Bahar aylarından (1956) bir gün, Isparta’da dersanedeyiz… Diğer ağabeylerden her birisi bir hizmet için bir yerlere gitmişti. Evde Üstadın yanında bir tek ben kaldım. Üstad kendi odasında, ben de bizim odada yalnız başıma risale yazıyordum.
Birden Üstad odama öyle bir heyecan ve telaşla girdi ki şaşırdım kaldım. “Üzeyir! Çabuk! Çabuk! Yağmur geliyor. Büyük bir kap getir, hemen su topla” dedi.