İnsan yorgunsa eğer ve ertesi sabah uyanması için bir sebebi varsa yaşam ne güzeldir diye düşünüyor. Bu bilgiye nadiren sahiptir insan, her seferinde boş, beyhude bir varoluşa uyanır, bazen buna uzun süre katlanamayacağını düşünür. Zaman zaman kendini çok çaresiz hissedebilir, masanın üzerine yığılabilir ya da bazen başını alıp duvarlara çarpmak isteyebilir, düşündüğü ne varsa parçalanıp gitsin diye, fakat en sonunda bir an gelir ve uyku bastırır; her şeye galip gelen düşüncelerimizden ve çaresizliklerimizden daha güçlüdür uyku, sıkıntılarımızın tümünü kolayca bir kenara iter, böylece ölümcül düşünceler silinir gider. Aslında uykunun hiçbir şeye çözüm olmadığı bilinir, isteği sadece bizi yeni çaresizliklere karşı bilemektir; insan ertesi sabah bir adım bile ilerlememiş olduğunu bile bile ayağa kalkmak zorundadır, bilinmezliğe doğru, inançtan, amaçtan yoksun, manadan yoksun, her şeyden ve her türlü maharetten yoksun, böylece insan giderek yaşlanır, içi daha da boşalarak daha çaresiz bir hal alarak...
Biz bir insandan nefret ettiğimizde, kendi içimizde yuvalanıp bu insanın görüntüsüyle karşımıza çıkan birinden nefret ederiz. Bizim kendi içimizde olmayan şey, bizi kızdırmaz.
İnsan yasaklanmış hiçbir eyleme kalkışmaz ama yine de alçağın daniskası olabilir. Bunun tersi de düşünülebilir kuşkusuz. Aslında sadece bir rahatlık sorunudur bu. Kendi kafasıyla düşünemeyecek ve kendi kendisinin yargıcı olamayacak kadar rahatını sevenler, yasaklara olduğu gibi boyun eğerler.
-Evet, durumun korkunç olmasını anlıyorum; suçlu olanın durumu suçsuzunkinden daha kötüdür, -dedi Dolli,- tabii bütün mutsuzlukların nedeninin kendi suçu olduğunu hissediyorsa.
Stefano Arkadyiç'e bu konuyu açtığı için şimdi bütün ruhuyla pişmandı. Onun "özel" duygusu, Petersburglu bir subayın rekabetine ilişkin bir konuşmayla, Stepan Arkadyiç'in önerileriyle ve tavsiyeleriyle kirlenmişti.
-Ne olursa olsun, bir genç kız için korkunç bir şey yok bunda. Her genç kız evlenme teklifi almaktan gurur duyar. -Evet, her genç kız, ama o değil. Stepan Arkadyiç gülümsedi. Levin'in bu duygusunu ve Levin için dünyadaki bütün genç kızların iki türe ayrıldığını öyle iyi biliyordu ki. Bu iki türden biri, dünyada onun dışındaki bütün kızlardı ve bu kızlar insana özgü bütün zayıflıktara sahip çok sıradan kızlardı; diğer tür ise tek başına oydu ve o, hiçbir zayıf yönü olmayan, tüm insanlardan kat kat üstün bir kızdı.