Sözcükler Dergisi - Sayı 71

Sözcükler Dergisi

En Eski Sözcükler Dergisi - Sayı 71 Sözleri ve Alıntıları

En Eski Sözcükler Dergisi - Sayı 71 sözleri ve alıntılarını, en eski Sözcükler Dergisi - Sayı 71 kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Mükemmel değil mi ;
“Şiir sözcüğünün bir anlamı da çakıl taşları üzerinden akan suyun sesiymiş.”
Sayfa 136 - Hakan Savaş
“Hayattaki en önemli şey görmektir. Şiir yazmak için iyi görmelisiniz. Etrafımızdaki her şeyi gerçekten görmek önemlidir. Daha önce kaç defa elma gördünüz ? Bin defa ? On bin ? Milyon kere ? Hayır! Daha önce hiç elma görmediniz. Bir defa bile... Şu âna kadar , bir elmayı gerçekten görmediniz. Bir elmayı görmek onun özünü bilmek , onunla ilgilenmek , anlamak , onunla iletişim kurmaktır. Ona bakmak , gölgesini gözlemlemek , her bir kıvrımını hissetmek , bir ısırık alarak gün ışığını özümseyişini hayal etmek... Gerçekten görmek budur. Bir şeyi gerçekten görürseniz , onu hissedebilirsiniz. (...) Gerçekten bilmek için yazmalısınız. Yazmazsanız , asla bilemezsiniz.”
Sayfa 139 - Hakan Savaş
Reklam
“Hani “kan var bütün kelimelerin altında” der ya Cemal Süreya , doğrudur , hakikattir bu... Kelime insanın tenindeki , ruhundaki , benliğindeki o yaranın izidir.”
Sayfa 140 - Hakan Savaş
sen gittikten sonra / iki çalgıcı turnalar semahını çaldı ve kimse dinlemedi onları / benden başka sarımsak kokusunun / yoksulluk ve rakıyla buluştuğu saygısız kalabalıkta / kimse duymadı , beni terk eden / kanatların bıraktığı esintiyi
Sayfa 143 - Onat Kutlar
“Yazılması istenen şiiri yazan tek öğrenci Mija’dır , öbür öğrencilerden biri çok zor olduğu için yazamadığım söylediğinde , hoca zor olanın şiir yazmak değil , onu yazacak yüreğe sahip olmak olduğunu söyler.”
Sayfa 146
“İlk bakışta çelişkili gibi görünse de çoğu zaman var olma halinin farkındalığı yok olma ihtimalinin getirdiği yüzleşmeyle keskinleşir. Yaşamı bedenimizin sınırları doğrultusunda deneyimlediğimiz düşünülürse varoluşa dair en keskin farkındalık anlarımızın bedenin zayıfladığı , çöktüğü , yetersiz kaldığı durumlarda ortaya çıkması oldukça doğal. İnsan olmak bedenin sınırlılığında sıkışıp kalmış bir sınırsızlık vaadini de içerdiğinden olsa gerek bedenin tükenişi sert bir gerçek olarak kendini dayatır. Eğilime göre ruh , akıl , bilinç vb. ile temellendirilen zihin-beden ekseninde , iç dünyanın potansiyel zenginliğinin bedenin imkanlarıyla sınırlanması varoluşun trajik niteliğidir de aynı zamanda ( ki bazı açılardan sanat bu trajediyle baş etme , sınırlılığı aşma çabası olarak tanımlanır. ) “
Sayfa 148 - Burcu Alkan
Reklam
Geri14
47 öğeden 41 ile 47 arasındakiler gösteriliyor.