Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Yaklaşan İsyan

Kolektif

Yaklaşan İsyan Sözleri ve Alıntıları

Yaklaşan İsyan sözleri ve alıntılarını, Yaklaşan İsyan kitap alıntılarını, Yaklaşan İsyan en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Depresyonda falan değiliz; grevdeyiz.
Sayfa 17 - Neysem O'yumKitabı yarım bıraktı
Tarihimiz bir sömürüler, göçler, savaşlar, sürgünler ve her türlü kökün yok edilişi tarihi.
Reklam
vazgeçme, dışarı adım atmadır.
Ben benim, sen de sen ama yanlış giden bir şeyler var. Kitlesel kişiselleşme. Bütün koşulların bireyselleşmesi: hayatın, işin ve de sefaletin. Yaygın şizofreni. Azmış depresyon. Ufacık paranoyak parçalar halinde atomlaşma. Temasın histeriye yol açması. Kendim olmak istedikçe daha büyük bir boşluk hissediyorum. Kendimi ifade ettikçe içim daha da boşalıyor. Kendi peşimden koştukça daha da yorgun düşüyorum. Kendimize sıkıcı bir gişe filmi muamelesi yapıyoruz. Tuhaf bir alışverişte kendi kendimizin temsilcisine, neticede bir uzvumuz kesilmiş hissi veren bir kişiselleştirmenin kefillerine dönüşmüşüz. Az çok gizli bir beceriksizlikle iflas noktasına varıncaya dek kendimizi sağlama alıyoruz.
Sayfa 13 - Neysem O'yumKitabı yarım bıraktı
Arkadaşlığın politik yanından çekinmeyin. Bize arkadaşlığın politikadan bağımsız, sevgiden başka hiçbir amacı olmayan bir duygu olduğu öğretildi. Ama her tür yakınlık ortak bir doğrunun etrafında kurulmuş bir yakınlıktır. Her bir karşılaşma, ortak bir olumlamanın etrafında gerçekleşir, hatta bu yakıp yıkmanın olumlanması bile olabilir. Bir şeylere tutunmanın veya bir şeylerin elinden uçup gitmesini engellemeye çalışmanın genellikle işsizlikle neticelendiği, çalışmak için yalan söylemenin gerektiği ve yalanını sürdürmek için çalışmaya devam etmek zorunda kaldığın bir çağda hiçbir ilişki masum değildir. Kuantum fiziğinin her alana uygulanabileceğine inanan ve buna göre yaşayanlar, çokuluslu tarım ticaretine karşı dövüşen yoldaşlardan daha az politik bağlara sahip değildir. Eninde sonunda sistemden kopmak ve dövüşmek zorunda kalacaklardır. (...) Birbirimizi bulabileceğimiz koca bir toplumsal alana sahibiz. Kaç kişi olduğumuzu ortaya koyup korkakların maskesini düşürecek gündelik başkaldırı olanaklarına sahibiz. Bu medeniyete karşı, küresel ölçekte dayanışma ve savaş hatlarını belirleyecek düşmanlık duygusuna sahibiz.
"Neysem oyum." Bedenim bana ait. Ben benim, sen de sen ama yanlış giden bir şeyler var. Kitlesel kişiselleşme. Bütün koşulların bireyselleşmesi; hayatın, işin ve de sefaletin. Yaygın şizofreni. Azmış depresyon. Ufacık paranoyak parçalar halinde atomlaşma. Temasın histeriye yol açması. Kendim olmak istedikçe daha büyük bir boşluk hissediyorum. Kendimi ifade ettikçe içim daha da boşalıyor. Kendi peşimden koşdukça daha da yorgun düşüyorum. Kendi'mize sıkıcı bir gişe filmi muamelesi yapıyoruz.
Reklam
Çocukluğumuzdan beri bize söylene gelen şeyin aksine, zekâ uyum sağlamayı bilmek anlamına gelmiyor– ama öyle bir zekâ türü varsa bile bu köleliğin zekâsıdır.
Akmayan gözyaşlarının devasa barajı sayesinde türbinleri çalıştıran, her daim taşma eşiğinde bir elektrik santrali bu toplum.
Sayfa 14 - Neysem O'yumKitabı yarım bıraktı
Kendi çöküşünden kaçıyor olmasaydı dünya bu kadar hızlı hareket etmezdi.
İŞE KOYUL
Artık bir isyanın nasıl başlayabileceğini bile bilmiyoruz. Tarihsel kabarmaların önlenmesiyle, yatıştırılmasıyla geçen altmış yıl demokrasi anestezisiyle ve olayların kontrol altında tutulmasıyla altmış yıl gerçekle ilgili algımızı ve sürmekte olan savaşla ilgili duyularımızı uyuşturdu. İşe bu algının canlandırılmasından başlamalıyız. Perben II
Sayfa 54 - +55Kitabı okudu
Reklam
Toprağı var eden üzerindeki yaşamdır: Ticaret, avlanma ve çocuklara oyun alanı olarak ayrılmış topraklar; aşıkların veya asilerin toprağı; çiftçilerin, kuşbilimcilerin veya gez­ginlerin toprağı, mıntıkası. Kural gayet basit: Verili bir alana yeni yeni toprakların, mıntıkaların eklenmesi demek, bunların arasında daha çok dolaşım olması, iktidarın onlarla başa çıkabilmesinin giderek zorlaşması demek. Lokantalar, kırtasiyeler, spor tesisleri, boş araziler, ikinci el kitap tez­gahları, binaların çatıları, derme çatma sokak pazarları, ke­bapçılar ve garajlar, yeterince suç ortaklığı yaratıldığı takdirde, resmi amaçları dışında da kullanılabilir . Yerel ör­gütlenmeler devletin haritasını karmaşıklaştırıp bulandıra­rak üzerine kendi coğrafyalarını ekleyebilirler: Bu da devletten ayrılmaları sonucunu doğurur.
Başımızı kaşıyacak vaktimizin olmadığı iş yerimizde saat ona kadar kalırız ama iş yerinin mallarını alıp sağda solda satmaya veya daha sonra satmak niyetiyle malları arabamıza doldurup götürmeye vicdanımız elvermez. Patronlardan nefret ederiz ama ne pahasına olursa olsun bir işimiz olsun isteriz. Çalışmak bir kölelik belirtisi gibi görülür ama öte yandan işlerinin olması insanlara gurur verir.
“Neysem oyum.” Bedenim bana ait. Ben benim, sen de sen ama yanlış giden bir şeyler var. Kitlesel kişiselleşme. Bütün koşulların birey-selleşmesi: hayatın, işin ve de sefaletin. Yaygın şizofreni. Azmış depresyon. Ufacık paranoyak parçalar halinde atomlaşma. Temasın histeriye yol açması. Kendim olmak istedikçe daha büyük bir boşluk hissediyorum. Kendimi ifade ettikçe içim daha da boşalıyor. Kendi peşimden koştukça daha da yorgun düşüyorum. Kendi’mize sıkıcı bir gişe filmi muamelesi yapıyoruz. Tuhaf bir alışverişte kendi kendimizin temsilcisine, neticede bir uzvumuz kesilmiş hissi veren bir kişiselleştirmenin kefillerine dönüşmüşüz. Az çok gizli bir beceriksizlikle iflas noktasına varıncaya dek kendimizi sağlama alıyoruz.
“Kendine yeterli olmanın”, “kendine bir patron bulmak” anlamında kullanılan hoş bir tabir olduğu bir dünyadır bu.
Yaygın şizofreni. Azmış depresyon. Ufacık paranoyak parçalar halinde atomlaşma. Temasın histeriye yol açması.
170 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.