Sufle
Aslı PerkerSufle Gönderileri
Sufle kitaplarını, Sufle sözleri ve alıntılarını, Sufle yazarlarını, Sufle yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Yaşamın baharatı ya eksik kalıyor ya fazla kaçıyordu. Bir türlü çimdik ayarını tutturamıyordu evren.
Sayfa 266 - Everest YayınlarıKitabı okudu
Anneler kızlarının içindeki saatli bomba. Eninde sonunda patlar.
Sayfa 212 - Everest YayınlarıKitabı okudu
Değişim hava gibi, solunduğu belli olmayan bir şeydi; insanın ciğerlerini doldurmaya devam ediyor, beyin haritasında her an şekilleniyor, ta o aydınlanma ânına kadar anlaşılmıyordu. Bütün yaşadıklarının, başına gelenlerin, gelmeyenlerin, beklentilerinin ve hayal kırıklıklarının onu başka bir yere taşıdığını biliyordu.
Sayfa 172 - Everest YayınlarıKitabı okudu
Her aşçı deneyerek en iyi tarifi bulabilirdi. Kendi kaplarını, kendi fırınını defalarca kullanarak, eskiterek, her biriyle defalarca didişerek.
Sayfa 140 - Everest YayınlarıKitabı okudu
''SUFLE''
Hafızasında hayal meyal kalan inanışların, duaların, hatta büyülerin bunca zaman üstleri örtülü kaldığında tozlanabileceğini, unutulacağını, zayıflayacağını düşünmemişti.
Sayfa 264 - LiliaKitabı okudu
Yeteneğinin zayıflığını fark eden biri için yapamayacaklarını yarıda bırakmasına neden olacak bahane bulmak kadar iç rahatlatıcı bir şey olabilir miydi ?
Bir yerlerde okumuştu, “ Eğer kendimizi hayal kırıklığına uğratmasaydık esas beklentilerimizin ve umutlarımızın ne olduğunu nereden bilecektik? Ve kendimizle ilgili temel bilgiye nereden ulaşacaktık?” diyordu yazar.
Sayfa 137 - Everest YayınlarıKitabı okudu
Somon balığı sadece B vitamini kaynağı değildi ya da lezzetli bir antre; somon balığı bilgelikti. Bu balığın böğürtlen sosuyla sunulmasının tek nedeni gösterişli bir tabak hazırlamak da değildi; İrlanda mitolojisinin anlattığına göre somon, böğürtlen yiyerek daha çok ilim sahibi oluyordu. Her bir lokmayla da bu bilgelik insana aktarılıyordu. Yumurtlamak için tuzlu sudan tatlı suya geçen bu balık aynı zamanda iki dünya arasındaki bağlantıyı temsil ediyordu.
Sayfa 110 - Everest YayınlarıKitabı okudu
Mutfağın durmaya , düşünmeye , ağlamaya , sızlanmaya vakti yoktu . İnsanoğlu eninde sonunda onun kollarına gelecekti . Yardımını dilenecek , suyunda yüzünü yıkayacaktı. O zaman mutfağın hazır olması gerekiyordu , sapasağlam beklemesi ve bir dilim ekmek verebilmesi . Mutfak ana kucağıydı, sevgilinin elleri ve dünyanın merkezi.
Sayfa 130Kitabı okudu