Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Sünniliğin Eleştirisine Giriş

İlhami Güler

Sünniliğin Eleştirisine Giriş Gönderileri

Sünniliğin Eleştirisine Giriş kitaplarını, Sünniliğin Eleştirisine Giriş sözleri ve alıntılarını, Sünniliğin Eleştirisine Giriş yazarlarını, Sünniliğin Eleştirisine Giriş yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Tebliğ heyatleri yerine Zorla Toprak İşgali
Cabiri nin dediği gibi ganimet ve kabile Arap siyasal aklının en temel iki motivasyon kaynagı olmuştur.
düşünce boyutu
dinin iman ve duygu düşünce ve sezgi boyutunu dışarda bırakarak sadece ibadet ve muamelat kısmını inceleyen ve form kazandıran bir hale dönüştürülmüştür
Reklam
Kitabın Özeti Mahiyetinde
Bu kronik sorunun çözümü için benim önerim şudur: Evet, siyasal akt dinin önemli bir unsurudur; ancak din istismarı, dini iç savaş, totalitarizm ve dogmatizm de din tarihinin ayrılmaz bir unsurudur. Bu sorunu çözmenin yolu, siyasal aktörler dini saikle siyaset yapabilirler; ancak siyasal söylemlerini dini (Allah, ayet, İslam, Şeriat, Kur'an, Hz. Muhammed.... vs.) olarak kurmasınlar. Allah'ın ve Hz. Muhammed'in yaptığı gibi akıl, ahlak, vicdan, sağduyu, maslahat, zaruret ve gerekçeli olarak getirsinler. Böylece, hem dindarlıklarını icra etmiş: hem de dinlerin tarihinde hiç eksik olmayan istismar, iç savaş, totalitarizm ve dogmatizm belalarından da kurtulmuş olurlar.
Sayfa 203 - Ankara Okulu YayınlarıKitabı okudu
"Önce, insan olmak gerekir". Müslümanlık, "insanlığa" dayanarak, ondan sonra gelen daha üst-ince bir meseledir. İnsan olamamışlar, Müslüman olamaz. Bugün, "Müslüman"ların birçoğu, "insan" bile değil.
Sayfa 103Kitabı okudu
Hesapsız çıkarlar, tutkulu arzular veya azgın güdüler toplamı olarak heva, şişerek benliği bütünüyle kaplayıp doğru değerlendirme kapasitesi olan vicdanı örter (istikbar. 2/34: 7/146: 74/23...). Bu durumda kişi giderek kendini yeterli görmeye başlar (istiğna, 80/5; 92/8). Her türlü ahlaksızlığın önemli bir kaynağı işte budur: "İnsan kendini yeterli görünce azar (96/6-7). Şeytanın trajedisi bu olduğu gibi (2/34): şeytanlaşmış bütün insanların durumu da aynıdır. İnsan hevasını ilahlaştırınca, bunun sonucu bilgi aktlarından kulağı ve kalbinin mühürlenmesi, gözünün perdelenmesi sonucu dalalete düşer (45/23). Yani kendine (özüne, vicdanına) yabancılaşır. Kur'an'ın ahlaki bağlamda vicdanını ve hakikati örtme anlamında "küfür" ve "günah" dediği şey budur.
204 syf.
8/10 puan verdi
·
23 günde okudu
Eleştiri geliştirir!
İslam peygamberi vefat ettikten sonra dinin lideri kim olacak durumu birçok kişinin kafasında soru işareti oluşturdu. Lider, peygamberin soyundan olmalı (Şia), istişare yapılmalı (Ehli Sünnet) veya lidere gerekmez(Haricilik)gibi tutumlar siyasi olarak ayrılıklar doğurdu. Emevi, Abbasi ve Osmanlı dönemlerinde ise bu liderlik(Halifelik) saltanata dönüştü. Teolojik olarak Ehli Sünnet iki büyük yol ayrımına girdi. Rey Ehli(Maturidilik, Hanefilik, Malikilik) ve Hadis Ehli(Eşarilik, Selefilik, Hanbelilik) olarak adlandırılıyor. Rey ehli daha çok mantık, düşünme, sorgulama; Hadis Ehli rivayet, teslim olma gibi noktaları önemsemiştirler. Bu iki büyük ekol uzun yıllardır Ehli Sünnet grubunu dini düşünce alanında temsil ediyor. Prof.Dr. İlhami Güler bey bu kitabında bu iki ekolü değerlendirmiş/eleştirmiş. Dünya’da İslam adına sıkıntı çıkaran grupların bu kaynaklardan beslendiğini ifade ediyor. Siyaset alanında din adına yapılan yanlışların, farklı farklı cemaatlerin oluşmasını, sadece kendilerini doğru diye savunmalarını eleştirmiştir. Çok farklı ve ufuk açıcı değerlendirmeler mevcut. Eleştiri geliştirir diye düşünenler için iyi bir eser.
Sünniliğin Eleştirisine Giriş
Sünniliğin Eleştirisine Girişİlhami Güler · Ankara Okulu Yayınları · 201714 okunma
Reklam
"Sadece sen konuşuyorsun, kimseyi dinlemiyorsun. Bu nedenle doğruyu göremiyorsun." #Haimon
Kral Kreon:"Dünkü çocuktan sağduyu dersi mi alacağım bu yaşta?" Oğlu Haimon:"Söylediklerimden sadece doğru olanları dinle. Yaşlarına değil, yaptıklarına bakılmalı insanların."
"Gemide bir kaptan vardır/Gerisi, mürettebat. Vücutta bir kalp vardır/Gerisi, teferruat" anlayışı, gemiyi ve vücudu bir kişiye bağlayarak onları tehlikeye atmıyor mu? Bu anlayış, derinden bakıldığında sorumluluktan kaçan bir tür kurnazlık ve eşitlikten kaçan bir tür kölelik zihniyeti değil midir? Bin küsur seneden beri saltanat siyasetinden, İttihat ve Terakki'den, Tek Parti dönemlerinden hiçbir şey öğrenemedik mi?
Reklam
"Kahramanlar, "iyi"dir; fakat daha iyisi, kahramanlara ihtiyaç duymamaktır."
"İnsanın en büyük alçaklığı, övgü arayışıdır ama üstünlüğünün alameti de budur, zira dünyada hangi mülke sahip olursa olsun, ne kadar sıhhat ve refah içinde olursa olsun, insanların saygısına mazhar değilse, tatmin olmaz." #Bourdieu
"Kral çıplak!"
Daha önce demokrasiyi icat ederek kralların ilahlaşmasını önleyen Yunan şehir devletleri gibi, Roma İmparatorluğu da "Senato"yu oluşturarak kralların tanrılaşmasına karşı koymaya çalışmıştır. Mısır'da, Babil'de, Çin'de ve İran'da bunlara benzer kurumlar oluşturulamamıştır. Kralları ilahlaştıran mantık, onların görünmez elbiseler giyebileceğine inandıran ihtiyaçların acilliğidir. Ancak, bir çocuk saflığı/naifliği "kralın çıplak olduğunu" görüp haykırabilmiştir.
„Kitleler, cehalet yüzünden peygamberlerini zamanla içlerinden birisi olmaktan çıkararak ilahlaştırabildikleri gibi, siyasi liderlerini de ilahlaştırabilirler.”
102 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.