Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Yanan Günışığı

Jack London

Yanan Günışığı Gönderileri

Yanan Günışığı kitaplarını, Yanan Günışığı sözleri ve alıntılarını, Yanan Günışığı yazarlarını, Yanan Günışığı yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Biri de benim
"Yalnız başına yaşamaktan sıkılmıyor musunuz? Yaşlı adam, süt kovasını bir elinden ötekine geçirip, bir süre düşündükten sonra bilgece bir ağırbaşlılıkla: "Bu kişiye göre değişen bir şey!" dedi. Benim böyle bir sıkıntım yok. Yalnızca karım öldüğünde böyle bir duyguya kapılmıştım. Kimileri kalabalık ortasında yalnız kalır, bu duyguya kapılır. Ben de onlardanım...
Sayfa 176Kitabı okudu
Ama nereye kadar?
Günışığı, şimdiye dek, bir kadını sevmekten, çiçek hastalığından kaçar gibi kaçmıştı.
Sayfa 118Kitabı okudu
Reklam
Uygarlık, Günışığı'nı daha iyi bir insan yapmamıştı.
Sayfa 166 - Oda YayınlarıKitabı okudu
Es Geçiyorum
"İnsanların ne söyleyip ne amaçladıkları arasındaki farkı anlamak mümkün değil."
Koyun Sürüsünü
Hırsızlar tarafından örgütlü olarak uyutulan insanlığın o dev hiçliği onu şaşırtmamıştı.
Burası ölü bir dünya, hatta daha kötüsü, insana üzüntü veren bir dünyaydı...
Reklam
"Doğduğundan beri geçinmek için mücadele veren insanların arasındaydı, rahat yaşamanın nasıl bir şey olduğunu bilmezdi."
İşte bu oydu: Aşktı! Erkeklerle kadınların yaşam dengesini altüst ederek ölüm ve umutsuzluk getiren, aklı ve düşünceyi körelten, saygıyı ve saygınlığı alıp götüren...
Sevgi denen hastalığın pençesine düşmüştü bir kez, ölüm onun için kaçınılmazdı.
Sevgi
Soğuktan da, açlıktan da kötü bir şeydi sevgi. Kadınlar, iyi, güzel ve tatlı yaratıklardı. Ancak, hepsinin de iliklerine işlemiş olan ve sevgi diye adlandırılan o belalı duygudan uzak kalamıyorlardı. Bu yüzden de, az sonra kafalarına neyi takacakları, nasıl bir akılsızlık yapacakları kestirilemiyordu.
Reklam
Kadınlarsa, çok az şey verip, her şeyi almak isterler
Yanlış ve tutarsız bir oyun oynanıyordu. Ölen kazanamıyordu ve herkes ölüyordu. Peki kim kazanıyordu.? Durmadan kumara çağıran, kışkırtıp baştan çıkaran çıgirtkan, çiçekleri hiç solmayan, her an taze çiçek açan mezarlık, ardı arkası kesilmeyen gömme törenleri!... Kazanan hiçbir zaman yaşam değildi!...
O yalnız kendisinin kölesiydi. Bu,güçlü benmerkezciliğe sahip olanlar için doğaldı ama bir başkasının kölesi olmak onu korkutuyor,çılgına çeviriyordu. Aşkın tatlı köleleği hiç bilmediği bir şeydi.
320 syf.
·
Puan vermedi
·
26 günde okudu
Jack London diye bir gerçek var...
Kitap gerçekten olağanüstü bir eser, açıkçası ben Martin Eden'ı okuduktan sonra Jack London'un tüm eserlerini okumaya karar verdim ve şimdiye kadar okuduğum 3. eseri hepsi gerçekten apayrı birer baş yapıt eserdir. Favorimi soracak olursanız kesinlikle Martin Eden'dır ama Yanan Günışığı da başlı başına bir dünyadır. Kesinlikle okumalısınız.
Yanan Günışığı
Yanan GünışığıJack London · Oda Yayınları · 1998462 okunma
Çok ender istisnalarla, iş ve iktisat alanlarının üstün insanları arasında "Asaletin gerektirdiği gibi" diye bir mefhumun bulunmadığını gördü. Zeki bir gezginin Alta-Pacific Kulübü'nde verdiği yemek sonrası konuşmasnda söylediği gibi, "Hırsızlar arasında namus vardır, hırsızları namuslu kişilerden ayıran budur." diye düşünüyordu. Bu veciz söz gerçeğin tam ifadesiydi. Bu modern üstün insanlar, kurbanlarına öğütledikleri doğru ve yanlış kuralları kendileri uygulamayan sefil bir haydut sürüsüydü. Bular arasında namus sözünün değeri, o sözü tutmak zorunluluğunu duydukları süre geçerliydi. O üstün insanlara gelince onlar bu gibi emirlerin üstündeydiler. Çalıyorlardı, hem de nasıl çalıyorlardı. Üstelik kendileri gibi olanlardan hırsızlıklarının hacmiyle orantılı saygı görüyorlardı.
Sayfa 139
820 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.