Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Türkiye Teşkilat ve İdare Tarihi

İlber Ortaylı

Türkiye Teşkilat ve İdare Tarihi Sözleri ve Alıntıları

Türkiye Teşkilat ve İdare Tarihi sözleri ve alıntılarını, Türkiye Teşkilat ve İdare Tarihi kitap alıntılarını, Türkiye Teşkilat ve İdare Tarihi en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
18. yüzyıl, Osmanlı ülkesinde geri kalmışlığın bilincine varıldığı dönemdir. Avrupa savaş tekniği kadar sanayinin üstünlüğü de anlaşılmış ve bir ıslahat eğilimi uyanmıştır.
Reklam
Tanzimatçıların getirdiği ve fermanda görülen bütün tebanın eşitliği ilkesi yeni bir Osmanlılık siyaseti idi.
Halil İnalcık
Osmanlı hanedanının hakimiyetinin meşru kaynağı bütün geleneksel devletlerdeki gibi Allah'a dayandırılmaktadır. Orta Asya Oğuz geleneklerinden beri Türk hakanının otoritesinin meşruluğu, onun soyunun ancak efsanevi hükümdar Oğuz Han'ın neslinden gelmesiyle mümkündür. Bu yüzden bütün göçebe geleneğini izleyen Türk devletleri gibi, Osmanlılar da
Enderun Mektebi imparatorluğun hayatına 60 sadrazam, şaşılacak nokta 3 şeyhülislam, 23 kapdan-ı derya yetiştiren bir ocaktır.
Baba İshak ayaklanması gibi göçebe ayaklanmaları ve yerleşen aşiretlerin yeni egemen guruplarının kendi çıkarları için çıkardıkları bu çeşitli hareketler, bütün ülkelerdeki köylü savaşlarında görüldüğü gibi, feodalleşmeden ekonomik zarar gören kitlelerin dini ve ütopik adaleti özleyen tutumdaki ayaklanmalarıdır ve yeni düzenin karşısında başarı gösteremeyeceklerdir.
Sayfa 149Kitabı okudu
Reklam
Anadolu'nun Türkleşmesi denen olay ırki bir keyfiyet değildir; hatta tümüyle kültürel bir olay da değildir. Türk dilinin Küçük Asya'nın büyük bölümünde egemen olması, 12. yüzyılda biten bir süreç de değildi. Bu uzun zaman içinde gerçekleşmiştir. Türkçe'nin Küçük Asya'da tutunması kesif bir Türk göçü kadar ülkede yaşayan halkın kültürel bir birlik içinde olmamasından da ileri gelir. Doğu Anadolu' da çeşitli Ermeni lehçeleri, Kürtçe, Güneydoğu' da Ararnca gibi Sami diller, Kapadokya' da muhtelif dil ve lehçeler, güneyde Pamfilya, Psidya, Likya' da ve batıda Karya ve İonya' da ayrı Hellen lehçeleri konuşuluyordu. Bunlardan başka Balkanlar' dan getirilip, Anadolu'ya yerleştirilen Uz, Peçenek gibi Türki grupları da sayalım. Dil birliği olmayan ülkede, dini birlik de yoktu. Ortodoks-Roma kilisesinin dışında anti-cheleedon dediğimiz kiliseler, Ermeniler ve Yukarı Mezopotamya kavimleri Nasturi, Monofizist ve Haçlı istilasından sonra kısmen Katalik Kilisesi'ne bağlı idiler. Bunun içindir ki, Türkçe bu Babil kulesinin ortasında ortak bir anlaşma dili (lingua franca) olarak yerleşti. Nitekim 12. asırda İtalyanlar bu ülkeye Turcmenia veya Turchia, demeye başladılar ve bu isim kaldı.
Sayfa 100Kitabı okudu
Avarız, arızanın çoğuludur. İsminden de anlaşılacağı üzere olağanüstü durumlarda konan, kanunnamelerde yer almayan vergi ve yükümlülüklerdir.
Tanzimat başlangıcından beri eğitimde bir ikilik başlamıştır. Merkeziyetçi modern bir devlet, kendi ideolojisini aşılamak ve ihtiyacı olan kadroları yetiştirmek için vatandaşların din ve inanç farkını pek dikkate almayan ve laik eğitim veren bir eğitim sistemi kurmak zorundadır. Bu nedenle klasik dönemde (Enderun hariç) dini eğitimin egemen olduğu Osmanlı İmparatorluğu'nda laik niteliğe yakın modern eğitim veren okullar, dini eğitim kurumlarının yanında ve onların aleyhine yayılıp, gelişmeye başladılar. Osmanlı İmparatorluğu; tebaaya adaletin iki çeşit mahkemede (şer'i ve nizamî) iki ayrı sistemdeki kanunlarla dağıtıldığı, eğitimin iki tür okulda verildiği, bürokraside iki sınıf memurun yan yana bulunduğu (daha doğrusu birbiriyle çalıştığı), iki tür dünya görüşünün birbiriyle çekiştiği bir sistem içinde ömrünü tamamladı. Bunun toplum hayatında yarattığı sancıları son nesil Osmanlı aydınları çektiler.
Sayfa 418Kitabı okudu
Devletin, Padişahın kulu olan devşirmeler tarafından yönetildiği, bunun sarsılmaz nitelikte bir merkeziyetçi devlet yarattğı", tezi çok işlemektedir. Acaba hayatı altı tane yüzyılı geçen Osmanlı İmparatorluğu'nun hakim niteliği devşirme ve kul sistemi olabilir mi? Kul sisteminin bulunamayacağı modern bir örgütlenmeyi amaçlayan reformlarla geçen 19. yüzyılı hesaptan çıkarttığımız zaman, klasik Osmanlı döneminde de devşirme sisteminin kısa bir döneme mahsus olduğunu görürüz. Devletin asıl genişleme ve kuruluş dönemi sayılan tüm 14. yüzyıl boyu bürokrasinin başında bulunanlar, orduları yönetenler devşirmeler değildi. Çandarlı ailesi gibi ilmiyyeden gelen bir yerel hanedan vezaret görevini adeta irsen yükümlenmişti. Kösemihaloğulları, Evronos Gazioğulları komuta kademelerinde idiler, 16. yüzyılın ikinci yarısında ise devşirme adetinin kalkmasıyla birlikte, gene Anadolu-Rumeli Türkleri ve diğer unsurlar bürokrasiyi ve komuta kademelerini işgal ettiler. Hatta 17. yüzyıl Köprülüler'in hakimiyet dönemi demektir. Nihayet önemli görevler yürüten ilmiye sınıfının daima yerli Türkler'den geldiğini ve belirli ulema ailelerinin bu silke hakim olduğunu söylemek gerekir.
Reklam
Osmanlı medreselerinde eğitim; belirli sürelere bağlı olmayıp, talebenin şahsi başarısına bağlıdır. Ancak son kademe olan Sahn-ı semaniye'ye geçmek için asgari üç yıllık eğitim aranırdı. Esasta medreselerin yapı ve hiyerarşi olarak Ortaçağ Avrupası'nın 'universitas' denen kurumlarıyla büyük benzerliği vardır.
Osmanlı idaresinin zayıf mevcudiyet gösterdiği Kuveyt gibi köşelerde dahi kadı mutlaka vardı.
II. Mahmud'un Evkaf Nezareti'ni kurmak zorunda kalışı büyük ölçüde kadıların etkinliğinin zayıflaması ve vakıflar üzerindeki denetirnci işlevlerinin kaldırılmasıyla ilgilidir.
hükümdarın nitelikleri
Tebasını sevmek, onlara karşı alicenab davranmak, adil olup soygunları önlemek, kanunsuz vergi almamak, dinden sapmaları önlemek ...
Digenis Akritas
Gemi yapım tekniği, seyir bilgisi ve denizcilik sanatının gelişimine İtalyanların yaptığı katkının en canlı delili; bütün dillerde kullanılan denizcilik lugatındaki İtalyanca terimlerin zenginliğidir.
147 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.