Sayfa Sayısına Göre Şehir Mektupları Sözleri ve Alıntıları
Sayfa Sayısına Göre Şehir Mektupları sözleri ve alıntılarını, sayfa sayısına göre Şehir Mektupları kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
“Bir yazarı yalnızca hayatıyla, yani parantez içinde belirtilen doğum ve ölüm tarihiyle tanıyor olmak,
o yazarın kültür dünyamıza katkılarını görmezden gelmek demektir...”
“- Eğer dilimiz için de bir renk yazman gerekseydi,
ne diyecektin?
Durdum. Sorduğu tuhaf ama önemliydi. Şaşırdım.
Dile renk yakıştırılır mı? Mavi desem olmaz. Turuncu yakışmaz. Al, pembe, siyah; hiç alakası yok. En sonunda:
- Ben yakışacak rengi bulamadım. Sizin aklınıza geliyor mu?, diye sordum. Güldü, dedi ki:
- Ben buldum, ama sadece bir renk değil.. Renkler topluluğu. Renk de değil, birkaç rengin birleşmesinden olma ‘Mozaik’..
- Mozaik! Gerçekten çok uygun. Öyle ya; Arapça, Farsça, İtalyanca, hele bir de şimdilerde Fransızca ve Türkçe! Kıyamet...!
- Evet. Dil büyüdükçe, yeni kelimelere muhtaçmış.
Mesela, ‘tatlı’ kelimesi pek eski, kullanılamazmış.
Onun yerine ‘nuşin’ kelimesi konulacakmış. Bundan sonra, ‘helva-yı nuşin, nuşin karpuz, nuşin renk, nuşin söz, nuşin dil’ denilecek...;))”
Yaz geldi mi insan, şehrimizin etrafını kuşatan ve her biri ayrı ayrı eşsiz bahar ülkesini andıran mesirelere gitmek isteğinden de kendini alamıyor. Mesele Boğaz’ın, Hisarlardan ötede ne kadar semti, mahallesi varsa, hiç olmazsa birer gece kalmak; Adalar’ı sırasıyla gezmek, Kadıköy’den başlayarak Kalamış, Fenerbahçe, Kızıltoprak, Göztepe, Erenköy, Maltepe, Kartal taraflarına doğru uzanmak, benim gibi havalı kimselere hemen hemen yaşamın bir şartıymış gibi geliyor.
Baharın uğurlu günleri birbirini kovalayan yağmurlarla tabii canlı ve güzelliğini kaybederek, gözleri perişan ,yanakları solgun ,ağlamış bir kız oğlan kız güzelliğini andırdı.
Bir yazarı yalnızca hayatıyla, yani parantez içinde belirtilen doğum ve ölüm tarihiyle tanıyor olmak, o yazarın kültür dünyamıza katkılarını görmezden gelmek demektir.