Peynir Tuzağı
Neal D. BarnardPeynir Tuzağı Gönderileri
Peynir Tuzağı kitaplarını, Peynir Tuzağı sözleri ve alıntılarını, Peynir Tuzağı yazarlarını, Peynir Tuzağı yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Peynir, bazı insanların sürekli canının çektiği tuzlu ve ağzı dolduran hissi barındırmasından başka, sindirildiğinde Kazamorfin adı verilen kimyasal maddeler salgılar. Bu kimyasal maddeler beyinde eroinin ya da morfinin bağlandığı uyuşturucu reseptörlerine tutunur.
İneklerin ya da başka hayvanların öldürülmesine karşı çıkan pek çok insan, mandıra ineklerinin öldürülmediğini düşünür. Ancak bu inekler de öldürülüyor elbette. Sadece öldürülmeden önce birkaç gebelik, doğum, buzağı kaybı ve süt üretimi döngüsü geçirmek zorundalar, daha sonra etleri ve derileri için öldürülüyorlar.
Çiftlik hayvanlarının pek öyle neşeli hayatlar sürmediğini daha önce fark etmişsinizdir mutlaka. Bunu başkaları da fark ediyor. Peki değişme konusunda neden bu kadar yavaşız? Yeme alışkanlıklarımızın her saat bir milyon hayvanı öldürdüğünü ve dünyaya sürekli zarar verdiğini bile bile, neden hep birlikte peynir paketlerimizle biftek bıçaklarımızı çöpe atmıyor ve daha iyi bir dünya yaratmak için yemin etmiyoruz?
Tıp dünyasında, gıda şirketlerinin ve ilaç üreticilerinin tıbbı sorunları çözebilecek yaklaşımları görmezden gelen (kimi zaman da bunlara aktif bir biçimde karşı çıkan) sağlık kuruluşlarına parasal kaynak sağlaması yönünde rahatsız edici bir akım var. Bu kuruluşlar, görüşlerini bulandıran onca paranın arasında amaçlarını kaybetmiş.
Mandıracılığın tek hedefi, yirmi beş kiloluk bir buzağıyı altı ay içinde yüz elli kiloluk bir ineğe dönüştürmektir. İnsanın bağırsakları sekiz metre, midesi de bir tanedir, oysa bir buzağının üç metre bağırsağı ve dört midesi vardır! Niye inek ya da keçilerin sütünü içiyoruz da en yakın memeli akrabamız olan orangutanların sütünü içmiyoruz? Sonra mesela yan komşunuzun anne sütünden peynir yapmazsınız ama hayatınızda görmediğiniz bir ineğin memelerinden süt emiyorsunuz! Üstelik peynir bundan da beter. Daha konsantre ve tuzla, bakterilerle dolu!
Peynir kokusu
Aslında Muenster, Limburger ve birkaç bilindik peynir türünün üretiminde kullanılan brevibakteriler, yıkanmamış insan ayağının pis kokusundan sorumlu olan bakterilerin ta kendisidir.
Sayfa 24Kitabı okudu
Bağımlılık
Peynir, bazı insanların sürekli canının çektiği tuzlu ve ağzı dolduran hissi barındırmasından başka, sindirildiğinde Kazamorfin adı verilen kimyasal maddeler salgılar. Bu kimyasal maddeler beyinde eroinin ya da morfinin bağlandığı uyuşturucu reseptörlerine tutunur.
Sayfa 19Kitabı okudu
Yiyecek seçimlerimizi çoğunlukla etik ya da mantık kuralları çerçevesinde yapmayız. Aşağı yukarı anne babalarımızın ya da arkadaşlarımızın beslendiği gibi beslenir ve sürüden fazla farklı davranmamayı rahat buluruz.
Sayfa 147Kitabı okudu
"İnsan sütünden peynir yapmak bu kadar iğrençse, inek sütünün daha iyi olduğunu kim iddia edebilir? Ne de olsa inek sütü de ineğin vücudunda kendi bebeği için üretiliyor, hangi yaşta olursa olsun insanlar için değil."
Sayfa 30 - Yabancı Yayınları
"Peynir, bazı insanların sürekli canının çektiği tuzlu ve ağzı dolduran hissi barındırmasından başka, sindirildiğinde kazomorfin adı verilen özel kimyasal maddeler salgılar. Bu kimyasal maddeler beyinde eroinin ya da morfinin bağlandığı uyuşturucu reseptörlerine tutunur. Yanlış anlamayın, kazomorfinler beyni uyuşturma konusunda yasadışı uyuşturucuların yanına bile yaklaşamaz ama eroin ve morfin gibi bunlar da beyni gerçekten etkileyen uyuşturuculardır. (...)
Kazomorfinlerin beyin üzerinde incelikli etkileri de vardır, ayrıca kanıtlar bağımlılığınızı sürdürmenize yol açtıklarını göstermektedir. Bazı yiyecekler şişmanlatıcıdır. Bazıları da bağımlılık yaratıcı. Peynirse ikisi birden, hem şişmanlatıcı hem de bağımlılık yaratıcıdır ve sorun da budur."
Sayfa 19
"Peynirde şaşırtıcı miktarda kalori bulunur, öyle ki bu, yıllar boyunca aldığınız kiloları açıklamaya yeter de artar. Peynir üreticilerinin size söylemediği gerçekse, peynirde sizi bağımlı tutmaya yetecek miktarda hafif uyuşturucu bulunduğudur. Peyniri kilonuz açısından ciddi bir sorun haline getiren de bu "şişmanlatıcı-bağımlılık yaratıcı" bileşimdir.
Daha kötüsü de var. Peynir bir inekten (genellikle de hamile bir inekten) elde edildiği için, peynir yediğinizde hiç aklınızda olmayan bir şekilde östrojen (kadınlık hormonları) de almış oluyorsunuz. Ayrıca üreticiler peynire onu en yüksek sodyum oranını barındıran gıdalardan biri haline getirecek kadar tuz ekliyor. Doymuş yağ ve kolesterol oranları da yüksek. Kalori ve sodyum dolu, biftekten daha fazla kolesterol barındırıyor ve hormon çeşnili. Peynir daha kötü bir hal alacak olsaydı vazeline dönüşürdü."
Sayfa 18
"Mandıracılığın tek hedefi, yirmi beş kiloluk bir buzağıyı altı ay içinde yüz elli kiloluk bir ineğe dönüştürmektir. İnsanın bağırsakları sekiz metre, midesi de bir tanedir, oysa bir buzağının üç metre bağırsağı ve dört midesi vardır! Niye inek ya da keçilerin sütünü içiyoruz da en yakın memeli akrabamız olan orangutanların sütünü içmiyoruz? Sonra mesela yan komşumuzun anne sütünden peynir yapamazsınız ama hayatımızda görmediğimiz bir ineğin memelerinden süt emiyorsunuz! Üstelik peynir bundan da beter. Daha konsantre ve tuzla, bakterilerle dolu!"
Sayfa 12