Ramazandaki savmın en mühim neticelerinden biri ŞÜKÜR'dür:
Kur’ân-ı Mu’cizü’l-Beyan tekrar ile
اَفَلاَ يَشْكُرُونَ.. اَفَلاَ يَشْكُرُونَ.. وَسَنَجْزِى الشَّاكِرِينَ
لَئِنْ شَكَرْتُمْ َلاَزِيدَنَّكُمْ - بَلِ اللهَ فَاعْبُدْ وَكُنْ مِنَ الشَّاكِرِينَ
gibi âyetlerle gösteriyor ki, Hâlık-ı Rahmân‘ın, ibâdından istediği en mühim iş şükürdür. Furkan-ı Hakîmde gayet ehemmiyetle şükre davet eder. Ve şükür etmemekliği, nimetleri tekzip ve inkâr suretinde gösterip, فَبِاَىِّ آلاَءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ fermanıyla, Sûre-i Rahmân’da şiddetli ve dehşetli bir surette otuz bir defa şu âyetle tehdit ediyor, şükürsüzlüğün bir tekzip ve inkâr olduğunu gösteriyor.
Rabbim orucumuzu ŞÜKR'e şükrümüzü rıza-yı İlahiye medar eylesin!...
Ramazan İktisat - Şükür Risaleleri 'ni beraber okuyalım mı? Aynı anda başlayalım. Beraber biter mi onun sözünü veremem ama Ramazandan önce bitirmeye gayret göstermeliyiz.
Ben öyle derin okumalar yapabilen biri değilim çünkü derin biri değilim. Lakin ne zaman
Ramazan İktisat - Şükür Risaleleri okusam o Ramazan bir başka geçti. Bu sefer de beraber okuyalım mı? 13 Mart Pazartesi başlıyorum inşallah. Başlamak istersen aşağıya yazman yeterli. Etkilendiğim cümleleri de bu iletide toplayacağım. Seninkileri de beklerim.
Vesselam. :)
Her şahıs için sebeb-i bereket ve dafi-i beliyattır.
Zekatı vermeyenin herhalde elinden zekat kadar bir mal çıkacak; ve lüzumsuz yerlere verecektir, ya bir musibet gelip alacaktır.
...
Ramazan-ı Şerifte sevab-ı a'mal, bire bindir.
Kur'an-ı Hakîm'in nass-ı hadîs ile herbir harfinin on sevabı var; on hasene sayılır, on meyve-i Cennet getirir.
Ramazan-ı Şerifte herbir harfin, on değil bin ve Âyetü'l-Kürsî gibi âyetlerin herbir harfi binler ve Ramazan-ı Şerifin Cum'alarında daha ziyadedir.
Ve Leyle-i Kadir'de otuzbin hasene sayılır.
Evet herbir harfi otuzbin bâki meyveler veren Kur'an-ı Hakîm, öyle bir nuranî şecere-i tûbâ hükmüne geçiyor ki; milyonlarla o bâki meyveleri, Ramazan-ı Şerif'te mü'minlere kazandırır.
İşte gel, bu kudsî, ebedî, kârlı ticarete bak, seyret ve düşün ki: Bu hurufatın kıymetini takdir etmeyenler ne derece hadsiz bir hasarette olduğunu anla!
...
Evet hırs, şükürsüzlük olduğu gibi hem sebeb-i mahrumiyettir hem vasıta-i zillettir. Hattâ hayat-ı içtimaiyeye sahip olan mübarek karınca dahi güya hırs vasıtasıyla ayaklar altında kalmış, ezilir. Çünkü kanaat etmeyip senede birkaç tane buğday kâfi gelirken, elinden gelse binler taneyi toplar. Güya mübarek arı, kanaatinden dolayı başlar üstünde uçar. Kanaat ettiğinden balı insanlara emr-i İlahî ile ihsan eder, yedirir.
"Ramazan-ı Şerifte ise, ehl-i iman birden muntazam bir ordu hükmüne geçer. Sultan-ı Ezelî'nin ziyafetine davet edilmiş bir surette akşama yakın "Buyurunuz" emrini bekliyorlar gibi bir tavr-ı ubudiyetkârane göstermeleri, o şefkatli ve haşmetli ve külliyetli rahmaniyete karşı, vüs'atli ve azametli ve intizamlı bir ubudiyetle mukabele ediyorlar. Acaba böyle ulvî ubudiyete ve şeref-i keramete iştirak etmeyen insanlar insan ismine lâyık mıdırlar?"