Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Postmodern Dönemde Kutsallıkların Ölümcül Sıçrayışı

Yapay Kutsallıklar

Mevlüt Özben

Yapay Kutsallıklar Sözleri ve Alıntıları

Yapay Kutsallıklar sözleri ve alıntılarını, Yapay Kutsallıklar kitap alıntılarını, Yapay Kutsallıklar en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
.."Gittikçe laikleşen bir toplumda sağlığa Tanrı'nın verdiği bir hediye olarak değil bireye düşen sorumluluklardan biri olarak gittikçe daha fazla bakılır hale geldi." Bu, bir bakıma modernlikle birlikte dünyevileşen beden üzerindeki insan tasavvurunun yaşam ile ölüme de, hükmetmek istedikleri listesinde yer vermek istemesinden kaynaklanmaktadır..
Sayfa 141Kitabı okudu
..Birbirlerinden farklı biçimlerde düzenlenmiş olsalar da bütün ölüm törenlerinin birer dışlama hareketi, ölünün ise anormal, tehlikeli ve uzak durulması gereken bir şey olduğunu söyleyen Bauman'a göre, ölüler, tıpkı bulaşıcı mikrop taşıyan hastalar, deliler ya da suçlular gibi, gözetim altına alınır. Ölüm bir tür kapatma mekanı olan mezarlıklara hapsedilir.
Sayfa 139Kitabı okudu
Reklam
..Beden sağlığına bu dolaysız ilginin kurumsal biçimleri olarak sağlık ve hayat sigortaları ön planda olan "karışma biçimlerinden" biridir. Örneğin hayat sigortası poliçeleri, ölümün ertelenebilir, nedenlerinin üstesinden gelinebilir ve bu gerçekleşse bile karlı bir alışverişin nesnesi yapılabilir olduğunun kurumsal göstergesidir. Hayat sigortası poliçesine sahip olmakla ölümü daha az kayıpla atlatılabilir bir belirsiz geleceğe hapsettiğini düşünen modern insan donanımlı/ her şey dahil özel sağlık sigortaları ile de ölüme meydan okur. Bu poliçeler, şimdiye, burada olmaya duyulan tutkuyla ölümün ertelenen soğuk yüzü arasında kalın bir duvar örer.
Sayfa 138Kitabı okudu
Biyo-politik kötülük;
Biyo-siyasetle yani yaşamı siyasallaştırmakla yapılan şey, der Agamben, yaşayan insanların insanlıklarına karar vermektir.
beden, modern insanın yaşantıladığı dünya ile kendisi arasında dolaysız ilişki kurabildiği tek bağdır neredeyse. Kadın ya da erkek, fark etmeksizin her iki cins içinde (kadınlar için daha fazla) birey olabilme bağlamında bağımsızlığının/özgürleşiminin hem amacı hem de aracı bedendir. Çünkü modernlik insanlara kendileri olabilmenin kapılarını bedenler üzerinden açmaktadır.
Reklam
Diğer taraftan, Galilei haklı olarak, doğanın dili matematikle yazılmışsa, tüketimin dili de büyüyle yazılmıştır, demektedir. Onu haklı çıkaran unsur, der Bruckner, "sahip olmak" için dünyaya gelmekten başka hiçbir bedel ödemek zorunda olmadığımız bir tarihin şımarık çocukları olmamızda yatmaktadır. Bu şekliyle modernliğin farklı evresinin insanı doğar doğmaz büyülü bir dünyaya gözlerini açmaktadır. Ne ki, potansiyel bir tüketici olarak da yaşamı boyunca dünyanın büyüsünün bilfiil üreticisi olmaktadır. Bu bağlamda, günümüz insanının üretici olabildiği neredeyse tek alan, dünyanın yeniden büyülü bir yer olmasına, tüketerek yaptığı katkıdır (üretimdir/inşadır).
toplumsal cinsiyet eril tahakkümün belirleyiciliği etrafında anlaşılmaktadır. Yani, toplumda kadınlık ve erkeklik üzerine inşa edilen bir bağlam vardır ve bu bağlamda erkeklik durumu merkeze alınarak diğer her şey onun etrafında değerlendirir.
modernlik dinin kendisinin tarihsel olarak kendisine uygun olan yere yerleşmesini gerektirmektedir.
"Hayat tarzımızın güya sorgulanamaz öncüllerini sorgulamak, denilebilir ki, kendimize ve insanlara borçlu olduğumuz en acil hizmettir". Zygmunt BAUMAN
Reklam
Uzak geçmişte İbranilere zulmeden Firavun(lar) tanrısal varlıklar iken, modern çağda Almanya'da Yahudileri katleden Adolf Hitler'in bugün anılış biçimi fazlaca bir şeyler söylemeye gerek bırakmıyor. Mısır'da ve başka ülkelerde (müzelerde yer alan) Firavunlar binlerce insan tarafından ziyaret edilirken, Hitler olmayan mezarı başında lanetlenmeye devam ediliyor. Bu durum kuşkusuz, Firavunlarca temsil edilen toplumun tarihselliği kadar onların Tanrısal kişiliklerinin yaptıkları zalimliklerini örtmede bir araç olarak kullanıldığını gösterir. Ne ki, Hitlerin zalim bir insan oluşunu perdeleyecek kutsal bir zırhı yoktur.
Hindu metinleri adet kanaması ile kişinin arınması (günahlarından) arasında dolaysız ilişki kurarlar. Buna göre, kadınlar erkeklerle karşılaştırıldığında adet kanaması aracılığıyla rakipsiz bir arındırıcı güce sahiptirler. Öyle ki, onlar hiçbir zaman erkekler gibi tümüyle kirlenmezler. Çünkü adet kanaması (geçici kirlilikleri) her ay onları günahlarından arındırır.
Pek çok dinde ve bunlara ait kutsal metinlerde göksel bir amacı gerçekleştirmek amacıyla gelecek bir liderden (kurtarıcıdan) söz edilmektedir. Genel olarak kurtarıcı dünyanın sonu yaklaştığında Tanrı tarafından yeryüzüne gönderilecek, ona (Tanrıya) inananları kendi liderliğinde toplayarak kötülüklere karşı savaş verecek ve kötülükleri yeryüzünden silecektir. Bu kişi (kurtarıcı) Yahudi ve Hıristiyan inancında Mesih, İslam inancında Mehdi -bir kısım Müslümanlar Mehdi ile birlikte Mesih İsa'nın da geleceğine inanmakta ve Şiiler de Mehdi ve Mesih'i tek kişi yani İmam Mehdi saymaktadırlar-, Budizm'de Maitreya Budha, Hinduizm'de Kalki, Zerdüştlükte Saoşyant ve Konfüçyus inancında Doğru Kişidir.
Kutsallık insan için inanmayı anlamlı kılan temel kaynaktır. Tersinden ifade etmek gerekirse, insanın inandığı şeye anlam katan da onda bulduğu kutsallık/aşkınlıktır.
24 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.