Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Spinoza: Bir Yaşam

Steven Nadler

En Eski Spinoza: Bir Yaşam Sözleri ve Alıntıları

En Eski Spinoza: Bir Yaşam sözleri ve alıntılarını, en eski Spinoza: Bir Yaşam kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Ulus Baker
...Spino­za'nın bakış açısından, insanın tam da "bilinç sahibi" oldugu için belki de en düşkün, en şanssız varlıklar arasında yer ala­bilecegini de anlarız. Çünkü insan "mutsuz" olabilmesinin ko­şullarını alabildigine abartmış bir varlık türüdür.
Reklam
İnançlarını terk etmiş olsa bile, bir Yahudi olarak Spinoza, dogdugu ve bildigimiz kadarıyla da hiç ayrılmadıgı Kalvinci topraklarda hep bir yabancı olarak yaşadı. Ama Talmud Torah cemaatinden aforoz edilmesi ve dogdugu kentten de gönüllü olarak sürgüne gitmesinden sonra Spinoza kendini bir Yahudi olarak tanımlamıyordu. Kendisini Hollanda Cumhuriyeti'nin sıradan bir vatandaşı ve belki bir de uluslar ötesi edebiyat cumhuriyetinin bir vatandaşı olarak görmeyi yeğliyordu. Sa­dece sinagog okulunda ögretilen Yahudi geleneklerini degil, yurdunun ilk yüzyılında barış ve huzuru bozan felsefi, teolojik ve siyasi tanışmaları da kullandı. Mirası da faydalandıgı kay­naklar kadar zengindi. Spinoza'nın döneminde, Hollanda Cumhuriyeti pek çok bakımdan kimligini arıyordu. Spino­za'nın Hollandalı çagdaşlan ona ne kadar saldırsa da, Hollanda entelektüel kültürünün gelişmesine yaptıgı katkının önemi in­kar edilemez. Belki de bu modern Yahudacılıgın gelişimine yaptıgı katkı kadar büyüktür.
Deleuze, Spinoza'nın "tüm filozofların hükümdarı" oldugunu yazar: hayatı ve eseri, felsefeler arasında bir felsefe degil, felse­fe adı verilen şeyin ta kendisidir .
Spinoza o kadar "günlük hayat" içindedir ki, onu okuyup "anlayamadım" demek insanın düşünme gücünün ne kadar ör­selendigini dışa vuracak kadar büyük bir felakettir. Bir Hegel'i "anlayamamanız" sizin için artı bir puan olabilir. Hiç degilse "olumsuzun" yüceltildigi, nefret edilesi ve Nietzsche'nin deyi­miyle adamı "tarihin tekne kazıntısı" haline getiren bir duygu­dan kendinizi -bilmeden de olsa- kurtarmış olursunuz. Oysa Spinoza felsefesinin işleyiş tarzı, onun mutlaka kavranır olmasında yatar. Böyle bir felsefenin kavranamaması demek, düşü­nememek anlamına gelir. Bunun nedeni, Spinoza'nın düşün­ meyi çok geniş bir anlamıyla ele almasıdır: Varoluşun sıfatından biri olarak düşünce... Bu ne demektir? Açıkça söylemek gerekirse, Spinoza'da düşünce ya da genel olarak fikir denilen şey, varolan şeylerin bir özelligidir, onları kavrayan varlıgın ya­ni Descartes'in Cogito'sunun bir ayrıcalıgı degildir. Her cismin, şu kibrit kutusunun bile bir "fikri" vardır. O, yalnızca insandan farklı olarak bu fikri "bilinç" alanına taşımaz. Başka bir deyişle, kendi hakkında bilinç sahibi değildir. Oysa insan, belki de ne yazık ki diyecegiz, kendi hakkında bir "fikir" sahibidir.
Bugün, klasik felsefe terimlerinin ve metafizigin agır eleştiri­lere tabi tutuldugu ortamda Spinoza'yı ikinci bir kez daha da­vet edebiliyorsak, söz konusu formüle verilen Romantik anla­mın ötesine taşmamız gerekiyor: Spinoza felsefesi "tutkuların" yerine "akıl" vazeden bir felsefe degildir. Insanların "aklın buy­ruguna göre davranacakları" umudunu Etika'da formüle eder etmez ardında bırakır. Yine de bizi "olabilirliklerin", "gizil güç­lerin" alanına mahkum etmeden yapar bunu. Ne eksik ne de fazla, Spinoza felsefesi tam tamına "pratik" nitelikli bir felsefe­dir: Bu yüzden, bir dizi formülün, tanımın, kanıtlamanın ve önermenin sıralanıp durdugu "more geometrico", yani "ge­ometrik düzene uygun olarak gösterilmiş" sunuş yöntemidir...
Reklam
241 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.