Zor bitirebildim. Yazabileceğim tek şey bu. Öyle uzun cümlelerle kurulu betimlemeler var ki, artık olayın kendisine, vermek istediği mesaja bile odaklanamadım. Ya bir paragraflık cümle olur mu? Oluyormuş. Her neyse. Bu hikayenin önemi bilindiği üzere Türk romanında romantizmden realizme ilk geçişi temsil etmesidir; bu yüzden haydi şimdi o kadar kitap okuyoruz bunu da okumasak olmaz motivasyonuyla aldığım bir kitaptı kendisi. Belki benim aldığım yayının sorunudur bu cümle işi(Olympia Yayınları), ama yine de zannetmiyorum. Kısaca, beklentimi karşılamadı. Ama şunu da bilmek lazım gelir ki, Tanzimat Dönemi'nde yazılmış eserler türlerinin çoğunlukla ilk örnekleri olduğu için, yüksek beklentilerle okumak zaten yersiz bir davranış olur, o galiba biraz benim sorunum bu noktada. Her neyse, benim için Dilber ayrıca önemi olan bir karakterdi biraz da bu merakla okudum, kölelik ve esaret kurumuna yöneltilen eleştirel tutuma her romanda olduğu gibi aşkla acı bir sos katılmış bir roman. Genel kültür açısından okumakta yarar var.