Yarım bırakan çok kişinin olması sebebiyle tedirgin hissetmiştim başlarken. Yarım bırakmayı çok sevmeyen biri olarak sevmeyeceğimi düşünürsem hiç başlamıyorum genellikle. Tutunamayanlar, başlangıçta karakterleri oturturken dahi biraz zorlandım. Okurken karakteri yaşayanlardanım. Yeri geldi Selim oldum, yeri geldi Turgut. Ağır geldiğini hissettiğim an araya başka kitap sıkıştırıp birlikte okumaya devam ettim. Fakat Selim ve Turgut'u çok merak ettim. Ne hissettiklerini, neyi neden yaptıklarını, yanlışların, doğrularını bunların her biri olurken akıllarından ve kalplerinden geçen her niyeti okuyabilmek güzeldi ve ben sıkıldım ya da bırakmak istedim diyemiyorum. Evet üslubu biraz ağır geldi fakat elimde sürünmedi ya da ağır geldiği anda merakımı ya da heyecanımı kaybettirmedi bana. Kafka'nın dönüşümüne atıfta bulunurken, evet Selim burda diyebilmek, onu hissedebilmek güzeldi.Herhangi bir şeyi eleştirirken, önce emeğe saygı duyan bir yerdeyim. Bir şeye kötü diyebilmek için o yetkinlikte olabilmek gerekir benim için. Bana iyi olan sana kötü, sana kötü olan bana iyi olabilir. Doğru tek değildir. Okumaya niyetin varsa neden olmasın. Ben sevdim, sıkılmadım, yarım da bırakmadım. Muazzam bir emek, kişiliğini tam olarak canlandırabildiğim karakterler, harika dil oyunları buldum içinde. Keyifli okumalar dilerim