“İnsan olmanın hüznü, tasavvufi anlam kapılarına ‘anahtar’ olacak kadar derin bir hâl. Hâl’imiz nicedir o hâlde?”
Kimi kitaplar kişiye hayatının eksik noktalarını, aslında bildiklerinin ne kadar az olduğunu, insanlığın dertleriyle dertlenmeyi hatırlatır ya bu kitap da öyle oldu. Elime alırken çok bir beklentim yoktu ancak okudukça ufkum açıldı. Kısa kısa deneme tarzında yazılardan oluşuyor ve insan bunları okurken adı geçen kişileri, kitapları, olayları bakıp araştırma gereği duyuyor. Tarih, din, edebiyat, siyaset, savaş, bilim ve bir çok konuda bir çok ismin çok çarpıcı meseleler üzerinden adı geçiyor. İçinden not alınacak çok fazla şey var.