Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Türkiye'nin Düzeni

Doğan Avcıoğlu

En Eski Türkiye'nin Düzeni Gönderileri

En Eski Türkiye'nin Düzeni kitaplarını, en eski Türkiye'nin Düzeni sözleri ve alıntılarını, en eski Türkiye'nin Düzeni yazarlarını, en eski Türkiye'nin Düzeni yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Modern Agop Ağalar İş Başında...
Bugün için de aklımızda tutmamız gereken bu basit gerçeği, İslamiyetçi "Sebilürreşat" dergisinde, Türkçü Yusuf Akçura, iyi anlatmaktadır. "Efendiler, büyük veya küçük her sermayedar kapana tutacağı fert veya millet hakkında aynı usulü takip eder, kapana yem asar, yani ferde veya millete ödünç para verir, ikrazatta bulunur. Pekala bilirsiniz ki, oğlunu evlendirmek için, yahut tarlasını alabilmek için, kasabada Agop Ağa'ya borçlanmış köylü Mehmet Ağa, bir daha bu borcundan kurtulup felah bulamaz, evi barkı, tarlası, hepsi nihayet Agop Ağa'nın mülkü olup gider. Agop Ağa daha işin başından Mehmet'i bin tatlı sözle muttasıl borçlanmaya teşvik eder. Bu küçücük misali büyütünüz... Avrupa büyük sermayesinin, Osmanlı Bankası namını taşıyan İngiliz-Fransız bankası, Credit Lyonnais, Deutsche Bank, Banco di roma... vasıtalarıyla (Türkiye'yi) nasıl zapt ve yağma ettiklerini anlarsınız."
Türkiye, yabancılara terk olunmayan kaynaklarını geliştirerek gelirlerini artırmak istediği zaman, daima her taraftan güçlüklere uğramıştır.
Reklam
Osmanlı'nın Ölüm Fermanı!
Sistemin temel taşı, Düyun-u Umumiye Meclisi'dir. Meclis, alacaklıların temsilcilerinden kuruludur... İngiltere, Fransa, Almanya, Avusturya, İtalya gibi ülkeler Meclis'te temsil edilmektedir... Düyun-u Umumiye örgütü, Osmanlı Devleti'nin şerefini kurtarmak için, devletin bir dairesi sayılmıştır. Aslında tamamen bağımsızdır ve BATI DEVLETLERİNİN ORTAK ÇIKARLARINI temsil etmektedir.
800 syf.
5/10 puan verdi
·
Beğendi
·
1 saatte okudu
Saygıyla...
Yaklaşık 1,5 aydır ağır ağır, özümseyerek, irdeleyerek, uzun uzun düşünerek okuduğum ve bugün biten “Türkiye’nin Düzeni - Dün Bugün Yarın” eserinin yazarı Doğan Avcıoğlu’nun bugün ölüm yıldönümü olduğunu öğrendim. 4 ana başlık altında ekonomiyi eğitimi, siyaseti açıklayan, Uğur Mumcu’nun deyimiyle “tek başına kütüphane” olan 60lı yılların “ Milli Demokratik Devrimci” tezinin savunucularından ve 68 kuşağını en çok etkileyen teorisyenlerinden, Kemalizm ve aydınlanmayı en iyi anlatanlardan, sosyalizm, hürriyet düzeni içinde hızla kalkınmak isteyen memleketinizde tek yol olduğunu savunan, neden kalkınamadığımızı, nasıl kalkınabileceğimizi, bu düzenin nasıl değişebileceğini, Osmanlı’dan Cumhuriyete kadar ve daha sonraki yıllara kadar da nokta atışı tespitler yapan Doğan Avcıoğlu’nu ölümünün 36. yılında saygıyla anıyorum.
Doğan Avcıoğlu
Doğan Avcıoğlu
Türkiye'nin Düzeni
Türkiye'nin DüzeniDoğan Avcıoğlu · Kırmızı Kedi Yayınları · 201553 okunma
Bilim ve Teknikte Türkiye
Türkiye de, Batı toplumları gibi, daha yüksek bir uygarlığa, sınai kapitalizme doğru yol almaktaydı. Eğer birtakım engeller -ki kanımızca dış engellerdir- çıkmasaydı da Türkiye sınai kapitalizm yolunda öncülüğü alsaydı, bugün dahi aydınlarımızda kompleksler yaratan ”Batılılaşma” özlemi diye bir şey mevcut olmayacak, belki de tam aksine, geride kalan Batılılar, ”Doğululaşma" kompleksine tutulacaklardı.
Sayfa 33 - Kırmızı Kedi YayıneviKitabı okudu
"Orda Bir Köy Var Uzakta“
Köy hayatında mal ve can güvenliğinin ortadan kalkmasıyla birlikte, halkın dini dünya görüşünde köklü değişiklikler vuku bulmuştur. 1580-1600 yılları arasında İstanbul ve Anadolu’da kıyamet gününün yaklaştığı ve Mehdi'nin geleceği inancı yayılmıştır. Yeryüzünde iyiye gidiş umudunu yitiren halk kütleleri, kurtuluşu başka dünyalarda aramaya koyulmuştur. Kadercilik, İslamiyet’in değil, bu ekonomik çöküntünün sonucudur.
Sayfa 45 - Kırmızı Kedi YayıneviKitabı okudu
Reklam
1838 Antlaşması, serbest ticaret şartlarını hazırlamıştı. Tanzimat ise, Batı kapitalizmi yararına kurulan bu açık pazar düzeninin gerekli kıldığı idarî malî vb. reformları getirecektir. Batı kapitalizminin Türkiye'de yaslanmak istediği Rum ve Ermenilere imtiyazlı bir durum sağlayacaktır. 1838 Antlaşması gibi, Tanzimat reformları da İngiltere tarafından empoze edilmiştir. (...) açık pazar şartlarında bu reformlar, esas bakımından, Batı kapitalizminin çıkarlarına hizmet etmekten ve Türkiye'yi sömürgeleştirmekten başka sonuç vermemiştir. Tanzimat, vitrindeki Batılı görünüşe bakılarak, Batılılaşma hareketi diye hâlâ övülür (1976). Hareketin baş mimarı Mustafa Reşit Paşa, "büyük" sıfatıyla anılır. Yalnız bu Batılılaşma, sömürge ve yarı sömürge haline getirilen bütün Avrupa dışı ülkelerde görülen cinsten bir Batılılaşma, bir uydulaşmadır.
Sayfa 120 - Tekin Yayınevi (1976)Kitabı okudu
İttihatçıların pek haklı ekonomiyi millileştirme politikaları, ister istemez, harp zengini türediler yaratmıştı. (...) Himayelerinde milyonerler yetişen bu ittihatçı şefleri, namuslu idiler. Talât Paşa, Nişantaşı'ndaki Sadrazamlık Konağı'na taşınmamış, "Sonra çıkması güç olur" demişti. Levazım Reisi İsmail Hakkı Paşa'nın yolladığı hususi beyaz ekmeği geri yollayarak "Biz herkesle beraber, fırından nafakamızı alıyoruz" demişti. Bu, çamur gibi, ne idüğü belirsiz bir hamur parçası idi. Türkiye'nin Düzeni/Birinci Kitap, Doğan Avcıoğlu
Sayfa 272 - Tekin YayıneviKitabı okudu
Savaş, eşrafa ve eşrafın bezgin köylü kitlesi üzerindeki nüfuzuna dayanarak yürütülmüş ve kazanılmıştır. Kurtuluş Savaşımızın bu özelliği, Cumhuriyetten sonraki kalkınma çabalarımızın yönünü çizmekte ağır basacaktır. Çağdaş uygarlığa geçişin vazgeçilmez ön şartı olan eski toprak düzeninin tasfiyesine girilemeyişin nedenini, sanırız ki, Kurtuluş Savaşımızın bu özelliğinde aramak gerekir. Kurtuluş Savaşında önemli bir rol oynayan eşraf, tasfiye edilmeyi değil, zaferin meyvalarından yararlanmayı bekliyor ve sabırsızlanıyordu. İttihat ve Terakki'nin milli iktisat politikasının tadını alanlar, aynı sabırsızlığı göstermekteydi. Aşağıdan bir kıpırtı gelmediğine göre, Gazi, hangi toplumsal güçlere dayanarak, prekapitalist düzenin kalıntılarını köklü bir devrimle tasfiye edebilecekti?
Sayfa 314 - Tekin YayıneviKitabı okudu
İstanbul ve Anadolu'nun büyük bir kısmı, gizli anlaşmalarla Çarlık Rusyasına verilmişti. Eğer Çarlık Rusyası yıkılmasaydı, Kurtuluş Savaşını kazanmamız için Rusya'yı da yenmek gerekecekti. Sovyet İhtilâli, Türkiye'yi bu büyük tehlikeden kurtarmıştır.
Sayfa 330 - Tekin YayıneviKitabı okudu
Reklam
Kemalizm devrimi, Mustafa Kemal'in arkasındaki bir avuç ilericiler ile, gene bu savaşın içinde bulunan muazzam bir gericiler kitlesi arasında, didişile didişile, santim santim koparılmış bir devrimdir.
Sayfa 337 - Tekin YayıneviKitabı okudu
Atatürk, tarımın dışında sanayi alanında ilk yerli bira fabrikasıyla çeşitli fabrikalar kurduğu gibi, sanayinin finansmanında da önemli bir rol oynaması beklenen İş Bankası'nın da temellerini atmıştır. Atatürk, önce Osmanlı Bankası ile ortaklık kurarak, bu Bankayı da az çok kontrol altına almak istemiştir. Osmanlı Bankası' nın olumsuz tutumu üzerinedir ki, bir millî banka kurmanın zorunluğuna kanaat getirmiştir. Falih Rıfkı'ya göre, yabancı bankalardan biri, "Acaba sizdeki yüzbin liramızla bankanıza ortak olabilir miyiz?' sualine, Türklerin bu işlerle uğraşması yersiz olduğu gibi bir cevap verince, Mustafa Kemal, yüzbin lirayı hemen bankadan çeker, çuval içinde Kasaboğlu çarşısında bir dükkâna koyar ve önüne bir de nöbetçi diker. Şimdi sermayeleri yüz milyonları aşan resmî ve hususî bankaların temeli budur."
Sayfa 372 - Tekin YayıneviKitabı okudu
28 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.