Yalın Tutku kitabında da yine özelden genele bir kadınlık durumunu ortaya koyuyor yazarımız. Bu sefer konumuz aldatma. Eşinden ayrılmış bir kadının evli yabancı bir erkekle yaşadığı tutkulu bir hikâye anlatılıyor. Kitapta üç tercihini sorguluyor yazar: Genel kabul gören değerlere aykırı bir şekilde evli bir erkekle olması, bunu bütün açıklığıyla anlatarak yaşadıklarına sahip çıkması, yazdıkları basıldığında okur gözünde suçlanacağının ayırdında olarak yazmaya devam etmesi. Zaten kaderimizi belirleyen şey de tercihlerimiz değil midir?
Yalın TutkuAnnie Ernaux · Cem Yayınevi · 19923,888 okunma
"Kimi zaman, kendi kendime, belki bütün gününü bir saniye bile beni düşünmeden geçiriyor diyordum. Kalktığını, kahvesini içtiğini, konuştuğunu, güldüğünü gözümün önüne getiriyordum, sanki ben yokmuşum gibi."
"Eskiden, sınavlara ne kadar ara vermişsem başaramayacağımdan o ölçüde emin olurdum, şimdi de beni telefonla aramadığı günler ne kadar çok sürüp giderse, bırakıldığımdan o ölçüde emin oluyordum."
"Tutkumun kökenine gelince, onu ne bir psikanalistin yeniden oluşturmamı isteyeceği uzak ya da yakın tarihinde ne de çocukluğumdan bu yana beni etkileyen kültürel duygu örneklerinde aramak niyetindeyim. Tutkumu açıklamak değil, sadece sergilemek istiyorum."
"Bu ilişkide benim için kronoloji yoktu; sadece onun varlığını ya da yokluğunu biliyordum. 'Her zaman' ile 'bir gün' arasında durmadan gidip gelen bir tutkunun işaretlerini biriktiriyorum, bu envanter söz konusu tutkunun gerçekliğine ulaşmamı sağlayacakmış gibi."