Komiser Montalbano filmlerini izledikten sonra okumaya karar verdiğim Andrea Camilleri bana edebi değeri yüksek bir polisiye serisinin kapılarını açtı. Filmlerde aldığım tattan çok daha fazlasına ulaştım. Hayali Vigata kasabasında geçen seride Sicilya diliyle, kültürüyle, tarihiyle adeta bir baş karakterdir. Geri plandaki politika-mafya-kilise sorunlarıyla birlikte işlediği üçüncü sayfa haberlerinde karşılaşabileceğimiz günlük suçlarla İtalya'nın gerçekliğini yansıtır. Suç ve suçlu bireysel olarak değil toplum bazında ele alınır. Tıpkı suyun bulunduğu kabın şeklini alması gibi toplumun, tarihin bize nasıl şekil verdiğini sorgulatır. Coğrafyasının ve toplumunun sorunlarını polisiye aracılığıyla işlediği romanları evrenselliğe ulaşır. Öyle ki okurken aynı Türkiye'deki gibi dediğim bir çok kısım oldu. Olay örgüsünün akışı da tıpkı hayat gibi doğal ve gerçektir. Karakterler zaafları, zevkleri, duyguları, düşünceleri, olaylara tepkileri, insanlarla ilişkileri, düştükleri komik durumlar ile hayatın içindendir. Komiser Montalbano ile adaleti sağlamak için çıktığımız yol, bir çok karakterle yolumuzun kesiştiği, güzel yemekler yediğimiz, toplumu ve kurumları sorguladığımız, insanı tanıdığımız bir serüvene dönüşür.
Andrea Camilleri ‘ yi, 
Suyun Şekli ile tanıdım ;)
Komiser Montalbano’ yu çok sevdim ;)
Olayı çözmesinin dışında yaptığı yardımlar ile beni kendine hayran bıraktı ;)
Okunası...
