Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Türkiye Teşkilat ve İdare Tarihi

İlber Ortaylı

Türkiye Teşkilat ve İdare Tarihi Gönderileri

Türkiye Teşkilat ve İdare Tarihi kitaplarını, Türkiye Teşkilat ve İdare Tarihi sözleri ve alıntılarını, Türkiye Teşkilat ve İdare Tarihi yazarlarını, Türkiye Teşkilat ve İdare Tarihi yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
592 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
Hocam yine uzun uzuuuuuuuuun anlatmış
Dili biraz zor ancak çok doyurucu. Özellikle sistem eleştirileri in çok olduğu bugünlerde okunması gerek. Zira kişiler ölür sen düzeni ve nasıl bozulduğunu hatırla... Okumaktan ziyade kaynak olarak kullanılsa daha verimli olabilirmiş sanki. Pişman mıyım değilim, okur muyum Bi daha, aklıma bişey takılırsa zevkle açar bakarım
Türkiye Teşkilat ve İdare Tarihi
Türkiye Teşkilat ve İdare Tarihiİlber Ortaylı · Cedit Yayınları · 2020180 okunma
Reklam
Osmanlı tarihinin bilinmesi için kırsal ve kentsel alanlarda yapılması gereken araştırmalar vardır. Tarih ve sosyoloji birbirlerinin sonuçlarından yararlanması gereken disiplinlerdir. Sosyolojinin kavramları tarihin dilidir. Tarih ise sosyolojinin laboratuvarıdır. Tarih ilmi sorunlara yaklaşım için yöntem ve tekniklerini sosyolojiden öğrenecektir. Türkiye tarihçiliğinin geleceği; beşeri coğrafya, toponomi, mali tarih araştırmalarına bağlıdır. Kırsal ve kentsel bölgelerde yapılacak teknik tarih araştırmaları, fiyat endeksieri çıkarılması, folklor, edebiyat incelemeleri, arşiv çalışmalarıyla birbirini bütünleyecektir. Bunlara tutarlı bir lengüistikçi ve filolog grubunun bulunması gereğini de eklemeliyiz. Bütün bu dallarda yeterli bilim kadroları kurulmadıkça, Türkiye tarihçiliğinin gelişmesi, yeni yorum ve sentezler yapılması güçtür.
Kentlerin yapısı değişmeye başlamıştır. İstanbul'da Kasım paşa, Eyüp, Üsküdar gibi yerlerde bir tür gecekondulaşma, iç göç dolayısıyla işsiz ve serseri kalabalıkların artışı gözlemleni yor. Bunlar şehirdeki her karışıklık ve ayaklanmanın gönüllü üyesidir. Esasen büyüyen kentteki sıkıntılar, harap olan taşrada da sürürken, yönetici sınıfın artan tüketimi bu ayaklanmaların başlıca sebeplerindendir. 16. yüzyılın Osmanlı yöneticisi aslın da mütevazı bir hayat yaşardı. Bu yaşam tarzı şimdi büyük öl çüde değişmektedir.
Sayfa 385Kitabı okudu
Bazı şeyleri yapmak kolay
Örneğin, ihtisab nazırının İs tanbul'daki görevlerini şöyle sıralayabiliriz: a. Esnafı teftişi, b. Anadolu'dan gelenlerin tespiti ve mürur tezkirelerinin kont rolü, c. Gelen bekârlara münasip yer tahsisi ve bunların duru munu gözeterek kontrol etmek, d. Esnafın kontrolü, narh tespiti, fiyat-kalite kontrolü, e. lonca disiplinine nezaret etmek ve uygunsuz esnafı ve ahaliden nizama uymayanları cezalandırmak...
Sayfa 289Kitabı okudu
Keyifleniyorum:)
Kaldı ki Osmanlı ülkesinin tarihi coğrafyası bilim adamlarının çözebildikleri bir mesele olmaktan henüz uzaklır.
İlber Ortaylı
İlber Ortaylı
Türkiye Teşkilat ve İdare Tarihi
Türkiye Teşkilat ve İdare Tarihi
Reklam
592 syf.
·
Puan vermedi
·
76 günde okudu
Nizam Önen
Nizam Önen
hocamızın "Türkiyenin Yönetim Tarihi" dersinin takibi için bu kitabı edindim. Yönetimde Osmanlı mirasını detaylı ele alan ve bunu örneklerine nispeten daha akıcı bir şekilde yapan
İlber Ortaylı
İlber Ortaylı
hocaya sonsuz saygılar.
Türkiye Teşkilat ve İdare Tarihi
Türkiye Teşkilat ve İdare Tarihiİlber Ortaylı · Cedit Yayınları · 2020180 okunma
İlber Ortaylı'dan "Nadide" Eserler
Bugün kıymetli hocamız İlber Ortaylı, 75. yaşına girdi. Hocamıza Allah'tan hayırlı ve uzun ömür diliyorum. Kendisinden akademik olarak istifade edebileceğiniz en önemli eserleri buraya bırakıyorum. Bu eserler hocanın akademik dilde yazılmış kitaplarıdır. Bazıları monografi, bazıları tez çalışması, bazıları makalelerinin toplanmış hâlidir. 1.
İmparatorluğun En Uzun Yüzyılı
İmparatorluğun En Uzun Yüzyılı
2.
Osmanlı Toplumunda Aile
Osmanlı Toplumunda Aile
3.
Hukuk ve İdare Adamı Olarak Osmanlı Devleti'nde Kadı
Hukuk ve İdare Adamı Olarak Osmanlı Devleti'nde Kadı
4.
Osmanlı İmparatorluğunda Alman Nüfuzu
Osmanlı İmparatorluğunda Alman Nüfuzu
5.
Tanzimat Devrinde Osmanlı Mahalli İdareleri (1840-1880)
Tanzimat Devrinde Osmanlı Mahalli İdareleri (1840-1880)
6.
Türkiye Teşkilat ve İdare Tarihi
Türkiye Teşkilat ve İdare Tarihi
7.
Avrupa ve Biz
Avrupa ve Biz
8.
Osmanlı Düşünce Dünyası ve Tarih Yazımı
Osmanlı Düşünce Dünyası ve Tarih Yazımı
9.
Osmanlı'da Milletler ve Diplomasi
Osmanlı'da Milletler ve Diplomasi
Gidebilen gözünde bir canlandırsın...
Topkapı Sarayının orta avlusuna girdiğimiz zaman sol tarafta mütevazı sivri kubbeli bir bina gözümüze çarpar. İşte bu kubbenin altında bir zamanlar üç kıtada yaşayan muhtelif ırk ve dinden toplulukların kaderi tayin edilirdi. Burada toplanıp bu kaderi saptayan yöneticiler Osmanlılar' dı.
Türkiye Teşkilat ve İdare Tarihi
Türkiye Teşkilat ve İdare Tarihi
Aslında Tanzimatçı bürokratlar ülkemizde yerel özerklik ve mahalli demokrasiyi yerleştirmek gibi bir niyete sahip değildiler. Onlar, reformla bir demokrasi denemesi yapmak değil, Metternich-Schwarzenberg Avusturyası veya II. Aleksandr Rusyası'nda olduğu gibi, eyalet idaresinin ıslahı, gelirlerin artması ve tutarlı bir idarenin yerleşmesini sağlamak istiyorlardı. Üstelik bu tür bir örgütlenme ile merkezi hükümet taşradaki egemen gruplar üzerinde otoriter bir kontrol de kurabilecekti. Bu nedenle Tanzimatçı grubun üyeleri, Reşit, Cevdet, Ali ve Fuad Paşalarla, Meşrutiyet kahramanı Midhat Paşa arasındaki farkı da görmek gerekir. Tanzimatçı devlet adamı için gerekli şey hürriyet değil, kazanç, mal ve hayat güvenliğidir. Devlet hayatında aslolan unsur; geniş grupların siyasal katılması değil, sadık olan ve çok kazanıp çok vergi veren bir tebaadır. Despotizmden bu ölçüde, zaruri olarak ve kanuni-otoriter bir idare yararına vazgeçilmektedir.
Sayfa 427Kitabı okudu
Reklam
Tanzimat başlangıcından beri eğitimde bir ikilik başlamıştır. Merkeziyetçi modern bir devlet, kendi ideolojisini aşılamak ve ihtiyacı olan kadroları yetiştirmek için vatandaşların din ve inanç farkını pek dikkate almayan ve laik eğitim veren bir eğitim sistemi kurmak zorundadır. Bu nedenle klasik dönemde (Enderun hariç) dini eğitimin egemen olduğu Osmanlı İmparatorluğu'nda laik niteliğe yakın modern eğitim veren okullar, dini eğitim kurumlarının yanında ve onların aleyhine yayılıp, gelişmeye başladılar. Osmanlı İmparatorluğu; tebaaya adaletin iki çeşit mahkemede (şer'i ve nizamî) iki ayrı sistemdeki kanunlarla dağıtıldığı, eğitimin iki tür okulda verildiği, bürokraside iki sınıf memurun yan yana bulunduğu (daha doğrusu birbiriyle çalıştığı), iki tür dünya görüşünün birbiriyle çekiştiği bir sistem içinde ömrünü tamamladı. Bunun toplum hayatında yarattığı sancıları son nesil Osmanlı aydınları çektiler.
Sayfa 418Kitabı okudu
Devlet dininin, Din-i İslam ve padişahın hilafetinin özellikle belirtilmesine rağmen, anayasa her dinden bütün tebaanın idareye katımasını ve denetimini öngörüyordu.1876 Anayasası bir İslam ülkesinde ilk defadır ki laik devlet düzeninin temellerini atan belgedir.
Sayfa 416Kitabı okudu
Orta Avrupa eyaletlerinin Karlofça ve Pasarofça antlaşmalarıyla elden çıkması, bütün Balkanlarda nationalist gelişmelerin ortaya çıkması ve büyük Avrupa devletlerinin Osmanlılar üzerindeki müdahale ve tehditleriyle, imparatorlukta 18. yüzyılda yeni bir islamcı ideoloji doğmaya başladı. ilk defadır ki mutaassıp bir islamcı hayat tarzı ve düşünce egemen oldu. Hilafete unvan ve kurum olarak büyük önem verildi. Bununla beraber Avrupa'nın gösterdiği tehlike imparatorlukta modernleşmeyi ve batı dünyasını tanımayı da gerekli kılmıştı.
Sayfa 387Kitabı okudu
Ahmed Vefik Paşa'nın ilk Osmanlı parlamentosuna başkanlık ederken (1877-1878) Suriyeli Hıristiyan mebuslara dediği şu sözlerdir: "Aklınız varsa en kısa zamanda Türkçe öğrenirsiniz". Türkçe her zaman resmi dildi, bunun ilk defa 1876 Anayasasında belirtildiğini görüyoruz. Türk unsur idari ve askeri alanda öne geçmişti ama bunun bir nationalism konusu olması 19. yüzyıl sonu ve 20. yüzyıl başında görülmektedir. 18. yüzyıl boyu nationalism Balkanlara özgü bir ideolojiydi, Anadolu ise henüz Türk milliyetçiliği yapmıyordu. Sadece belirgin bir Türkleşme süreci vardı.
Sayfa 386Kitabı okudu
Fransa 17. yüzyılda Başbakan Kardinal Richelieu döneminde başarılan denizcilik ve gemicilik reformları sayesinde Doğu Akdeniz pazarlarında tutunabildi. Kısacası 17. ve 18. yüzyıllar Akdeniz'in eski sahipleri olan; Venedik, Cenova, Dubrovnik, İspanya ve Osmanlı İmparatorluğu gibi güçlerin silindiği ve yerlerini Atlantik denizcilerine terk ettikleri devirdir. Ancak tarımsal-sınai yapıları değişen ve güçlenen iki devlet; Avusturya ve Rusya da 18. yüzyılda Akdeniz ekonomik ilişkileri içine sızdılar. Bu olay, özellikle Osmanlı toplumsal-ekonomik bünyesindeki etkileri yönünden çok önemlidir.
Sayfa 350Kitabı okudu
159 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.