En Eski Şecere-i Terakime kitaplarını, en eski Şecere-i Terakime sözleri ve alıntılarını, en eski Şecere-i Terakime yazarlarını, en eski Şecere-i Terakime yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Toy günü oğlanı meydanın ortasına getirip Kara Han beylerine dedi: Bizim bu oğlumuz bir yaşına bastı, şimdi buna ne ad koyarsınız, diyip, beyler cevap vermeden önce oğlan dedi: Benim adım Oğuz'dur.
(Değerli arkadaşlar, okuduğum kitaplardan faydalı ve okunmaya değer bulduklarımı konularına göre ayırarak seriler halinde sizinle paylaşmak istedim. Kitapların değerlendirmesi tamamen kendi fikrime göredir, katı sağlamak isteyen olursa bana iletebilir; zira eklerken atladığım, görmediğim veya henüz okumadığım güzel kitaplar olabilir. İyi okumalar dilerim!)
Onların birisi Altun Közeki Sundun Bay'ın kızı ve Salur Kazan Alp'ın karısı Boyı Uzun Burla idi.
İkinci Karmış Bay'ın kızı Mamiş Bik'in karısı Barçın Salur idi. Onun kabri Sir suyunun yakasındadır ve halk arasında meşhurdur. Özbek ona Barçının Ķök Kâşânesi der. Sanatkarane işlenmiş güzel künbettir.
Üçüncü Kayı Bay'ın kızı ve Çavul'dur Bala Alp'ın karısı Şabatı idi.
Dördüncüsü Kondı Bay'ın kızı Biyeken Alp'ın karısı Künin Körkli idi.
Beşinci Yumak Bay'ın kızı Kalkın Konak Alpın karısı yine bir Künin Körkli idi.
Altıncı Alp Arslan'ın kızı, Kestan Kara Alp'ın karısı Kerce Buladı idi.
Yedinci Kınık Bay'ın kızı,Dudal Bay'ın oğlu Kımaç'ın karısı Kugadlı idi.
Sizde sanıyorsunuz ki büşra artık az kitap okuyor. Hayır efendim sadece okul kitaplarıma yoğunlaştım İran türkleri tarihi dersimin kitabı üstelik 1972 basımıyla elimde bulunan en eski kaynak Sınava hazırlanırken 5 kez okudum da paylaşmayı es geçmişim Bence Türk soyunu merak eden herkes okumalı Adem babamızdan oğuzhan dedemize kadar nasıl geldik akıcı bir şekilde anlatıyor. Oğuzhan dedemizden sonrası malum bilmeyeniniz yoktur
"Yafes, öleceği sırada büyük oğlu Türk’ü yerine oturtup diğer çocuklarına dedi ki: Türk’ü kendinize padişah bilin (…) Çadır evi (otağı) o çıkardı. Türklerin içindeki bazı âdetler var, ondan kaldı”
Büyük padişahların adetleridir, uzak sefere
gidince ailelerini alıp varmak. Maiyet halkının da bazılarını alıp giderler. Oğuz Han'ın bir beyi karısını alıp gitmişti. Kendisi savaşta öldü, hatunu kurtulup iki suyun arasından Han'in arkasından yetişti. Hamile idi, sancısı tuttu. Gün soğuk idi, girmeye ev yok. Bir çürük ağaç içinde oğlan doğurdu. Bunu Han'a bildirdiler. Bunun üzerine Han dedi : Bunun babası bizim
önümüzde öldü, üzüleni yok, deyip, oğulluga aldı, adını Kıpçak koydu.
Eski Türk dilinde içi boş ağaca kıpçak derlermiş. Onun için o oğlana ağaç içinde doğdu diye adını Kıpçak koydular.
Sonra oğullarına dedi : Siz üç büyüğünüz
altın yayı bulup getirdiniz ve onu bozup üleştirdiniz. Sizin adınız Bozok (Bozuk) olsun. Sizlerden olan oğullara da ta kıyamete kadar Bozok
desinler.
Üç ok getiren üç küçük oğula ve onlardan olanlara bugünden ta dünya son bulkadar Üçok desinler. Yay ve oku ki bulup getirdiniz, o iş insandan olmadı ve Tanrı'dan oldu.
Bizden evvel geçen halklar yayı padişah yerinde
bilmişlerdir, oku elçi yerinde. Onun için ki, yay oku hangi tarafa çekip gönderse, ok oraya gider.
Oğuz Han'ın büyük oğlunun adı Kün Han
ve ondan küçüğünün adı Ay Han ve ondan küçüğünün adı Yulduz Han ve ondan kücüğünün
adı Kök Han ve ondan küçüğünün adı Tağ Han ve ondan kiiçüğünün adı Tingiz Han.
Bu altısının her birisinin asıl (nikahlı, kanuni) hatunların dan olan dört oğlu var idi.
Kün Han'ın büyük oğlunun adı Kayı ve ikinci Bayat ve üçüncü Alka Evli ve dördüncü Kara Evli.
Ay Han'ın büyük oğlunun adı Yazir ve ikinci Yasır ve üçüncü Dodurga ve dördüncü Düker.
Yulduz Han'ın büyük oğlunun adı Avşar ve
ikinci Kızık ve üçüncü Bigdili ve dördüncü Karkın.
Kök Han'ın büyük oğlunun adı Bayındır ve
ikinci Becene ve üçüncü Çavuldur ve dördüncü
Çepni.
Tağ Han'ın büyük oğlunun adı Sabır ve
ikinci İmir ve üçüncü Ala Yuntlu ve dörduncü Oregir.
Tingiz Han'ın büyük oğlunun adı İgdir ve
ikinci Bigdüz ve üçüncü Ava ve dördüncü Kınık.