Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Osmanlı'dan Günümüze Asker ve Siyaset

Kemal H. Karpat

Osmanlı'dan Günümüze Asker ve Siyaset Sözleri ve Alıntıları

Osmanlı'dan Günümüze Asker ve Siyaset sözleri ve alıntılarını, Osmanlı'dan Günümüze Asker ve Siyaset kitap alıntılarını, Osmanlı'dan Günümüze Asker ve Siyaset en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Siyaset ne zaman,nerede olursa olsun her orduyu zayıflatmış, yok etmiştir ki Balkan Savaşı buna en güzel örnektir."
Sayfa 15 - Timaş YayınlarıKitabı okudu
Yüksek mevkilerin çoğu zaman intisap yoluyla (aile ilişkilerine dayanan bürokratik veraset) veya padişahın veya sadrazamın ihsanıyla elde edildiği yozlaşmış sivil bürokrasinin aksine erkân-ı harb subayı (kurmay subay) bulunduğu yere yoğun bir rekabet ve sürekli bir çalışmayla geliyordu. Bütün kurmay subaylar yabancı dil biliyordu ve çoğu yurtdışında görev yapmıştı.
Reklam
"31 Mart olayı aynı zamanda ulemanın ikiye bölünmesine yol açmıştır."
Sayfa 118 - Timaş YayınlarıKitabı okudu
İlk Osmanlı milliyetçileri bir milleti oluşturan pozitif objektif unsurlarla ilgilenmeyip devletin ayakta kalmasını sağlayabilecek bir ideoloji arayışı içinde oldular. Bu tutum Pan-Turanizm anlayışında da muhafaza edildi ve böylelikle "Turan yurdunda" yaşayan insanların gerçek yaşamı, kültürü ve refahına çok az ilgi gösterildi. Önemli olan birey değil devletti.
Sayfa 216Kitabı okudu
Çoğu kişi tarafından muhafazakar ve dinci gerici olarak görülmekle birlikte, Abdülhamid'in saltanat yılları, Osmanlı tarihindeki en yoğun modernleşme dönemiydi. Hamid dönemi bir bütün olarak değerlendirildiğinde, bir istibdat dönemi olmasına ve bireysel hakları baskı altında tutmasına karşın, bu dönemin Cumhuriyet Türkiyesi'nin kurumsal ve eğitimsel temellerini attığı söylenebilir.
Sayfa 108Kitabı okudu
1839-1876 yılları arasında ülkeyi farklı anlayışlara sahip olmalarına karşın reformcu olarak bilinen Reşit, Ali ve Fuat Paşa gibi büyük sadrazamlar yönetti. Ancak 1876'dan sonra onlarla mukayese edilebilecek bir sadrazam göreve gelmedi.
Sayfa 53
Reklam
1950'liler İKTİDAR ve MUHALEFET İLİŞKİSİ
Hükümet muhalefeti susturmak için bir tahkikat komisyonu kurdu, CHP ise hükümetin baskıcı politikalarını protesto etmek için dev gösteriler düzenledi. Bunun üzerine DP (Menderes'in partisi) Orduyu kullanarak bu gösterileri zorla bastırmaya çabaladı. Bu, Ordunun tarafsızlığını ortadan kaldırdığı için ölümcül bir adımdı.
Sayfa 240 - TİMAŞKitabı okudu
Osmanlı nın son zamanları
Ne var ki askeri eğitimin subaylarla sivil memurlar arasında niteliksel farklar yaratan belli yönleri vardı. Askeri okullardaki eğitim nispeten daha gelişmişti ve teknik düzeyi daha yüksekti. Askerlerin yaşamı örgütlü ve disiplinliydi. Askerler arasında sivillerde eksik olan bir kardeşlik, arkadaşlık ve birlik ruhu söz konusuydu. Subaylar çoğu kişinin sandığı gibi köylerden değil ülkenin her tarafından geliyorlardı, ancak esas ağırlık taşra şehirlerinden gelen subaylardaydı.
Ordu ile milletin birbirine karşı olmaları bir ülkenin başına gelecek en büyük felakettir. Kaldı ki ordu Türkiye'nin dış siyasetinde en etkin güçlerinden biridir ve böyle kalması yurdun ana çıkarınadır. Üstelik kendini tamamıyla profesyonelleştirmeye veren bir ordu çok daha güçlenir, itibar kazanır.
"Abdülhamid'in göz ardı ettiği şey, insanların maddi ilerlemenin yanı sıra bireysel hak ve özgürlüklerinin de ilerlemesini istemeleriydi."
Sayfa 88 - Timaş YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Islahat Fermanı Sonrası!
"Türkler ekonomik açıdan kendi ülkelerinde ikinci sınıf vatandaş konumundaydılar."
Sayfa 59 - Timaş YayınlarıKitabı okudu
Millet olarak en büyük sorunumuz "Eğitim Sistemi"
"Hıristiyan azınlıkların okulları, esasen mahalli cemaatler tarafından desteklenseler de, nitelik olarak Türk okullarından üstündü."
Sayfa 59 - Timaş YayınlarıKitabı okudu
Cumhuriyet Erken Dönemi Tarihe Bakış Açısı
Bu dönemde ayrıca Osmanlı İmparatorluğu tarihi de ihmal edildi. Balkanlardaki Türk medeniyetinin kalıntıları tamamen yok sayıldı. Yunan, Bulgar, Yugoslav ve Rumen hükümetleri Osmanlı dönemine ait camileri, köprüleri, hamamları ve bütün Türk kasaba ve köylerini tahrip ettiğinde bile oradaki gelişmelere ilgi gösterilmedi. Tarih Türklerin İslam öncesi geçmişlerini yücelten bir bakış açısıyla yeniden yazıldı ve yorumlandı.
Sayfa 225 - TİMAŞKitabı okudu
Unutulmamalıdır ki Atatürk kendisini tamamen milletin vücut bulmuş hali olarak görüyordu ve bu niteliğiyle milletin refahını sağlamaya çalışıyordu. Padişah da devlet otoritesinin temel kaynağıydı. Bu, Batıdaki aydınlanmış mutlakıyete benzeyen bir yapıydı.
Sayfa 301Kitabı okudu
1916'dan sonra Arap topraklarının kaybedilmesi, Türkler arasında Rumeli'deki toprakların kaybedilmesinin yol açtığı kalıcı yaralara ve unutulması güç hatıralara benzer bir etki yaratmamış gibi görünüyordu. Araplar sadece bir İslami yönetimden diğerine geçmişlerdi, Rumeli ise Osmanlı Imparatorlugu'nun özünü, siyasal mantığını oluşturuyordu. Ne var ki Arap çetecilerin bütün masumiyetleriyle kafirlere karşı Islam topraklarını savunduklarını düşünen Osmanlı askerlerine saldırıp onları öldürmeye başlamaları sadece Pan-Islamizm idealini değil İslam kardeşliği fikrini de yok etti.
Sayfa 221Kitabı okudu
167 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.