Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Tasavvuf ve Tarikatlarla İlgili Fetvalar

Ömer Ziyaeddin Dağıstani

Tasavvuf ve Tarikatlarla İlgili Fetvalar Gönderileri

Tasavvuf ve Tarikatlarla İlgili Fetvalar kitaplarını, Tasavvuf ve Tarikatlarla İlgili Fetvalar sözleri ve alıntılarını, Tasavvuf ve Tarikatlarla İlgili Fetvalar yazarlarını, Tasavvuf ve Tarikatlarla İlgili Fetvalar yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
 Ey inananlar; Zandan çok sakının. Zira zannın bir kısmı günahtır. Birbirinizin gizli şeylerini araştırmayın, biriniz diğerini arkadan çekiştirmesin. Biriniz, ölmüş kardeşinin etini yemekten hoşlanır mı? Işte bundan iğrendiniz. O halde Allah’tan korkun, şüphesiz Allah tövbeleri çok kabul eden, çok esirgeyendir. (Hucurat 12)
Sayfa 111 - Sır YayınlarıKitabı okudu
Reklam
96 syf.
8/10 puan verdi
·
12 günde okudu
Tasavvuf ve tarikatlar ile ilgili tüm sorulara Kuran-ı Kerim ayetleri ve hadisler örnek gösterilerek açık ve detaylı cevapların verildiği güzel bir eser. Konu hakkındaki tüm merakları gideriyor.
Tasavvuf ve Tarikatlarla İlgili Fetvalar
Tasavvuf ve Tarikatlarla İlgili FetvalarÖmer Ziyaeddin Dağıstani · Sır Yayıncılık · 201011 okunma
Allah’ı çokça zikretmek...
Namaz ve Kur'ân, çirkin ve iğrenç şeylerden vazgeçirirse de, sâhibini cennete veya sevâba ulaştırabilir fakat Allah'a ulaş- tıramaz. Ne var ki zikir, kişiyi Allah'a ulaştırır. Bu ikisi arasında çok önemli bir fark vardır. Çünkü zikrin kıymeti, zikredilenin kıymet ve yüceliği ile ölçülür. Öyle ise Allah'ı zikretmek, Kur'ân-ı Kerim okumak ve nâfile namaz kılmaktan daha büyük ve önemlidir. (Rûhü'l-beyân'dan kısaltılarak alınmıştır.)
Sayfa 131 - Seha KitapçılıkKitabı okudu
Tarikatın başı ve sonu nedir?
Tarikatların başlangıcı, şer'-i şerifin esaslarına sımsıkı sarıldıktan sonra mümkün olduğu kadar zikir ve O'nun insanlara lütfettiği nimetler ile yüce kudreti üzerinde derin tefekkür, ortası; «İnsanlarla aşırı derecede ülfet ve ünsiyyet, onlarla fazlaca haşir-neşir olmak iflâs alâmetidir» denildiği gibi, insanlarla, ya da cezbedici diğer dünyevi şeylerle değil yalnız Allah'la meşgûl olmak ve yalnız O'na yakın ve O'nunla ünsiyyet etmektir. Neticesi ise; her zaman Hakk'ın huzûrunda bulunduğu inancına sahip olmak, kendisinde, çevresinde hulâsa her şeyde Hakk'ı görebilmek, bir an bile Allah şu'ûrundan uzak kalmamaktır. Daha doğru bir ifâde ile İslâm'ı «İhsân» derecesinde ve her an Cenâb-i Hakk'ın murakabe ve denetimi altında yaşadığına inanarak ibâdet etmek ve öylece yaşamaktır.
Sayfa 74 - Seha KitapçılıkKitabı okudu
Reklam
Tasavvufa yönelmek...
Allah korkusuyla dinin yasak ettiği şeylerden kaçınanlar, yani «Takvâ» sahibi olanlar ve «zühd»e sımsıkı sarılanlar her devirde ister istemez kendilerini tasâvvuf âlemi içinde bulmuşlardır. Çünkü zühd ve takvânın yüceliği, kişiye tasavvuf âleminin kapısını açmada anahtar olmuştur.
Sayfa 12 - Seha KitapçılıkKitabı okudu
Dünya Sevgisi
"Gönüller, içerisine dolan dünyâ sevgisi ve dünyevi şeylere aşırı ilgiden körelir."
Sayfa 60
namahrem ile tokalaşmayalım
Bir rivâyette ise: Kadınlar Rasûlüllah'ın huzûrunda toplandıkları zaman, onlar elele sözleşme yapmakve öylece söz vermek istediler. O ise: «Benim elim şimdiye kadar yabancı hiçbir kadının eline dokunmadı. Ancak benim tek bir kadına söylediğim sözlerim, yüz kadına söylenmiş gibidir» buyurdu. Ve onların bi'atlarını karşılıklı söz ve kabûl ile aldı. Sonra kadınlar Rasûlüllah sallâllahü aleyhi ve sellem'den kendisiyle musâfaha şerefine nâil olmayı istediklerinde O da elini bir suya soktu, sonra o suyu kadınlara göndererek onlar da ellerini o suya daldırdılar» şeklinde anla- tılmaktadır. (Ravdatü'l-Enîfe)
Sayfa 46
Kadın-Erkek Adilliği
İçtimâi hayâtın idâmesi bakımından birbirlerinin tamamlayıcısı olan kadınlarla erkekler, Allah'ın erkeklere has kıldığı içtimâi ve idâri mevkiler, cihâd, miras ve benzeri husûslar dışında şer'i emir ve yasaklar karşısında müşterek bulunmaktadır. İlâhi emirlere sımsıkı sarılan ve yasaklarından şiddetle sakınan kimsenin erkek olsun kadın olsun cennet ehlinden olacağı Cenâb-ı Hakk'ın va'd-i ilâhisi olduğu gibi, bunlara karşı gelip mükellefiyetlerden yüz çeviren kimsenin de erkek olsun, kadın olsun cehenneme gireceği aynı şekilde ilâhî bir tehdiddir.
Sayfa 42
Reklam
Hazret-i Câbir radıyallahü anh'den: Rasûlüllah sallâllahû aleyhi ve sellem Kur'ân-ı Kerim'den bir sûreyi bize nasıl öğrettiyse, bütün işlerimizde istihâre etmeyi de öylece öğretir ve şöyle buyururdu : Sizden biriniz dünyevi bir işe yöneldiği zaman, iki rek'at nâfile namaz kılsın. Sonra da şu duayı oku- sun : «Yâ İlâhi! Sen
Sayfa 22
İSTİHARE
"İstihâre: Kulun sıkıntı çektiği ve tereddüte düştüğü bir konuda işi Allah'a havale ederek O'ndan hayırlı- sını istemektir."
Sayfa 21
«Leylâ, bizler senin güzelliğinle aydınlanmakta, insanlar ise karanlıkta kalmaktadır»
Sayfa 16
Fahreddin-i Râzi ise: «Bizi dosdoğru yola ilet» âyet-i kerimesinde Cenâb-ı Hakk sâdece «sırâta'l-müs- takim» ifâdesi ile iktifâ etmemiş, peşinden «Kendile- rine ni'met lütfettiğin kimselerin doğru yoluna ilet» ibâresini ilâve etmiştir. Bu durum, müridi, vuslata, hidâyet makamlarına ve mükâşefeye götürecek bir yolun bulunmadığına, ancak kendisini doğru yola sevk edecek, yanlışlık ve sapıklıktan koruyacak bir şeyh ve mürşide uyması hâlinde hidâyetin gerçekleşebile- ceğine delâlet eder demektedir.
Sayfa 15
33 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.