Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Yahya Kemal Sözleri ve Alıntıları

Yahya Kemal sözleri ve alıntılarını, Yahya Kemal kitap alıntılarını, Yahya Kemal en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
DENİZ TÜRKÜSÜ..
Ömrünün geçtiği sahilden uzaklaştıkça Ve hayâlinde doğan âleme yaklaştıkça, Dalga kıvrımları ardında büyür tenhâlık. Başka bir çerçevedir, git gide dünyâ artık. Daldığın mihveri, gittikçe, sarar başka ziyâ; Mâvidir her taraf, üstün gece, altın deryâ...
".. Siz zaten arkasından ağlamak için seversiniz .."
Reklam
"Siz zaten arkasından ağlamak için seversiniz.."
Güzel Sanatlar Akademisi’nde yıllarca estetik hocalığı yapan Tanpınar, mitoloji ile beraber resim, heykel, mimarî ve musiki kültürüne de sahiptir; Yahya Kemal’i anlamaya ve anlatmaya çalışırken sık sık bu sanatlara da başvurur.
Sayfa 14 - Dergah Yayınları
"Sana dün bir tepeden baktım aziz İstanbul."
Siz zaten arkasından ağlamak için seversiniz..
Reklam
Tanpınar, Türkçede edebi ve fikrî yazıları tekrar tekrar okunmaya değer, her okuyuşta insanın yeni bir şeyler bulabileceği nadir yazarlardan biridir.
Sayfa 15 - Dergah Yayınları
Neler çeker bu gönül söylesem şikâyet olur.
Sayfa 28
Bir politikası ve ekonomisi olmayan eser yoktur. Yahya Kemal'de bu politika eski şiirde bir çeşit saltanat gibi görülür. Yaşadığı güne o kadar bağlı olan, konuşmalarında olsa bile daima bir polemikte yaşayan bu realist zekâ bir tarafıyla kendine ikinci zaman gibi ayırdığı geçmiş zamanda yaşıyordu. Bu ikilik, geçmişe bu dönüş, "zaman perdelerinin" âdeta devamlı şekilde aradan kalkması elbette tek başına bir dil virtüozitesinin yapacağı bir şey olamazdı. Süleyman Nazif'in "Mazi daüssılası" formülüyle kolayca izah edip geçtiği hakikatte büyük bir psikolojik realiteye dayanıyordu. Filhakika "Açık Deniz" ve "Deniz Türküsü"yle ile Hayyam üslûbu rubailerin arasındaki mesafe daha çok derinlerde işleyen zembereklerle izah edilebilir. Vakıa Türk şiiri bu zaman perdelerinin böyle aradan kalkmasından kaybetmedi, belki de kazandı. Biz yaşayan bir zevkin bütün bir maziyi nasıl değiştirdiğini gördük. Zannederim ki Yahya Kemal vakıasını dünya edebiyatında tek yapan şey de budur. Yahya Kemal'in on beş, yirmi gazeli, on on beş rubaisi vardır ki gerçekten de eski şiirin en mükemmel numuneleridir. Bu eserler sade şark şiirinin bizdeki kolunda emsalsiz olmakla kalmazlar, belki Hafız'ın, Hayyam'ın yanı başında, bu edonizmi ve lirizmi ırklarının dehasında bulunanların arasında ona hiç olmazsa eşit yeri verirler. Bu eserin, ayrıca da iki büyük kültürün, garpla şarkın birleşme noktaları olmak gibi bir meziyeti vardır.
Sayfa 159
Edebiyat-ı Cedide'nin kültür meselesi karşısındaki davranışı, sonunda bütün hareketin intiharına benzeyen Aşk-ı Memnu'da toplanmıştır, denilebilir. Halit Ziya Kırık Hayatlar'ın mukaddimesinde ve ondan sonra bütün hatıralarında birçok Edebiyat-ı Cedideciler gibi bu eksikliğe sebep olarak Abdülhamit sansürünü gösterir. Bu sansürün ne kadar dehşetli olduğunu ve bu nesle meselelerinin üzerine gerektiği gibi eğilme imkânı vermediğini biliyoruz.
Sayfa 77
Reklam
Siyasette doğru daima biraz geç söylenir.
Edebi eser, yazarın şahsî hayat tecrübesi ile beraber, onun yaşadığı tarihî anı, çevresini, sahip olduğu kültürü, beslendiği kaynakları, irsiyet ve mizacından gelen anlaşılması güç çok çeşitli unsurları sanatkârane bir şekilde ifade eder. Onda estetik olarak önemli olan güzellik, bütünlük ve zenginliktir. Okuyucu önce onun bu özellikleriyle karşılaşır. Fakat içine girince onda, tabiî görmesini bilirse, hayatın en derin, en şaşırtıcı unsurlarıyla karşı karşıya kalır. “Tabiî görmesini bilirse” dedim. Tabiat gibi, hayat gibi, edebi eser de ona bakanın şahsiyet ve kültürüne bağlıdır. Bir edebiyat tenkitçisi ne kadar zengin bir hayat tecrübesine ve geniş kültüre sahipse, incelediği esere bakış tarzı o kadar derin ve onda bulduğu unsurlar o kadar çeşitli olur. Edebi eserin güzellik ve zenginliğiyle onu inceleyenin şahsiyet ve kültürü, birbirine bakan aynalar gibi, perspektifi alabildiğine derinleştirir.
Sayfa 11 - Dergah Yayınları
İçten bakılınca klasik edebiyat, fertten ziyade umuminin üstünde duran, her türlü ihtirasa karşı aklın müeyyidelerini çıkaran (Descartes), insan kaderi karşısında ne bu kaderin acılığını ne de insanı gözden kaçırmayan bir rıza ile, eserin kendisinde ve dilde, asalet ve mükemmeliyeti, bütünlük fikrini arayan eserdir. Bu klasiğin kendi içindeki tarifidir.
Sayfa 112 - Dergah Yayınları 84Kitabı okudu
359 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.