Pratik Nedenler Gönderileri
Pratik Nedenler kitaplarını, Pratik Nedenler sözleri ve alıntılarını, Pratik Nedenler yazarlarını, Pratik Nedenler yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.Simgesel sermaye
Her şey bizi, otoritesi kabul edilen bir simgesel sermayenin yoğunlas , devletin doğuş kuramlarının tümünde ihmal edilmesine karşın, yoğunlaşmasının koşulu ya da en azından tüm diğer yoğunlaşma biçimlerine (en azından belli bir süreklilikleri olabildiği takdirde) eşlik eden şey olarak ortaya çıkar. Kültürel sermaye, algı kategorileri , böylesi bir özelliği tanımaya (farketmeye) ve kabul etmeye, ona bir değer vermeye olanak sunacak biçimde oluşmuş toplumsal eyleyiciler tarafından algılanan herhangi bir özelliktir (fiziksel, ekonomik, kültürel, toplumsal sermayenin herhangi bir türü). (Bir örnek: Akdeniz kültürlerinde namus/ onur yalnızca itibar, yani başkalarıyla paylaşılabildiği ölçüde geçerli olan, belli davranış kalıplarının onurlu ya da onursuz olarak algılanmasını sağ layan bir inançlar bütününe dair bir tasavvur aracılığıyla varolan tipik bir simgesel sermaye biçimidir.) Daha kesin bir biçimde söylemek gerekirse bu, sermaye türünün dağılım yapısının içine kazınmış karşıtlıklar ya da bölünmeler (güçlü/zayıf, büyük/küçük, zengin/yoksul, kültürlü/kültür süz, vb.) aracılığıyla algılandığında, her türden sermayenin aldığı biçimdir. Bunun sonucu olarak, kendi öz yapılarına uygun kalıcı görü ve ayrım ilkelerini dayatma ve aşılama araçlarına sahip olan devlet simgesel iktidarın yoğunlaşmasının ve uygulanışının en mükemmel yeridir.
Sayfa 108 - hilKitabı okudu
Devlet, zihinsel yapıları biçimlendirir, ve ortak görü ve ayrım ilkeleri, düşünce biçimleri dayatır.
Tüm yazarlar, resmi vergilerin meşruluğunun kabulünün giderek gelişmesinin bir milliyetçilik biçiminin ortaya çıkmasıyla uyum gösterdiğini kabul ederler. Gerçekten de, vergilerin genel olarak toplanmasının toprakların birliğine ya da daha kesin olarak söylemek gerekirse, gerçekte ve tasavvurda, kendileri de aynı savunma gereklerinden ötürü dayatılmış olan aynı yükümlülüklere itaat tarafından birlik haline getirilen bir gerçeklik olarak üniter toprak devletinin kurulmasına katkıda bulunmuş olması olasıdır. Olası olan bir başka şey de, bu "ulusal" bilincin, öncelikle, verginin tartışılmasıyla bağlantılı olarak ortaya çıkan temsil kurumlarının üyeleri arasında gelişmiş olmasıdır: Gerçekten de, bu mercilerin, vergiler kendilerine, ne denli hükümdarın özel çıkarları değil de ülkenin çıkarları (ki, bunların ilk sırasın da toprakların savunulması yer alır) tarafından güdümlenmiş görünürse, o vergilere o denli çok riza göstermeye hazır oldukları bilinmektedir.
Devlet vergisi, savaş harcamalarının artmasıyla bağlantılı olarak gelişir.
Sayfa 103 - HilKitabı okudu
Yaa Öyle mi :))
Fiziksel güç sermayesinin yoğunlaşması, etkili bir maliyenin oluşturulmasıyla birlikte yürür; bu da ekonomik alanın birleştirilmesi (ulusal pazarın yaratılması) ile birlikte yürür. Hanedanlık devletinin aldığı vergi, doğrudan uyrukların bütününe uygulanır - yoksa feodal vergilendirme gibi, kendileri de kendi adamlarından vergi toplayabilecek olan, salt bağımlılara değil.
Sayfa 103 - hilKitabı okudu
Doğmakta olan devlet fiziksel gücünü iki farklı bağlamda kanıtlamalıdır: Dışarıda, mevcut ya da potansiyel öteki devletlere (rakip hüküm darlara) karşı, -güçlü orduların oluşturulmasını dayatan- toprak için savaş dahilinde ve aracılığıyla; içeride de, karşı-iktidarlara (hükümdarlar) ve di renişlere (egemenlik altındaki sınıflar) karşı. Askeri güçler yavaş yavaş, bir yandan devletlerarası rekabete yönelik askeri güçler, Öte yandan da iç düze nin korunmasını yönelik polis güçleri biçiminde farklılaşır. (Eski Kabil ya da saga’ların İrlanda’sı gibi devletsiz toplumlarda, şiddetin kullanımı top lum içinde açıkça belirlenmiş bir gruba aktarılmaz. Bunun sonucu olarak, rekba, vendetta [kan davası) ya da nefsi müdafaa gibi kişisel intikam man tığından kurtulmak mümkün değildir. Tragedyacıların sorunu buradan çı kar: Adalet dağıtma edimi de -Orestes- suçlunun ilk baştaki edimi gibi bir suç değil midir? Bu, devletin meşruluğunun kabullenilmesiyle unutulan ve kimi uç durumlarda kendisini yeniden anımsatan bir sorudur.)