Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Sırça Hayvan Koleksiyonu

Tennessee Williams

Sırça Hayvan Koleksiyonu Hakkında

Sırça Hayvan Koleksiyonu konusu, istatistikler, fiyatları ve daha fazlası burada.

Hakkında

Sırça Hayvan Koleksiyonu The Glass Menagerie Çağdaş Amerikan tiyatrosunun psikolojik gerçekçiliğinin başlıca temsilcisi olan yazarı üne kavuşturan, güçlü dramatik bir oyun. Yazarın kendi yaşamından izler taşıyan simgesellikle dolu bu oyun, 1930’lar Amerika’sında orta halli bir ailenin, sistemin ezici gücü karşısındaki çaresizliğini ve kırılganlığını anlatır. Oyun, insanların gerçeklikle yüz yüze gelme korkusu ve aldatmadan başka bir şey olmayan Amerikan yaşam tarzı kurma hayallerinin yanlışlıkları sergilenir. Oyuncular: 2 erkek, 2 kadın.
Çevirmen:
Aytuğ İzat
Aytuğ İzat
Tahmini Okuma Süresi: 5 sa. 13 dk.Sayfa Sayısı: 184Basım Tarihi: Ocak 2000Yayınevi: Mitos Boyut Yayınları
ISBN: 9789758106790Ülke: TürkiyeDil: TürkçeFormat: Karton kapak
Reklam

Kitap İstatistikleri

Kitabın okur profili

Kadın% 51.6
Erkek% 48.4
0-12 Yaş
13-17 Yaş
18-24 Yaş
25-34 Yaş
35-44 Yaş
45-54 Yaş
55-64 Yaş
65+ Yaş

Yazar Hakkında

Tennessee Williams
Tennessee WilliamsYazar · 18 kitap
Tennessee Williams takma adıyla bilinen Thomas Lanier Williams (26 Mart 1911 – 25 Şubat 1983), büyük bir Amerikalı oyun yazarı ve 20. yüzyılın en seçkin oyun yazarlarından biriydi. “Tennessee” adı kendisine, okul arkadaşları tarafından güneyli aksanı ve babasının Tennessee geçmişinden dolayı verilmiştir. Arzu Tramvayı ile 1948’de ve Kızgın Damdaki Kedi ile de 1955 yılında Pulitzer Tiyatro Ödüllerine layık görülmüştür. Bu iki oyunun yanı sıra, Sırça Hayvan Koleksiyonu 1945'te ve Iguana’nın Gecesi de 1961 yılında “New York Eleştirmenler Birliği” ödülünü kazandı. 1952 yılında yazdığı “Gül Dövmesi” oyunu (erkek arkadaşı Frank Merlo’ya ithaf etmiştir) Tony Ödülleri’nde en iyi oyun ödülünü kazandı. Eleştirmenler, Williams’ın Güneyli Gotik tarzında yazdığı düşüncesini sürdürmektedirler. Tennessee Williams’ın sorunlu bir ailesi vardı ve bu ona eserlerinde ilham kaynağı oldu. Mississippi, Columbus’ta doğdu. Anne tarafından büyükbabasının evi piskoposlarca yönetilen bölge papazının eviydi. (Evi artık, Mississippi Karşılama Merkezi ve şehrin seyahat acentesidir.) Babası, Cornelius Williams, çocukları büyüdükçe git gide tacizkarlaşmaya başlayan bir pazarlamacıydı. Erkek kardeşi Dakin Williams, babaları tarafından genellikle el üstünde tutulurdu. Annesi, Edwina Williams, soylu güneyli bir aileden geliyordu ve bu hali kısmen boğucuydu. Thomas üç yaşındayken, aile Mississippi Clarksdale’e taşındı. Sekiz yaşındayken difteri teşhisi konuldu ve iki yıl boyunca neredeyse hiçbir şey yapamadı; ama sonra annesi onun zamanını ayakkabı çekeceğiyle konuşarak harcamasına izin vermemesi gerektiğine karar verdi. Onu, hayal gücünü kullanmasına teşvik etti ve on üçündeyken ona bir daktilo hediye etti. 1918’de, aile Missouri St.Louis’e yerleşti. 1927 yılında, 16 yaşındayken, Williams İyi Bir Kadın İyi Bir Eğlence Olabilir mi? başlıklı, Smart Set’te yayınlanan yazısıyla beş dolarlık üçüncülük ödülünü kazandı. Ertesi yıl, Nitocris'in İntikamı’nı Weird Tales’ta yayınladı. 1930’ların başında Missouri Columbia Üniversitesi’ne gitti ve burada Alpha Tau Omega Derneği’ne üye oldu. Burası, dernek arkadaşları tarafından, koyu güneyli aksanı yüzünden Tennessee adının koyulduğu yerdir. 1930’ların sonunda Williams bir yıllığına Washington Üniversitesi’ne geçti ama sonunda, 1938 yılında, Iowa Üniversitesi’nden mezun oldu. Bu zamana kadar, Williams seyirci karşısına çıkan ilk oyunu olan Cairo, Shangai, Bombay!’ı 1917 yılında Memphis, Tennessee’deki Snowden kasabasında yazdı. Bu eser ilk olarak 1935 yılında 1780 Glenviewve’de ve ayrıca Memphis’te sahnelendi. Williams, New Orleans, Louisiana’nın Fransız bölgesinde yaşadı. Buraya ilk olarak, WPA’de yazmak için 1939 yılında Toulouse Sokağı’na taşındı ve burası şimdi, Tarihi New Orleans Derlemesi’nin bir parçası olan, 1977 yılında kaleme aldığı Vieux Carré oyununun geçtiği yerdir. Arzu Tramvayı’nı 1947 yılında 632 St. Peter Sokağı’nda otururken yazdı. Tennessee, belki de kendine en büyük ilham kaynağı olan kızkardeşi Rose’a çok yakındı. Rose, hayatının büyük bir bölümünü şizofreni tanısı altında akıl hastanelerinde geçiren, narin, güzel bir kızdı. Birkaç başarısız terapi girişiminden sonra, paranoyak oldu. Anne babası, onu iyileştirmek amacıyla prefrontal lobotomiye izin verdi sonunda. 1937’de Washington’da yapılan ameliyat kötü geçti ve Rose hayatının geri kalanına zihinsel engelli olarak devam etti. Rose’un başarısızlıkla geçen lobotomisi Williams’ın üzerinde derin izler bıraktı ve ailesini bu ameliyata izin verdikleri için asla affetmedi. Bu onu alkolizme sürükleyen nedenlerden biri olabilir. Pek çok oyununda görülen “dengesiz kahraman” temasının, kız kardeşi Rose’dan esinlendiği söylenebilir. Oyunlarındaki karakterler, genellikle aile üyelerinin yansımalarıdır. Sırça Kümes oyunundaki Laura Wingfield, Rose’un bir sureti olarak anlaşılmaktadır. Bazı biyografi yazarları, Arzu Tramvayı oyunundaki Blanche DuBois karakterinin de yine ondan esinlendiğini söylerler. Lobotomi motifi “Geçen Yaz Birdenbire”de de kendini gösterir. “Sırça Kümes'teki Amanda Wingfield karakterinin Williams’ın annesi olduğu rahatlıkla görülmektedir. Sırça Kümes”teki Tom Wingfield ve Geçen Yaz Birdenbire'deki Sebastian’ın da içinde bulunduğu karakterlerin çoğu kendisinden izler taşımaktadır. Aktris Anne Meacham, Tennessee Williams’ın yakın bir arkadaşıydı ve “Geçen Yaz Birdenbire” dahil olmak züere, onun pek çok oyununda başrolü oynadı. Günlüklerinde, cinsel olarak aktifleşmeye ergenlik döneminde başladığını dile getirir. Onun biyografisini kaleme alan Lyle Leverich, bunun aslında, yirmili yaşlarının sonlarında olduğunu öne sürer. Provincetown, Massachusetts’te geçen otobiyografik özellikler taşıyan bir erken dönem aşk hikâyesi olan The Parade or Approaching the End of the Summer'ı yirmi dokuz yaşındayken yazmaya başladı ve üzerinde hayatı boyunca çalıştı. Bu oyun, ilk defa 1 Ekim 2006 Provincetown Tennessee Williams Festivali’nde sahnelendi. Sekreteri Frank Merlo’yla olan ilişkisi 1947’den Merlo’nun kanser sonucu 1963’teki ölümüne kadar sürdü ve Williams’ın ölümsüz eserlerinin ortaya çıktığı dönemde ona bir düzen sağladı. Merlo, Williams’ın kız kardeşi gibi delireceği yönündeki korkusu başta olmak üzere, birçok bunalım eğilimlerinde onun hayatında bir denge unsuru oldu. Sevgilisinin ölümü Williams’ı on yıl kadar süren büyük bir depresyonun içine sürükledi. Williams, Key West’te 1979 yılının Ocak ayında, eşcinsel karşıtı bir saldırının kurbanı oldu. Beş genç erkek tarafından dövüldü, fakat ciddi bir şekilde yaralanmadı. Bu olay yerel bir papazın homoseksüellik karşıtı bir gazete bildirisi yayınlamasından sonra oluşan eşcinsellik karşıtı eylemlerin bir parçasıydı. Bazı edebiyat eleştirmenleri, eserlerindeki aşırılıkları ağır bir şekilde eleştiriyorlardı; ancak bir kısmı da bunu, Williams’ın eşcinselliğine karşı bir saldırı olarak yorumluyordu. Tennessee Williams, New York Elysee Oteli’ndeki odasında boğazına bir şişe kapağı kaçması sonucu yetmiş bir yaşında öldü. Erkek kardeşi Dakin de dahil olmak üzere bazıları, onun öldürüldüğünü düşünüyorlardı. Hâlbuki, ölümüyle ilgili tutulan polis kayıtlarına göre ölümünde ilaçlar etkili olmuştu, odasında birçok ilaç reçetesi bulundu ve vücudunda bulunan alkol ve ilacın etkisiyle boğazına kaçan şişe kapağını dışarı atacak tepkiyi veremedi. Williams'ın kendine en çok örnek aldığı isimlerden biri olan şair Hart Crane gibi denize yakın bir yere gömülmesi isteğine rağmen, St. Louis Missouri’deki Calvary mezarlığına defnedildi. Telif haklarını, Sewanee Tennessee’deki bir üniversitenin kurucusu olan büyükbabası Walter Dakin’e ithafen güney bölgesinin üniversitesi olan Sewanee’ye bıraktı. Üniversite ödeneği, günümüzde, yaratıcı yazarlık programını desteklemektedir. Kızkardeşi Rose, yaşamının çoğunu akıl hastanesinde geçirdikten sonra,öldüğünde, elli milyon doların üzerindeki mirasını yine aynı üniversiteye bağışlamıştır. 2007 baharında Sewanee Tiyatrosu beş tane tek perdelik oyununu sahnelemiştir. Bunlar Mr. Paradise, Escape, The Palooka, The Municipal Abattoir ve Adam and Eve on the Ferry’dir. Williams’ın çalkantılı hayatında elde ettiği pek çok deneyim, yapıtlarında birer isyan olarak göze çarpmaktadır. Örneğin, Kızgın Damdaki Kedi eşcinselliğine, zihinsel dengesizliğinin ve alkolizminin izlerini diğer eserlerinden daha çok taşımaktadır. St. Louis Ünlüler Geçidi'ne 1989 yılında dahil edilmiştir.