Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Riyazü's Salihin (8 Cilt Takım)

İmam Nevevi

Sayfa Sayısına Göre Riyazü's Salihin (8 Cilt Takım) Sözleri ve Alıntıları

Sayfa Sayısına Göre Riyazü's Salihin (8 Cilt Takım) sözleri ve alıntılarını, sayfa sayısına göre Riyazü's Salihin (8 Cilt Takım) kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
BAĞIŞ VE BENZERİ İYİLİKLERİ BAŞA KAKMA YASAĞI Âyetler 1. "Ey iman edenler! Başa kakmak ve incitmek sûretiyle yaptığınız iyilikleri boşa çıkarmayın!" Bakara sûresi (2), 264. İyilik yapmak, sadaka vermek, ihsan ve ikramda bulunmak, muhtaçları ve düşkünleri görüp gözetmek takdirle karşılanacak güzel ve faydalı davranışlardır.
Sayfa 5 - Erkam Yayınları, İstanbul 2015Kitabı okuyor
Kâinatı bir kitap kabul edip, bütün varlıkları o kitabın kelime ce delâletleri, nakış ve hatları olarak görenler de vardır. Buna da "kainat kitabı" denilmiştir. O halde kâinattaki her şeyden alınacak bir ders, bir ibret vardır.
Sayfa 6
Reklam
ÖVÜNME VE HADDİ AŞMA YASAĞI Âyetler 1. "Kendinizi temize çıkarmayın. Allah, kimin takvâ sahibi olduğunu daha iyi bilir. 66 Necm sûresi (53), 32. Allah her şeyi bilir. Çünkü her şeyi O yaratmıştır. İnsanoğlunun ise kendi hayatının belli kesitleri hakkında dahi bilgisi yoktur. O içinde bulunduğu çevre ve şartlara göre kendisine bir yer
Sayfa 10 - Erkam Yayınları, İstanbul 2015Kitabı okuyor
Ashâb, sahâbî kelimesinin çoğuludur. Sahâbî, müslüman olarak Hz. Peygamber’i gören ve o iman üzere ölen kimseye denir. Herhangi bir sahâbî ile görüşme imkânı bulan kimseye de tâbiî adı verilir.
Sayfa 12
652. Hz. Âişe'den rivayet edildiğine göre, Mahzûm kabilesinden hırsızlık yapan bir kadının durumu Kureyşlileri pek üzmüştü. Bunun üzerine: -Bu konuyu Resûlallah sallallâhu aleyhi ve sellem ile kim görüşebilir? diye kendi aralarında konuştular. Bazıları: - Buna Resûlullah'ın sevgilisi Üsâme İbni Zeyd'den başka kimse cesaret edemez, dediler. Üsâme de onların istekleri doğrultusunda Peygamber sallallâhu aleyhi ve sellem ile konuştu. Resûl-i Ekrem sallallâhu aleyhi ve sellem Üsâme'ye: - "Allah'ın koyduğu cezâlardan birinin uygulanmaması için aracılık mı yapıyorsun?" buyurduktan sonra kalkıp bir konuşma yaptı ve şunları söyledi: "Sizden önceki milletlerin yok olmasına sebep, içlerinden soylu biri hırsızlık yapınca ona dokunmayıp, zayıf ve kimsesiz biri hırsızlık yapınca ona cezâsını vermeleriydi. Allah'a yemin ederim ki, Muhammed'in kızı Fâtıma hırsızlık yapsaydı, onun da elini keserdim. Buhârî, Enbiyâ 54, Megâzî 53, Hudûd 11, 12; Müslim, Hudûd 8, 9. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Hudûd 4; Tirmizî, Hudûd 6; Nesâî, Sârık 6; Ibni Mâce, Hudûd 6
Sayfa 15 - Erkam Yayınları, 4. Cilt
Mukaddes kitabımız Kur'ân-ı Kerîm'in eksiksiz, yeterli, açık ve her şeyi açıklayıcı olmasına ve dinimizin de ikmal edilmiş bulunmasına rağmen, sünnetin ifade ettiği bir yorum ve anlatıma gerçekten ihtiyaç var mıdır, şeklinde bir soru aklımıza takılabilir. Gerçek şu ki, yüce kitabımızın yeterli, açık ve açıklayıcı oluşu elbette bir hakikattir. Ancak onun bu niteliklerine rağmen, muhatapları olan insanların anlayış seviyeleri farklı olduğu için onu tek tek doğru olarak anlayıp kavramaları mümkün değildir. Öte yandan sorumluluk için duymak değil, anlamak gerekmektedir. İnsanları anlamadıkları şeylerden sorumlu tutmak mümkün değildir. Bu sebeple kim, neyi anlamak ihtiyacında ise ona onu anlatmak lâzımdır. En iyi, en güzel, en doğru ve en doyurucu açıklamayı da elbette Kur'ân âyetlerini getirip tebliğ eden Peygamber yapacaktır. Peygamber'in açıklamalarını, hiçbir zaman Kur'ân'ın eksik, yetersiz ve kapalı olduğu anlamına gelmez. "Allah'a kul olmak"tan başka görevi bulunmayan insanlar, ancak bu açıklamalar sayesinde O'na nasıl kulluk edeceklerini öğrenmiş olacaklardır. Bu sebeple sünnet-i seniyyesiz bir müslümanlık düşünmek mümkün değildir.
Sayfa 17 - Erkam Yayınları, 1. Cilt (2014)
Reklam
Hayatın ilâhî irâde doğrultusunda şekillenmesi konusunda Sünnet, Kur'ân ile birlikte hemen onun yanıbaşında birinci dereceden bir görev üstlenmiş bulunmaktadır. Bunun böyle olduğunu hem Peygamber'e itaati emreden Kur ân-ı Kerîm, hem de Hz. Peygamber'in bizzat kendisi ifade ve ilân etmektedir. Kur'ân-ı Kerim'de şöyle
Sayfa 17
Mukaddes kitabımız Kur'an-ı Kerim'in eksiksiz, yeterli, açık ve her şeyi açıklayıcı olmasına ve dinimizin de ikmal edilmiş bulunmasına rağmen, sünnetin ifade ettiği bir yorum ve anlatıma gerçekten ihtiyaç var mıdır şeklinde bir soru aklımıza takılabilir. Gerçek şu ki, yüce kitabımızın yeterli, açık ve açıklayıcı oluşu elbette bir hakikattir. Ancak onun bu niteliklerine rağmen muhatapları olan insanların anlayış seviyeleri farklı olduğu için onu tek tek doğru olarak anlayıp kavramaları mümkün değildir. Öte yandan sorumluluk için duymak değil, anlamak gerekmektedir. İnsanları anlamadıkları şeylerden sorumlu tutmak mümkün değildir. Bu sebeple kim, neyi anlamak ihtiyacında ise ona onu anlatmak lazımdır. En iyi, en güzel, en doğru ve en doyurucu açıklamayı da elbette Kur'an ayetlerini getirip tebliğ eden Peygamber yapacaktır. Peygamberin açıklamaları, hiçbir zaman Kur'an'ın eksik, yetersiz ve kapalı olduğu anlamına gelmez. "Allah'a kul olmak"tan başka görevi bulunmayan insanlar, ancak bu açıklamalar sayesinde O'na nasıl kulluk edeceklerini öğrenmiş olacaklardır. Bu sebeple sünnet-i seniyyesiz bir müslümanlık düşünmek mümkün değildir
Sayfa 17 - Erkam Yayınları, 1. Cilt
Hayatın ilâhî irâde doğrultusunda şekillenmesi konusunda Sünnet, Kur'ân ile birlikte hemen onun yanıbaşında birinci dereceden bir görev üstlenmiş bulunmaktadır. Bunun böyle olduğunu hem Peygamber'e itaati emreden Kur ân-ı Kerîm, hem de Hz. Peygamber'in bizzat kendisi ifade ve ilân etmektedir. Kur'ân-ı Kerim'de şöyle buyurulmaktadır:
Sayfa 17 - Erkam Yayınları, 1. Cilt
Sünnet, en kısa ve genel anlatımıyla "İslâm kültürü" demektir. Bid'at ise İslâm kültürüne ters düşen, onda yeri olmayan ve fakat ondanmış gibi görülmeye ve gösterilmeye çalışılan yabancı unsur demektir. Muhtelif kıta ve iklimlerde yaşayan müslümanlar arasında çağlar boyu görülegelen ortak değerler ve uygulama benzerlikleri, sünnetin belirleyiciliği, birleştiriciliği, bütünleştiriciliği yani evrenselliği sayesinde olmuştur. Açıkça söyleyecek olursak, ümmet sünnetle vardır, onunla yaşar. Yozlaşma sünnetten aynılmakla başlar.
Sayfa 18 - Erkam Yayınları, 1. Cilt
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.