayatta ne varsa gülümsüyordu bana.” diyerek hatırlıyor o günleri. Sonrası yıkım.
Tutuklanma sürecini, Şeytan Adası’ndaki işkenceli günlerini, tahliyesini eşiyle mektuplaşmaları ve günlüğü aracılığıyla aktarıyor. Tüm kısıtlamalara, suçlamalara rağmen eşiyle gösterdikleri dayanışma etkileyici.
“Çektiklerimin tümü de korkunç şeyler, ancak masum bir insana bu şekilde işkence edenlere karşı hıncım bile kalmadı artık, sadece büyük bir acıma.”
Dreyfus’un hikayesi adaletsizlik ve insan onurunun hiçe sayılması ile ne yazık ki evrensel, zamansız. Okunmalı.
“Yaşasın hakikat.!”
.
Kitapta görseller kullanılmış ve sonsözde Dreyfus’a itibarının iade edildiği süreçten bahsedilmiş.
https://1000kitap.com/vacilando.kitap ilk yayımlanan çeviri kitabı ve https://1000kitap.com/ahmetosimsek in de ilk yayımlanan çevirisi. Mükemmeldi. Dipnot detaylarını ayrıca çok sevdim :) Kitap Fransızca’dan çevrilidi ve İngilizce baskısı ile karşılaştırılmış o farklılıklara kadar kısaca değinilmiş.
Çok beğendiğim kapak @borisrayski . Böyle özenli işleri seviyorum.
Haksız yere vatan hainliği ile suçlanan,rütbesi geri alınan,5 yıl sürgünde kalan Dreyfus'un günlüğünü ve eşiyle mektuplaşmalarını,yargılanışını,sürgün hayatını,yapılan işkenceleri ve çektiği acıları nefes almadan okudum.Eşiyle olan ilişkilerine,eşinin de nahif ruhuna,güçlü kişiliğine,Dreyfus'un onurlu duruşuna hayran oldum.Sürgün adasını anlatırken boğulacak gibi oldum.Kitabı,verdikleri mücadeleyi,birbirlerine duydukları sevgiyi ve bağlılığı hayran olarak okudum.Dünyanın her yerindeki adaletsizliğe,haksızlığa bir kez daha tanık oldum.Tüm bu yaşananları Dreyfus'un ağzından okumak çok etkileyici,sıcak ve samimi bir hava katmış esere.
Yargılama şiddetli bir Yahudi aleyhtarı basın kampanyasının gölgesinde olmuştu. Ailesinin onun masumiyetini kanıtlama teşebbüsleri ise büyük tepki alıyordu.
Kanıt eksikliğine rağmen, 22 Aralık 1894’te ihanetten hüküm giydi ve Fransız Guyanası’ndaki meşhur Şeytan Adası ceza kolonisinde ömür boyu hapis cezasına çarptırıldı.
Mahkumiyetinin ardından Paris’teki halka açık bir törende üniformasındaki nişan “Yahuda’ya ölüm, Yahudi’ye ölüm” tezahüratı ile birlikte söküldü ve subaylık kılıcı kırıldı.
Skandal, Yahudilerin Fransız yaşamının ayrılmaz bir parçası olduğu düşüncesini derinden sarstı. Ülkedeki Yahudi karşıtı duyguların ne denli güçlü ve acımasız olduğu açığa çıktı.
1896’da ordunun istihbarat birimi yeni başkanı Georges Picquart, davayı gizlice yeniden araştırdı. Gerçek hain olarak başka bir Fransız subayı Binbaşı Ferdinand Walsin Esterhazy’yi işaret eden kanıtları ortaya çıkardı. Ancak, kanıtlar Fransız ordusunun üst makamları tarafından kabul edilmedi. Picquart, Kuzey Afrika’ya gönderildi ve daha sonra hapsedildi.
Bununla birlikte, Esterhazy’nin olası suçluluğu hakkında söylentiler dolaşmaya başladı. 1898’de mahkemeye çıkarıldı, ancak ilk başta suçlu bulunmadı ve fırsat bulduğunda ülkeden ayrıldı.
Merhaba!
Bugün, Vacilando Kitap'tan, Hammurabi isimli kitabını severek okuduğum Ahmet Şimşek'in çevirisiyle çıkan "Ömrümden Beş Sene"yi okudum.
Dreyfus Olayı olarak bilinen ve bir Fransız askeri olan Alfred Dreyfus'un vatana ihanet suçlamasıyla tutuklanması olayını, direkt olarak Dreyfus'un eşi ile aralarındaki mektuplar ve kendisinin sürgüne gönderildiği adadaki hapis sürecinde tuttuğu günlükleri aracılığıyla okuyoruz.
Ülkesine ve ailesine sadık bir asker olan Alfred Dreyfus, tek kanıtı kendi el yazısına benzer bir yazıyla yazılmış bir mektup olan vatana ihanet suçlamasıyla beraber sahip olduğu her şeyi bir anda kaybedip acılarla geçen beş yıllık bir sürece giriyor.
Kitap bir yandan bu konuyla veya genel olarak tarihle ilgilenenler için ilginç ve önemli bir kaynak olsa da, aynı zamanda tüm gerçekler ve tarihi bağlamından öte okuması çok etkileyici bir kitap.
Okurken zaman zaman bunların gerçekten yaşanmış olaylar olduğunu unutup, sanki bir roman karakterinin acılarını okuyormuş gibi hissettim ve olayın gerçekliğini hatırladıkça o acılar çok daha vurucu hale geldi benim için.
Özellikle Alfred Dreyfus ve eşi Lucie Dreyfus'un mektuplarında gördüğümüz aşk ve bağlılık, bir yandan da bunlarla iç içe geçmiş özlem ve acılar benim için çok etkileyiciydi. Bu yüzden dediğim gibi Dreyfus Olayı hakkında bir bilginiz veya ilginiz olsun veya olmasın fark etmeksizin okuyabileceğiniz bir kitap diyebilirim.