Öncelikle şunu belirtmeliyim ki ne zaman bir inceleme ilgimi çekse, merak etsem, okumak istesem, çok hevesli olsam dahi çekinebiliyorum. Okuduğum kitabın çok terimsel ifade içermesinden, akademik dil ön plandaysa anlayamamaktan gibi sebeplerden dolayı kitaptan sıkılmaktan korkarım. Bu kitap da inceleme olduğu için, her ne kadar sosyoloji benim alanım olsa da yine bir acaba vardı içimde. Arka kapakta da belirtildiği gibi kitap; günlük olaylara, günlük davranışımıza, toplumdaki rollerimize, karar verme sürecimize vs. gibi oldukça basit görünen şeylere nasıl sosyolojik olarak bakabileceğimizi, farklı bakış açısıyla olayları nasıl yorumlayabileceğimiz konusunda örneklerle yol gösteriyor bizlere. İçerisindeki on iki bölümde, sosyolojinin inceleme alanlarından ikilik ve zıtlığı bölüm başlıkları üzerinden değerlendiriyor yazarımız. Mesela ilk aklıma gelen; derste Max Weber’in bürokrasi ve rasyonel eylem kavramlarına değinmiştik. Burada ise: Bürokraside hiyerarşi neden önemlidir? Neden özel hayatımızı iş hayatına taşımamalıyız? gibi soruları, okuyan herkesin gayet “Aa gerçekten de böyle” diyebileceği şekilde bizlere yorumlanıp aktarılmış. Alandan olan olmayan herkes okuyabilir. Sonunda da bilgilerimizi zenginleştirebilmemiz için ek okuma rehberi hazırlanmış. Zaten hepimiz bir şekilde sosyolojiyle içli dışlıyız. Sadece çoğu zaman bunun bilincinde olmuyoruz. Bu kitaptan sonra eminim ki bu konuda farkındalığımız artacaktır.
