Brandon Sanderson'ın The Reckoners üçlemesi olarak geçen serisinin ilk kitabınının yorumuyla geldim.
Kitabın şöyle bir konusundan bahsedecek olursam; David 8 yaşındayken babasını gözlerinin önünde öldürürler. Kim tarafından peki? Bir Epik tarafından. Epik dediğimiz insanların, özel güçleri vardır. Epiklerde kendi aralarında düşük/yüksek diye ayrılırlar. Bazılarının güçleri çok yüksektir. Bazılarının düşük. Yüksek bir Epik olan Steelheart öldürmüştür babasını. O an David görmemesi gereken bir şey görür. Steelheart'ın bir sırrını öğrenir. Aradan 10 yıl geçer ve bu zaman zarfında David, bütün Epiklerin zayıf yönlerini bulmuş, hepsi hakkında çok fazla bilgiye sahip olmuştur. Ve Asilere katılmak ister. Asilerde tahmin edeceğiniz gibi Epiklere baş kaldıran tayfadır. En sonunda Asilere girmeyi başarır.
Buraya kadar hiçbir şey spoiler değil arkadaşlar. Çünkü olaylar David Asilere katıldıktan sonra başlıyor zaten.
Ben David'i çok sevdim. Yazar hem eğlenceli hemde zeki bir karakter yaratmış. 10 yıl boyunca babasının intikamını almak için hayatını Epikleri takip ederek, onlar hakkında bilgi toplayarak geçirmiş. Birçok Epik vardı ve ben hepsinin güçlerini aklımda tutamadığım için bir kağıda not bile aldım. Yazarın kalemi de çok akıcı, sayfaları ardı ardına çevirmeme sebep oldu. Diyologlar falan çok güzeldi.
Tek sorun, kitaba yüksek bir beklentiyle başlamış olmam. Ama kitapta çok fazla heyecan yakalayamadım. Serinin giriş kitabı olduğunu düşünüyorum. Asıl olaylar ikinci kitapta patlayacak gibi. En sevdiğim.
Her yaştan okuyucunun okuyabileceği bir kitap arkadaşlar. Şans verin. Okuyun, okutturun. Neşeyle...