Türklüğe Adanmış Bir Ömür Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu

Necati Demir

En Eski Türklüğe Adanmış Bir Ömür Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu Sözleri ve Alıntıları

En Eski Türklüğe Adanmış Bir Ömür Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu sözleri ve alıntılarını, en eski Türklüğe Adanmış Bir Ömür Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Mustafa Cemil Kırımoğlu'nun Hayatı
Mustafa Cemil Kırımoğlu’nun babasının adı Abdülcemil, annesinin adı Mahfüre’dir. O, 1943 yılında Sudak’ın Ayserez köyünde doğmuştur. Babası Rus ordusunda savaştığı yıllarda o altı aylık bebek iken ailesi ile birlikte 1944 yılında Kırım’dan Özbekistan’ın Andican bölgesine sürgün edilmiştir. Çocukluğu sürgün olarak yaşadığı Özbekistan’ın Andican
Sayfa 11 - Ötüken Neşriyat
“Bizim dedemiz çok varlıklıymış, toprakları çokmuş. Ölmeden önce vasiyetini açıklamış, oğulları arasında bir paylaşım yapmış. Malının hepsini babama, yani Abdülcemil’e bırakmış. Diğer oğlu Ahmet’i de okutmuş. ‘Hayatta bazen maddi zenginlik, bazen de bilgi lazım olur. Siz birbirinize sürekli destek olacaksınız’ demiş.” - Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu
Reklam
“Sovyet yönetimi bütün varlıklı insanları daha önceden de sürgün etmiş. Babam zengin olduğu için onu da sürgün etmişler. 1944 sürgünü ilk sürgün değil yani. Babam ilk sürgünler arasında, Sibirya’ya, Ural’a sürgün edilenler arasındaymış. Zengin olmadığı için Ahmet amcam sürgün edilmemiş ama onu da milliyetçi, antikomünist diye hapsetmişler. Böylece kardeşleri birbirlerinden koparmışlar. Kimse kimseye yardım edememiş.” - Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu
Ablasının cenazesine gidememek, ne kadar acı bir kardeş için..!
- “Kaç kardeşsiniz..?” - “Yedi kardeşiz. Yakın zamanda büyük ablam vefat etti, cenazesine katılamadım. O Kırım’daydı. Bildiğiniz üzere benim Kırım’a girişim yasak.” - Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu
“18 Mayıs 1944 Kırım Tatar Türkleri için bir felaketin başlangıç tarihidir. Sovyet Rusya, Nazi Almanyası ile iş birliği yapıldığı gerekçesini öne sürerek bu sürgünü gerçekleştirmiştir. Tabii ki bu asılsız ve uydurma bir iddiadır. Şunu söylemek lazım ki 1941 yılında Sovyet Rejimi, Kırım Tatarlar’ından savaşabilir durumda olan bütün erkekleri zaten kendi ordusu için askere almıştı. Kırım’da sadece kadınlar, çocuklar ve yaşlılar kalmıştı. Kırım’da kalan nüfusun savaşabilmesi zaten mümkün değildi. Savaşamayacak olan bu nüfusun Naziler ile iş birliği yapması da haliyle mümkün değildi.”
Asıl Soykırım Budur:
“1944 Sürgünü sonucunda Kırım’da yaşayan Tatar Türkü sayısı sıfıra indirildi. Nüfus sıfırlandığı gibi Kırım Tatarları’nın izleri de silinmeye çalışıldı. Kırım’daki bütün kitaplar toplatılarak yakıldı. Kitaplarla ilgili hiçbir ayrım gözetilmedi. Lenin’in, Stalin’in kitapları dahi yakıldı. Kırım’ın tarihi hakkında hiçbir kitap kalmadı. Şehir, yol ve coğrafi isimler, hepsi Rus isimleri ile değiştirildi. Camiler ve mezarlıklar tahrip edildi. Mezar taşları inşaat işlerinde kullanıldı. Bu durum gösteriyordu ki Kırım Tatarları’nın bölgeden ayrılması yeterli değildi. Onların izleri de tamamen silinecek ve bir daha Kırım’a dönmelerine izin verilmeyecekti. Aslında soykırım, tam da bu olsa gerek. Topyekün ne varsa yok etmek...”
Reklam
73 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.