Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Çağdaş Hollywood Sinemasının İdeolojisi ve Politikası

Politik Kamera

Michael Ryan

Politik Kamera Gönderileri

Politik Kamera kitaplarını, Politik Kamera sözleri ve alıntılarını, Politik Kamera yazarlarını, Politik Kamera yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Belki de artık, dilin hapishanesini terk edip tarihin kesimevine doğru hareket etmenin zamanıdır. -CORNEL WEST
İçine gömülü olduğumuz varsayımları anlamadıkça kendimizi anlayamayız. ... -ADRIENNE RICH
Reklam
Sinema . . . hayaletlerin birbiriyle yarışıdır. -JACQUES DERRIDA
Son Sahne!
THX sibernetik toplumdan kaçar, filmin son karesi onun doğaya ve özgürlüğe kavuşmasını gösterir. THX’in kurtuluşu, özgürleşme anında onu göz alıcı biçimde tecrit eden parlak turuncu bir ışıkla ilişkilendirilmiştir. Bu parlak güneş, yapıntısal, kurma bir dünyadan doğaya kaçışı ve bireysel özgürlüğü ifade eden bir metafordur. Güneş, ayırıcı bir sınır sunarak THX’i gerçek anlamda tekilleştirir. O artık, herkesin rahatça bir diğerinin yerini tutabileceği kitlenin parçası değildir. Dahası, bu imgeyle açığa çıkarılan anlam birebir olanı imler, en el değmemiş mevcudiyeti ile doğanın ta kendisini ifade eder. Nitekim doğanın gerçek anlamı da budur; düzenlenmişliğin, yapıntısallığın, teknolojinin ve (birebir olanın taban tabana karşıtı olan) retoriksel figürlerin genellikle yanında taşıdığı ikame etme eğiliminin dışında kalan şeydir. Özgürlük ideolojisini doğa üzerine inşa etmek onu birebir anlam üzerine inşa etmek anlamına gelir, çünkü birebir anlam eşyanın asli varoluşunu ifade eder, eşitlikçi kent ise insanlar arasında yapay bir ikame edilebilirlik tesis ederek bu varoluşun saflığını bozar. Filmde politik tutumlar görsel üslupla şifrelenmiştir ve eşitliğin donuk beyazı ile özgürlüğün sıcak turuncu ışıltısı arasında seçim yapmak durumunda olan izleyicinin hangisini seçeceğini tahmin etmek güç değildir.
Sayfa 382 - TEKNOFOBİ
hakîm söylemden kurtulamayan bıçağın ucundaki kurban gibidir
Belki de artık, dilin hapishanesini terk edip tarihin kesimevine doğru hareket etmenin zamanıdır. -CORNEL WEST
sizi varedenin reddiyle yaşayın
İçine gömülü olduğumuz varsayımları anlamadıkça kendimizi anlayamayız. . . . Feminist itkiyle hareket eden . . . radikal bir eleştiri, her şeyden önce, nasıl yaşadığımıza, nasıl yaşamış olduğumuza, kendimizi nasıl tahayyül etmeye yöneltildiğimize ilişkin bir ipucu sunmayı amaçlamak zorundadır... -ADRIENNE RICH
Reklam
gerçeğin illüzyonu sinema
Sinema . . . hayaletlerin birbiriyle yarışıdır. -JACQUES DERRIDA
Drama sanatı için tarihte iz bırakmak, başka hiçbir edebi tür için olmadığı kadar elzemdir. -WALTER BENJAMIN
Temsil. Sinema dışarıda ‘duran’ bir şeyi bize ‘göstermez’, onu temsilin süzgecinden geçirerek, şu ya da bu biçimde dönüştürerek, bize bir yapıntı sunar. Sinemada gördüğümüz her şeyin arkasında, temsil biçimine ilişkin bir tercih yatar. İdeoloji de temsiller üzerinde yükselir; toplumsal kurum ve değerlerle, cinsiyet rolleriyle, kişisel varoluşumuzla ilgili yapıtaşları temsilin vazgeçilmez katkısıyla oluşturulur. Filmler, sosyal gerçekliğin şu ya da bu şekilde inşa edilmesine zemin hazırlayan psikolojik duruşları, dünyanın ne olduğu ve ne olması gerektiğine ilişkin olarak düşünceyi yönlendirerek toplumsal kurumları ayakta tutan bir temsil parçasıdır. Sinemanın böyle kavranması, klasik Marksist teoriye ait ideoloji kavramının genişletilmesi gerekir. bu kavram, ezilenlerin kendilerini ezen sürece gönüllü katılımını sağlamaya, yani zor kullanmaya gerek bırakmayan tahakküme yönelik bir fikir ve imgeler sistemi olarak tanımlanır.
Reklam
480 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Politik Kamera kitabı, (biz ne izliyoruz, izlediğimiz filmlerin alt okumasında hangi ideolojiler barınmakta, bildiklerimizin, gördüklerimizin ne kadarı bize ait, ne kadarı bilinç altımıza yerleştirildi) bize bir kez daha gösteriyor ki, film salt izlenme üzere, eğlenme üzere, zaman geçirme üzerine, erkana yansıtılan bir sanat değildir. Sinema kral Marx'ın belirtiği gibi 'afyon görevi' görmektedir. Bir çok yönetmenin elinde, ideoloji yayma aygıtı olan, yerleşik düzenlerin devamına, ataerkil sistemin kodlanmasına, bu kodlamada kadının konumunun iyice empoze edilişine, kadını ikinci konumda, ideal rollerle (fedakar anne, sadık eş, yada erkeği amacından saptıran vamp kadın) verilmesine, cins ayırımlarında erkeği başat rol ile kadını ise edilgen konumla verilişine kadar bir çok yönden yapı bozumuna uğratarak veren kitap özellikle Hollywood sinemasında konuların ne şekilde ve hangi amaçlarla hizmet ederek verilişine ışık tutması bakımından mutlaka okunması gereken bir yapıttır.
Politik Kamera
Politik KameraMichael Ryan · Ayrıntı Yayınları · 199737 okunma
Sağ ile sol, paylaşımdaki bir alan için rekabet eder ve her biri sorunlara farklı bükümler verse de, ikisi de aynı sorunlarla uğraşır. Bu toplumsal alanın üç cephesi, birey, tarih ve toplumdur. Sağ, politik programının merkezine, tecrit edilmiş bir birim olarak ta­savvur ettiği bireyi yerleştirir. Bunun nasıl dallandığını Hollywood kahramanını incelerken görmüştük. Solun programı da bireyi hedef alır, ancak onu, piyasanın cangılında başkalarını alt eden hayatta kalmacı yalnız savaşçı olarak değil, ilişkisel bir kendilik ve kolek­tifin sorumlu bir parçası olarak algılar. Gelgelelim solun devletçi ve zoraki kolektivist önyargıları, solcu teorisyenleri (özellikle Alt­husser) bir politik kategori olarak bireyi (“özneyi”) mahkûm etme­ye itmiştir. Bu duruş sinema eleştirisine, "imgesel” ego kimliğine ait “ideolojik” anlamı güçlendirmeye yönelik her türlü manevranın mahkûm edilmesi biçiminde yansımıştır. Biz bu görüşü paylaşmı­yor ve genel anlamda solun öznelliği asli bir kaygı olarak bir kena­ra bırakmaması, buna karşılık bireyci ideolojiyi eleştirmesi gerekli­ğini savunuyoruz. Sinemada bu, bireysel izleme zevki veren, egoyu güçlendirici temsili sürekliliklere bağlı kalan ya da tekil kahraman­lar kullanan her filmin mutlaka ideolojik olması gerekmediği anla­mına gelir. Nitekim psikolojik araştırmalar, insanların korku, arzu ve hatta en nevrotik fantezilerinin bile ciddiye alınıp kabul gördü­ğü eşduyumsal bir atmosferde sağaltımcı değişim olasılığının bun­ların şiddetle reddedilmesine göre daha yüksek olduğunu ortaya koymuştur. Aynı ilke hiç kuşkusuz sinema için de geçerlidir.
Toplumsal dünyanın temsil edilişi politiktir ve bunun için seçi­len temsil tarzları, dünyaya karşı farklı politik duruşları ifade eder. Her kamera konumu, her görüntü düzenlemesi, her montaj kararı ve her anlatısal seçim, türlü çıkar ve arzular barındıran bir temsil stratejisiyle ilişkilidir. Sinemanın yalnızca “gerçekliği” ortaya koyan ya da betimleyen hiçbir cephesi yoktur. Filmler fenomenal bir dünya inşa ederek izleyiciyi dünyayı belirli biçimlerde yaşantılayacak biçimde konumlar.
Her toplum­sal akım, karşıt akımı içinde yeni düzey bir oluşuma yol açar. Sek­senli yıllardaki tepkinin bir ölçüde altmışlı yılların hareketlerinin sonucu olarak ortaya çıkması gibi, liberal bir toplumsal görüşün tu­tunabileceği zemini hazırlayan da bu tepkinin kendisi olmuştur. Sosyal yardım bütçesinden geçinenler sokaklarda açlıktan ölürken, bu “düzen asalaklarının” ülkeyi soyup soğana çevirdiği iddiasıyla ortaya çıkmak güçtü. Zenginlerin yeterince zenginleştiğini, yeni­den muhtaç durumdakilerle ilgilenme zamanının artık geldiğini söylemekse daha kolaydı. Şirketleşmiş sermaye, sosyal yardım ka­yıtlarını boşaltırken kendi ceplerini doldurmakla, kendisini hedef konuma yerleştirmişti.
38 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.