Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Sultan İkinci Abdülhamid Han’ın Aile Hayatı

Ömer Faruk Yılmaz

Sultan İkinci Abdülhamid Han’ın Aile Hayatı Sözleri ve Alıntıları

Sultan İkinci Abdülhamid Han’ın Aile Hayatı sözleri ve alıntılarını, Sultan İkinci Abdülhamid Han’ın Aile Hayatı kitap alıntılarını, Sultan İkinci Abdülhamid Han’ın Aile Hayatı en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
..... Sultan Abdülhamid'in daima" bizim ev" dediği ve asla "saray" kelimesini kullanmadığı Yıldız, 1877'den 1908'e kadar böyle bir yerdi.
Osmanlı Haremi Hakkında
Osmanlı sarayı hareminin adı "Darüssaade" dir ve "Saadet evi" manasına gelir. Kısaca padişah ve ailesinin yaşadığı yerdir.
Reklam
Kadrini seng-i musallâda bilip ey Bâkî Durup el bağlayalar karşına yârân sâf sâf {Kıymetini musalla taşına konduktan sonra anlayıp karşında el bağlarlar ama iş işten geçmiştir.}
Sultan Abdülhamid'in cülûsu ile kadınlarından dördü "Kadınefendi" payesini almıştır ki bunlarda; Başkadın Nâzikedâ, ikinci kadın Bedrifelek, üçüncü kadın Nûrefsûn, dördüncü kadın Bîdar Kadınlardı.
Sayfa 110 - Hamidiye kitaplığıKitabı okudu
Canla başla çalıştığından hiç şüphemiz yok Hünkarım!
O vakit iki gece benimle maiyetimdekiler uyumamış idik. Cenab-ı Hak şahidimdir. O zamanlar çok çalıştım. Hüsnüniyetle uğraştım. Neticede bu gayretin mükafatını da aldım
Sayfa 250Kitabı okudu
Sarayın hayvanatına bile tahammülleri yokmuş resmen!
Sarayda Böcek Müzesi gibi başka müzeler de vardı. Kuşhane dünyanın en zengin canlı kuşları içine alan fevkalade bir hayvanat bahçesiydi. Sultan Abdülhamid Han tahttan indirilince bu kuşhane bile yağma edilmiştir.
Reklam
Tahttan indirildikten sonra yeni Padişah namına Yıldız Sarayı'nı görmeye giden ve hususi daireyi ilk ziyaret edenlerden biri olan Mabeyn Başkatibi Halid Ziya Uşaklıgil hatıralarını şöyle nakletmektedir: "İlk şaşırmak ilk adımda başladı" diyorum. Daire-i hususiye bu mu idi? Bütün Abdülhamid Han siyasetinin mihveri şu basık tavanlı loş keseciklerden ve onun içi tıklım tıklım kağıt desteleriyle dolu dolaplardan ibaret miydi?
Muayede Merasimleri (Bayramlaşmalar)
Babam tahtının önüne gelir, oturur ve merasim başlardı. Şeyhülislâm en önde olmak üzere ulema sınıfı, sırma püsküllü sarıkları ile tahta doğru ilerlerdi. Babam, ulema sınıfının tebriklerini ayakta kabul ederdi. Ulemayı, payitahttaki Hıristiyan ve Musevi dinlerinin temsilcileri, patrik, piskopos ve hahamlar, üniformalarını giymiş oldukları halde takip ederlerdi. Babam onları da aynı surette ulemayı kabul ettiği gibi ayakta kabul ederdi. Şadiye OSMANOĞLU
Sayfa 178 - Hamidiye KitaplığıKitabı okudu
Ne yapayım ki, 33 senelik bir tarihin önümüze açılmış duran kitabını biz, sadece seyir ile iktifaya mecbur kalıp onu okumak imkanını bulamadık,....
Sayfa 244 - Hamidiye KitaplığıKitabı okudu
Sultan Abdülhamid Han'a Suikast Teşebbüsü
.... Bu müthiş infilak yeri ve göğü titretti. Yerleri sarsan ses İstanbul'un her tarafından, Üsküdar, Kadıköy, Göktepe ve Erenköy havalisinden bile işitildi. Hassa Alayları'nın atları ürktüğü için, süvariler birbirine girdi. Bütün nazırlar ve paşalar, heyecan içinde kaçmaya başladılar. Bir müddet bu manzarayı, geriye ve ileriye doğru tek adım atmadan seyreden Sultan İkinci Abdülhamid Han, elini kaldırarak, korkulup telaş edilmemesi, herkesin yerinde kalması için yüksek sesle emir verdi. Birçok müşahidin hatıralarında belirttiği husus, o gün bulunduğu mevkiden kaçmayan tek şahsın Sultan İkinci Abdülhamid Han olduğudur. Padişah, en küçük bir jest ve mimik değişikliği yapmamıştır. Arabasına binen, adeti olduğu üzere arabayı kendi kullanarak, mutat ağırlığıyla halkın, bihassa Avrupalıların alkışları arasında Yıldız'a giren Abdülhamid Han, büyükler tarafından burada da alkışlandı.
Reklam
O gün 1918 senesi Şubat ayının onuncu pazar günü idi. Salondaki büyük saat, ağır ve madeni darbelerle 3'ü çaldı. O sırada Sultan Abdülhamid'in yanında bulunan Musahip Şehreddin Ağa birdenbire oda kapısından koridora fırladı: "Aman, doktorlara haber veriniz; efendimiz bayıldı" diye bağırdı. O esnada Sultan Abdülhamid'in en büyük oğlu Selim Efendi ile Doktor Âtıf Bey, büyük salonda ayakta durarak konuşuyorlardı. Doktor, Şehreddin Ağa'nın sesini duyunca koşmaya başladı. Ve yatak odasına girdiği zaman artık Sultan Abdülhamid Han vefat etmişti...
Sayfa 267Kitabı okudu
*Kadrini seng-i musallâda bilip ey Bâkî Durup el bağlayanlar karşına yârân sâf sâf* (Kıymetini musalla taşına konduktan sonra anlayıp karşında el bağlarlar ama iş işten geçmiştir.)
Sayfa 274Kitabı okudu
"33 senelik saltanat zamanımda, ancak iki kişi idam edilmişti. Halbuki siz iktidar mevkiine geçeli henüz birkaç sene olduğu halde, yüzlerce adam astınız" , demişti.
Sayfa 259 - Hamidiye KitaplığıKitabı okudu
“Osmanlı Devleti'nde vükelâ ve devlet ricâlinin saray ve konaklarında her akşam iftar yemeği verilmesi yerleşmiş bir gelenekti. Bu iftarlarda misafirlere ve özellikle fakirlere yemekten sonra diş kirası adıyla para ve çeşitli hediyeler dağıtılırdı.”
Sana kızıl sultan diyenler utanır mı ki acaba?
(Enver Paşa'ya hitaben) Otuz üç senelik saltanat zamanımda, ancak iki kişi idam edilmişti. Halbuki siz iktidar mevkiine geçeli henüz bir kaç sene olduğu halde, yüzlerce adam astınız.
Sayfa 259Kitabı okudu
112 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.