“ O denli yaraladılar ki beni, kitaplara sığındım, içime kapandım, kasabamdan kaçtım ve bazen Camilla, onları gördüğümde aynı acıyı hissediyorum, o eski yara kanıyor ve burada olmalarından mutluluk duyuyorum, köklerinden kopmuş olmalarından, gaddarlıklarının kurbanı olmalarından, güneşin altında ölüyor olmalarından ”
"Hiçbir işe yaramıyordum şu hayatta.
Pencerenin önünde durup ellerini göğe açtım ;
beş para etmezdim , ucuz bir taklit; ne yazar ne de aşk; ne balık,ne de kuş..."
Kitap hakkında şu yorumu okumuştum ;”Her satırı ince bir buz tabakası gibi,bir yerde kırılır ve sizi içine çeker”Gerçekten öyle...Bukowski seviyorsanız okumanızı tavsiye ederim ,çünkü Bukowski Fante’den
“Fante benim Tanrı’mdı”diye bahseder 😌
Çok şeyi unuttum, Camilla! Rüzgar aldı götürdü, Fırlatılmış güller, gürültü ile üşüşen güller, dans ediyorum, solgun, yitik zambaklarını aklımdan silmek için. Ama perişandım, ve eski bir tutku ile esrik, evet, sürekli, çünkü uzundu dans:sadıktım sana, Camilla, kendi tarzımda.