Oh! Yok yok! Onların gözünde ağlayan bir eserin mutlak dayağa, cezaya layıktır. İnsanın sıkıntısında hastalığına inanmayıp da yatağından kandırarak hasta hasta hizmet ettirenlerde kalp mi olur? Merhamet mi bulunur?
Bunu yabancı bir yazar söylese metheder dururdunuz :)
Zavallı bellek! Günden güne yok olduğunu duyumsadığımız, vücut denilen şu toprak yığınının üzerinde durmadan yaşamaya çalışır durur. Hüzün verici bir bakışı yıllarca hatırlar. Bir sözü, bir gülüşü yıllarca saklar. Çevresinden baş döndürücü bir hızla geçen bütün anı ve üzüntüleri hemen kaydetmeye çalışır. Bu katlanılması güç çalışma ile bütün gücü ve dayanıklılığı kaybolunca, bize umut veren gelecek biter. Hayatımıza arkadaşlık eden geçmiş, unutuşun denizi içinde yok olur. O zaman, ağır yaralanmış bir asker gibi, bizi mezarın kapısında bırakarak işini terkeder.