Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.36.38
Yanılsamalar Kitabı
Paul AusterEn Yeni Yanılsamalar Kitabı Yorumları ve İncelemeleri
En Yeni Yanılsamalar Kitabı sözleri ve alıntılarını, en yeni Yanılsamalar Kitabı kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.Puan
8.110 üzerinden
David Zimmer uçak kazasında tüm ailesini kaybetmiştir. Cocuklarinin oyuncakları ve karısının kıyafetleri ile geçmişi canlı tutmaya çalışarak yaşamaktadır. Yaşamla tüm bağını kestiği bir sırada izlediği sessiz filmdeki kahraman kendiliğinden kahkaha atmasına sebep olur. Bu kişi Hector Mann'dir.David o dakikadan sonra tüm zamanını ve parasını Hector'u bulmaya harcamaya karar verir.Kitabin bana göre farklı yönü baskahramanin kendine filmler üzerinden yeni bir baskahraman yaratmasi. Okuyucu kurgu içinde kurgu ile baş başa kalıyor. Diğer yandan Hector'un filmlerindeki ayrıntıların uzun uzun anlatılması hikayeyi yavaslatmiş. Kitabın neredeyse yarısı Hector'un farklı film anlatımlarindan oluştuğu için bi yerden sonra kurgu ile bağını yitirebiliyor okuyucu.
Keyif alarak okunacak bir eser
Yazarın bir kaç kitabını okumusrim özellikle 4321 çok dolu kaliteli bir eserdi. Yazarın kendine özel bir dili olduguni düşünüyorum bazı bölümlerde okuma hızını o kadar yukarıya çekiyor ki taramalı tüfek gibi kelimeler akıyor çok farklı. Aynı hazzı Ayfer tunç un bir deliler evinin yalan yanlış anlatılan hikayesi kitabında almıştım. Bu kitabına da güzel duygularla başladım ilk sayfalarda Biraz sanki sıkıcı gelse de bir yerden sonra bir başladı ve hep öyle devam etti. Sanki kitap 300 kusur değil de çok daha kalın bir kitap doluluğu verdi bana. Paul auster ı mutlaka okumaliniz diyerekten iyi okumalar diyorum...
Kitabı daha önce defalarca önerilerde gördüğüm için çok büyük bir beklentiyle başlamıştım ancak hiç kitap okumamış biri olsaydım ya da az okuyan biri olsaydım belki bende bıraktığı etki daha farklı olurdu. Okurken çok fazla uzatılmış detaylar içinde boguluyorsunuz. İyi yönlerinden biri kitabı bitirince bir yerlerde gerçekten yaşamış birinin hayatını okumuş gibi hissediyorsunuz. Bu kitap okumak için yeterli bir nedense okuyabilirsiniz. Ancak daha fazlası yok bu kitapta. Bir iki kayda değer söz dışında pek beğendim.
Benim istediğim unutmak, doktor, ölmek değil.
Paul Auster'in bu eseri sanat sevgisine dayanan bir romancı ve bir ressam olan iki arkadaş arasındaki ilişki etrafında dönen bir romandır. Roman, karakter odaklı hikaye anlatımı ve gerçekliğin doğası ve insan olmanın ne anlama geldiği üzerine iç gözlemsel düşünceleriyle yankılanan düşündürücü ve güçlü bir okumadır. İnsan deneyiminin güzelce yazılmış ve dokunaklı bir keşfi ve büyülü gerçekçilik ve hayal gücünün güçleriyle ilgilenen herkesin mutlaka okuması gereken bir kitap.
Okuduğum en ilginç kitaplardan biriydi. Hikaye içinde hikaye olması kurgusunu sevdim. Kitabın ana karakteri David Zimmer olmasına rağmen yazar diğer karakterlerin hayatlarının bu kadar derinine inebilme ve bunu okuyucuya aktarma konusunda oldukça başarılı bir iş çıkarmış. O kadar ki sanki kitaptaki karakterlerin her biri (özellikle de Hector) sanki gerçekte de varmış hissiyatı uyandırdı bende. Ayrıca insanın en dip noktada bile pes etmeyişini, bazen hiç de umursamadığımız şeylere bir zaman gelince nasıl hırsla tutunduğumuzu, kaybedişleri / kazanımları, kısacası insanın varoluşunun doğasını çok güzel bir kurguyla anlatan bir kitap Yanılsamalar Kitabı.
David ve Hector
Edebiyat öğretmeni ve çevirmen olarak çalışan David Zimmer’ın, oğullarını ve karısını bir uçak kazasında kaybetmesinden sonra hayattan elini ayağını çekip, alkolizmin eşiğine dayandığı günlerden bir gün,tv de sessiz bir film takılır gözüne ve gülmeye başlar.. Bu gülümsemeyi bir mesaj olarak görür..Siyah-beyaz çekilmiş , bu sessiz filmin çok da ünlü olmayan aktörü Hector Mann’ı ve filmlerini incelemeye başlar ve kitap yazar.. Bu inceleme kitabı David’in hayatını tamamen değiştirecek…
Roman içinde ayrı bir roman ortaya çıkacak,bir yandan David Zimmer’in hayatını öğrenirken diğer yandan Hector Mann’ın hayatına geçiş yapıcaksınız.. Hector Mann filmlerinde,tanınırlığı arttığı bir zaman da birden ortadan kaybolur ve yıllardan beri kendisinden haber alınmaz ve herkesçe öldüğü kabul edilmiştir..Ta ki bir gün David’e gelen gizemli bir mektuba kadar…
İnişli çıkışlı,olayların eksik olmadığı çok değişik ve zıt karakterlerin ilişkilerini bir solukta okuyacaksınız..Duygu yoğunluğu ve insan psikolojisi çok etkileyici olarak verilmiş ..Çok beğenerek ve etkilenerek okudum..Kesinlikle tavsiye ediyorum
İnsan boğulmamak için nasıl bir saman çöpüne bile sarılabiliyor! (Dostoyevski - Suç ve Ceza)
Eşi ve çocuklarının bir uçak kazasında ölümü üzerine David yaşamanın yolunu Hector Mann'ın sessiz komedi filmlerini izleyip, filmler hakkında notlar almakta bulur. Sonrasında bu konuda bir kitap yazar. Hector Mann, uzun yıllardır yaşayıp yaşamadığı bilinmeyen bir oyuncudur aynı zamanda. Kitabın yayınlanması sonrasında bir gün kapısında Alma'yı bulana kadar...
Aslında genel olarak Amerikan edebiyatını hep soğuk buluyorum. Cümleler düz ve inceliksiz geliyor. Bunun nedeni kültürel ve yaşam şekillerimizin farklılığından da kaynaklı sanırım. Örneğin David'in ailesi uçak kazasında ölünce, o; sigortadan aldığı parayla sessiz film araştırmasına başlar. Ama bizde işlerin böyle yürümeyeceğini taa içimizden bildiğimiz için bana oldukça gerçek dışı geliyor bu akış. Bizde bir felaket gelmişse arkasından birkaç felaket daha gelir çünkü.
İlk yüz sayfada biraz sıkılsam da kitabın olay akışı ve kurgusunun giderek daha ilgi çekici olduğu da bir gerçek. Hayat hikayesini araştırdığı Hector Mann ile David'in yaşam şekilleri de bir süre sonra paralellik göstermeye başlıyor. Yaşanmış bir hikaye ve yaşanacak olaylar artık yan yana gidiyor. Kitabın en ince (belki de en kalın) ayrıntısı buydu benim için.
Kitabı merak eden ve henüz okumamış okuyucularını pişman edecek bir kitap değil kesinlikle. Bol bol sırrın zamanla aydınlandığı bir dizi/film senaryosu gibiydi benim için.
Eşi ve çocuklarını kaybettikten sonra hayata küsen bir adamın aylar sonra ilk kahkaha atması ile başlayan bir serüven… Sürükleyici ve şaşırtıcı bir kitap
Rastlantıların yazarından okuduğum ilk kitap. Tarzını Zülfü Livaneli’ye benzettim. Hikaye içinde hikaye var. Hatta sürpriz bir son bekledim ama olmadı. David karısını ve çocuklarını bir uçak kazasında kaybetmiş ve depresyona girmiş. Onu bu depresyondan çıkaran Hector adında bir film yıldızı oluyor. Kitap yarısına kadar kendini zor okuttu bana. Fazla depresif buldum. Ama sonrası aktı gitti. Zavallı David neye elini atsa kurudu. Karısının ölümünden sonra kıyafetlerini giymesi, parfümü kullanması, çocukların oyuncaklarıyla oynaması beni çok etkiledi. Sonu daha farklı olsun isterdim.
Auster'dan okuduğum ikinci kitap. Daha önce "Son Şeyler Ülkesinde" yi okumuştum. Bu kitapla o kitap nasıl aynı puanda anlayamadım. "Yanılsamalar Kitabı" birkaç kat üstün bana göre. Çok farklı duygular yaşattı bana. Anlatılan hikâyeden çok, anlatım tarzı ve duygu yoğunluğunu hissetmem etkiledi beni.
Herkese iyi okumalar.
Paul Auster'ın okuduğum ikinci romanı .Ne yalan söyleyeyim bunda, önceki kitaptaki gibi (Son Şeyler Ülkesi) bir tat alamadım.Lakin merak edenler çıkar diye incelememi bırakıyorum buraya.
David Zimmer yani ana karakterimiz,eşini ve çocuklarını bir uçak kazasında kaybetmiştir.Bir gün bir film izler ve başrol oyuncu onu çok etkiler .Ama çok geçmeden başrolün yaklaşık 40 senedir kayıp olduğunu öğrenir. Adamı detaylıca araştıran David ,inanılmaz bir aile sırrının içinde bulacaktır kendini .
Çok etkilendiğim, ilgiyle okuduğum bir kitap oldu. Paul Auster, Yanılsamalar Kitabı'yla tanıştığım bir yazar. Kitabın dili ve olay örgüsünün ilerleyiş biçimi, okuduğum süre boyunca bir kez bile sıkılmama izin vermedi. Birbirine bağlı her gelişme aynı akıcılıkla anlatılmıştı ve hepsinde aynı merak duygusuyla ilerledi.
Yazar, genellikle olayları kendi seyrinde anlatmayı tercih etse de pek çok kez ilerleyen bölümlere ilişkin açık ipuçları vermekten de hiç çekinmemiş. Böylece bir kısmında "şimdi ne olacak" sorusuyla kıvranırken, bir kısmında da var olduğunu bildiğim bir sandığın kapağını açarken buldum kendimi. Kitabın bu tarzını da sanki gücünü daha bir ön plana çıkaran unsur gibi gördüm. Belki de bana hep, sonunu baştan anlatan kitaplar daha gizemli ve çekici geldiğindendir böyle düşünmem.
Hector'un oynadığı her filmi izlemiş gibi oldum. Aktarılması gereken en küçük detaylar bile atlanmamıştı ya da her detay kitabın bütünü için gerekliydi ve yazar özellikle bunları anlatmayı seçmişti. Ana karakterin okuyucuya tanıtımı için seçilen yoldan çok etkilendim.
Her bir karakteri tanımak ve hepsinin hikâyesine tanıklık etmek harikaydı. Göstermekten pek hoşlanmadıkları yoğun duygusallık karakterlerin güçlü duruşlarına güç katmış, hepsini özleyeceğim...
Paul Auster'in okuduğum ilk kitabı ve yazarın diğer kitaplarını da okuma arzusu uyandırdı bende. Dan Brown ya da Grange'in kitapları gibi heyecanın, temponun üst düzeyde tutulduğu, sürükleyici ve keyifli bir kitap olmakla birlikte edebi değer açısından üst düzey beklenti içinde olanları hayal kırıklığına uğratabilir.
Bundan sonrası hatırlamak