Samet Behrengi Püsküllü Deve
Latif fakir bir babanın çocuğu. Babası ile birlikte, annesi ve kardeşlerini geride bırakarak, çalışıp para kazanmak için Tahran'a gelirler. Ve Tahran'da patates vb şeyler satarak geçimlerini sağlamaya çalışırlar.
Birgün Latif ve arkadaşları, yoksul bir çocuğun kendisine yeni ayakkabı aldığını fark ederler. Oysa durum hiç de görüldüğü gibi değildir. Çünkü çocuk sadece, ayaklarını siyah boya ile boyamıştır, bu yüzden arkadaşları onun ayakkabı aldığını zannetmişledir.
Hikayenin temasında yoksulluk içerisinde geçirilen bir çocukluk hakim. Latif'in meşhur devesi..
Latif oyuncakçı dükkanında bir deve görür. Satın almaya gücünün yetmeyeceği oyuncak bir devedir bu.. Öyle ki Latif o deveyi hayallerinde kendisine aitmiş gibi benimser. Hayallerinde o deveyle yürüyüşe çıkar eğlenir, güler, oynar, arkadaşlık eder.
Tahran'dan ayrılık vakti gelmiştir. Latif devesine son birkez veda etmek için oyuncakçı dükkanına gider. O da ne? Zengin bir kız çocuğunun babası deveyi satın almaya çalışıyordur. Latif o gün göz yaşlarına boğulur. Benim devem vermem diyerek.. Ama gel görelim onu dinleyen olmaz. Zengin adam deveyi arabasının bagajına koyduğu gibi arkasında bıraktığı çocuğun göz yaşlarına aldırmayarak gider.
Küçücük bir çocuk arabanın arkasından o an yaşlı gözlerle tek bir şey ister, o da vitrindeki oyuncak tüfektir. O tüfeği alabilsin ki devesini zengin adamın elinden kurtarabilsin.
Yürekleri ısıtacak mükemmel bir hikaye.. Kendinizi böyle bir hikayeden mahrum etmemeniz dileğiyle.. Okuyun, okutun.
Çocuk gibi yüreği tertemiz, olan herkese selam olsun bu hikaye. Hoşçakalın... ๑ ◕‿◕ ๑